Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5937 E. 2022/8501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan taşınmazın mülkiyetinin kimde olduğuna ve Hazine'nin el atma ve yıkım talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davacı müdahil tarafından 2002 yılından beri kullanıldığı, su aboneliğinin adı geçene ait olduğu, evin üst katının müdahil tarafından yaptırıldığı ve önceki satış iddialarının geçerli delillerle desteklenmediği gözetilerek mahkemenin tescil kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili ve el atmanın önlenmesi-yıkım davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen asıl davanın kısmen kabulüne ilişkin karar asli müdahil ..., davalı ... vekili ve davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı-birleştirilen davada davalı vekili dava dilekçesinde özetle; .... ilçesi, ..... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan sınırları dava dilekçesinde gösterilen yaklaşık bir dönüm yüz ölçümündeki taşınmazı davacının 1988 yılında... isimli şahıstan satın aldığını...'nın atalarından intikalen gelen bu taşınmazın çok uzun süre önce imar-ihya edilip zilyet olunduğunu ileri sürerek satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.

Davaya katılma isteminde bulunan ... dilekçesinde; davacının malik sıfatıyla zilyedi olduğu ve zamanaşımı süresinin gerçekleşmesi ile iktisap ettiği dava konusu taşınmazın zilyetliğinin ve mülkiyet hakkının davacı tarafından kendisine 21.10.2004 tarihinde devredildiğini, davacı ile aralarında yazılı devir sözleşmesi tanzim ettiklerini, dava konusu taşınmazın malik sıfatıyla zilyedi olması nedeni ile taşınmazı adına tescili için davaya müdahil olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davaya katılma isteminde bulunan ... vekili dilekçesinde; davaya konu taşınmazın bir kısmının ...’un mülkiyeti altında olduğunu, üç katlı evinin bulunduğunu ve bu evi önceki maliklerin yaptırdığını, müdahil davacı ...'nın fuzuli şagil olarak oturduğunu, tahmini 400 m2 civarındaki yerin 2002 yılında tapuda satışla birlikte zilyetliğinin ...'a geçtiğini, bunun dışındaki yerler hakkında herhangi bir iddia ve taleplerinin olmadığını belirterek, davacı yanında asli müdahil olarak katılmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

Davaya katılmak isteyen ... vekili dilekçesinde; tapu iptali davasına konu olan taşınmazın ... tarafından 11.02.2000 tarihli senet ile ...'dan satın alındığını, ... ile ...'nın taşınmazla bir ilgisinin bulunmadığını, ...’ün taşınmazın sadece 153 m2'lik kısmını ev ile birlikte 11.04.2002 tarihinde dahili davacı ...'a tapuda devrettiğini, 153 m2 dışındaki bölümün tamamen ...’ün zilyedinde olduğunu ve ...'dan satın alınan taşınmaz olduğunu ileri sürerek, müdahale taleplerinin kabulü ile dava konusu taşınmazın Hamza adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; davalının .... ilçesi, .... köyünde tapuda kaydı olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan taşınmaza kaçak beton bina inşa ettirdiğini ileri sürerek, davalının haksız elatmasının önlenmesine, inşa edilen kaçak binanın yıkımına karar verilmesini talep etmiş, asıl davanın reddini savunmuştur.

Davalılar ... vekili ve ... vekili cevap dilekçelerinde ve yargılama sırasında özetle, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirtilerek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.04.1993 tarihli ve 1989/897 Esas, 1993/109 Karar sayılı kararı ile; davacı-karşı davalı ...'ın tescil davasının kabulüne, davalı-karşı davacı Hazinenin el atmanın önlenmesi ve yapının yıkımı hususundaki davasının reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleştirilen davada davalı vekili ve davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.01.1995 tarihli ve 1994/5126 Esas 1995/63 Karar sayılı kararı ile, ziraat bilirkişisinin raporunu komşu dava dışı 889 parsel ile ilgili hazırlandığı, ...taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığının kesin olarak belirlenmesi, öncesi dere iken sonradan çekilme söz konusu ise bunun ne zaman meydana geldiğinin belirlenmesi.... jeolog bilirkişisine inceleme yaptırılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/02/2014 tarihli ve 2005/146 Esas 2014/122 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne; 09.07.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 160,15 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün müdahil davacı ... adına tapuya tesciline diğer müdahil davacıların davalarının reddine, Hazinenin birleşen davadaki el atmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili, davalı ... vekili, müdahil ... vekili, müdahil ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2016 tarihli ve 2016/9015 Esas 2016/7907 Karar sayılı kararı ile; "Çekişmeli taşınmazın öncesinde...'ya ve bitişiğinde bulunan dava dışı 889 parselin bir kısım payı öncesinde ...'ya ait iken ...'ın, tescile konu evin olduğu bölümü de kapsayan 1 dönümlük taşınmazı...'dan, bitişiğinde bulunan 889 parseldeki payını da ...'dan 1988 yılında zilyetliğini de devralmak suretiyle satın aldığının taşınmaza ait tapu kaydından ve keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tescile konu taşınmazın bundan sonra ... tarafından kime satıldığı ve zilyetliğin kime devredildiği noktasında toplandığı, davacı ... tarafından eldeki tescil davası açıldıktan sonra müdahil ...'nın taşınmazı ...'dan 21.10.2004 tarihli harici senetle satın aldığını öne sürerek müdahil olduğu, 07.03.2006 tarihli duruşmada ...; taşınmazı müdahil ...'ya devrettiğini, artık taşınmazla bir alakasının kalmadığını beyan ettiği, daha sonra ..., ...'ın bu taşınmazı 2000 yılında Noter senedi ile ...'e sattığını, Hamza'dan da 2002 yılına kendisinin satın aldığını ve o tarihten bu yana kendisinin kullanımında olduğunu öne sürerek 29.09.2006 tarihli harçlı dilekçe ile davaya müdahil olduğu, bilahare ...'te taşınmazı ...'dan 11.02.2000 tarihli Noter senedi ile satın aldığını, 153 metrekare yüz ölçümündeki bölümünü ve üzerindeki evi müdahil ...'a sattığını taşınmazın geri kalan bölümünün kendisine ait olduğunu öne sürerek 29.09.2008 tarihli harçlı dilekçe ile müdahil olduğu, bu kez ... aslında taşınmazı ...'dan daha önce satın aldığını öne sürerek 1999 yılına ait başka bir harici satış sözleşmesi ibraz ettiği, davacı müdahil Rasih'in ilk önce 2004 tarihli harici senet ile satın aldığını söyleyip sonradan diğer müdahil ...'ün sunduğu 2000 tarihli senedin geçerliliğini ortadan kaldırmak amacıyla 1999 tarihli harici senedi sunması karşısında 1999 tarihli senede itibar edilmesinin mümkün olmadığı...diğer yandan davacı tarafından 11.02.2000 tarihli Noter senedi ile 889 parsel sayılı taşınmazdaki payını ve...'dan satın aldığı taşınmazı satması için ...'e vekalet verdiği ve aynı tarihli harici satış sözleşmesiyle de söz konusu taşınmazların ...'e satıldığı ve nitekim bu vekalete dayalı olarak 889 parsel sayılı taşınmazdaki payın ...'e devredildiği, ...'ten de 889 parsel sayılı taşınmazdaki payın kayden ... tarafından satın alındığı, evin bulunduğu tescile konu alan da bu satışla birlikte ...'a devredildiği, ...'ın ...'ü vekillikten azlettiği, azilnamenin vekile adresinde tanınmadığından tebliğ edilemediği, diğer bir deyişle müdahil ... yönüyle azilnamenin eldeki davada bir etkisinin bulunmadığının anlaşıldığı, fen bilirkişileri tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan raporda tescile konu üzerinde ev ve çardağı bulunan 160,15 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz olduğu, müdahil ... ev dışında kalan bir kısım yerin kendisine ait olduğunu öne sürmekte ise de 06.03.2006 havale tarihli jeofizik mühendisi bilirkişi tarafından verilen raporda, bina dışında kalan bölümünün dere yatağında kaldığını belirtmiş olması ve dosyaya sunulan taşınmaza ait fotoğraflardan binanın kaldığı bölümün 889 parsel ile aynı kotta ancak diğer bölümlerinin ani bir eğimle inen yamaç şeklinde olduğu çalılıklarla kaplı olduğu gözlemlenmesi karşısında, müdahil ...'ün fazlaya dair talepleri yerinde görülmediği, ayrıca taşınmazın su aboneliğinin 2002 yılından itibaren müdahil ... adına olduğu, evin üst katının adı geçen tarafından yaptırıldığı, 2002 yılından bu yana kullanımının adı geçende olduğu yapılan keşif sonucunda alınan beyanlardan anlaşıldığı, bu sebeple çekişmeli taşınmazın müdahil ... adına tesciline, diğer müdahillerin taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/01/2018 tarihli ve 2017/340 Esas, 2018/10 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 09/07/2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 160,15 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın müdahil ... adına tesciline, diğer müdahillerin taleplerinin reddine, Hazinenin birleştirilen davadaki el atmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili, davalı ... vekili ve asli müdahil ... tarafından temyiz talebinde bulunmuştur.

8. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.04.2021 tarihli ve 2018/1962 Esas, 2021/3488 Karar sayılı kararı ile; tescil davalarında 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca husumetin yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte yöneltilmesinin zorunlu olduğu halde somut olayda dava, Hazine ve Fethiye Beleidye Başkanlığı hasım gösterilerek açılmış olduğu, 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlendiğini aynı Kanun'un Geçici 1/13. maddesine göre de Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldığı ve böylelikle ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesi tescil davalarında ilgili kamu tüzel kişisi olarak yasal hasım sıfatını kazandıklarını Mahkemece yasal hasım olan ...'nın davaya dahil edilmesi gerektiğinin gözden kaçırıldığı kabule göre de; tescil davalarında yasal hasım konumunda bulunan davalıların, vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları gözetilmeksizin aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

9. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/03/2022 tarihli ve 2021/406 Esas, 2022/193 Karar sayılı kararıyla; müdahil ...’ün ev dışında kalan bir kısım yerin kendisine ait olduğunu öne sürmekte ise de 06.03.2006 havale tarihli jeofizik mühendisi bilirkişi tarafından verilen raporda bina dışında kalan bölümünün dere yatağında kaldığını belirtilmiş olması ve dosyaya sunulan taşınmaza ait fotoğraflardan binanın kaldığı bölümün, 889 parsel ile aynı kotta ancak diğer bölümlerinin ani bir eğimle inen yamaç şeklinde olduğu çalılıklarla kaplı olduğunun gözlemlenmesi karşısında, müdahil ...'ün fazlaya dair talepleri yerinde görülmediği, ayrıca taşınmazın su aboneliğinin 2002 yılından itibaren müdahil ... adına olduğu, evin üst katının adı geçen tarafından yaptırıldığı, keşif sonucunda alınan beyanlardan 2002 yılından bu yana kullanımının .... olduğu, bu durumda davacı müdahil ....'in sonradan 2004 tarihli harici senet ile satın aldığını söyleyip sonradan diğer müdahil ...'ün sunduğu 2000 tarihli senedin geçerliliğini ortadan kaldırmak amacıyla 1999 tarihli harici senedi sunması karşısında, 1999 tarihli senede itibar edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 10/07/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 160,15 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın müdahil ... adına tesciline, diğer müdahillerin taleplerinin reddine, Hazinenin birleşen davadaki el atmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine karar verilmiştir.

10. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili, davalı ... vekili ve asli müdahil ... temyiz talebinde bulunmuştur.

11. Temyiz Nedenleri

Asli müdahil ... temyiz dilekçesinde özetle, Yargıtay bozma kararının usuli kazanılmış hakkını ihlal edici nitelikte olduğunu, dosyadaki bilgi ve belgelerin yanlış ve eksik yorumlandığını, taşınmaza 30 yıldır zilyet olduğunu, ... ile dava konusu meskeni ortak olarak gazino işletme yeri olarak kullandıklarını su ve elektrik abonelerinin kendi adına olduğunu, kiracısı ... kendisinin 20002 yılında elektrik abonesini devir ettiğini belirterek Mahkeme kararının bozularak dava konusu bölümün kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemece verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, imar-ihya edilmediğini, fasılasız kullanım koşulunun oluşmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ve re'sen belirlenecek nedenlerden dolayı kısmen kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu bölüm dere yatağında kaldığını, kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülkiyetinin kazanılmayacağını, müdahil davacıların savları gözetildiğinde davacının yasanın aradığı nizasız ve fasılasız zilyet olmadığını, belediyenin yasal hasım olması nedeniyle ödediği temyiz harcının iadesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

12. Gerekçe

12.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili, birleştirilen dava el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.

12.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

12.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/9.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; asli müdahil ..., davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı-birleştirilen davada davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı 220,47 TL bakiye onama harcının davalı ... Başkanlığından alınmasına, asli müdahilden onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 26/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.