Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5984 E. 2023/2495 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, annelerinin akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiasıyla yaptığı bağışlama işleminin iptali talebi üzerine, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların anneleri hakkında kısıtlama kararı olmadığı ve davayı kendi adlarına açtıkları, ayrıca Yargıtay’ın önceki bozma kararına rağmen davacıların annelerinin kısıtlanması için açtıkları davanın reddedilerek kesinleştiği gözetilerek, davacıların aktif dava ehliyetleri olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve davalı vekilinin duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde, anneleri ...’ın maliki olduğu ve uzun yıllardır tasarruf ve idaresinde olan 15 parseldeki 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümleri davalı kardeşlerine bağış suretiyle temlik ettiğini, annelerinin işlem tarihinde 90 yaşında ve akıl sağlığının zayıf olduğunu, fiil ehliyetinin bulunmadığını, anılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, bağışlama işleminin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, annesinin sağ olduğunu, hakkında kısıtlılık kararı olmadığını, davacıların husumet ehliyeti olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.09.2020 tarihli ve 2019/229 E. 2020/168 K. sayılı kararıyla; tarafların sağ olan anneleri ... hakkında herhangi bir kısıtlama kararı bulunmadığı, bu konuda derdest bir davanın olmadığı, davacıların davayı anneleri olan ... adına değil, bizzat kendi adlarına açtıkları, bir hakkı dava etme yetkisinin kural olarak o hakkın sahibine ait olduğu, ehliyetsizlik iddiası ile bağışlama işleminin iptali isteminde davacı ...’ın aktif dava ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle, davacı ... yönünden aktif husumetten davanın reddine, davacı ... yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarihli ve 2021/172 Esas, 2021/135 Karar sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun kamu düzeni yönünden kabulü ile HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak, maddi hataya dayalı, davalı kelimelerinin davacı olarak düzeltilmesine diğer istinaf itirazlarının reddiyle davacı ... yönünden aktif husumetten davanın reddine, davacı ... yönünden HMK’nın 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece 01.11.2021 tarihli 2021/1904 E. 2021/6213 K. sayılı kararıyla “...Somut olaya gelince, davacıların dava dışı ...’ın muhtemel mirasçıları olması nedeniyle, kısıtlanması durumunda ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı eldeki davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Her ne kadar dava tarihinde davacının, annesi ...’ı temsil yetkisi bulunmamakta ise de, ehliyetsizliğin kamu düzenini ilgilendirdiği dikkate alınarak, davacı tarafından annesinin vesayet altına alınmasına ilişkin dava açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, açılmamış ise davacıya dava açmak için uygun bir süre verilmesi veya ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 405/2 maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulması gerekeceği kabul edilmelidir. Esasen, davanın en kısa zamanda ve en az masrafla sonuçlandırılması düşüncesinin ifadesi olan dava ekonomisi ilkesi de bunu gerekli kılar. Ne var ki, bu hususlar dikkate alınmaksızın dava açan kişinin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi, uyuşmazlığın ortada bırakılması ve temlik yapan kişinin menfaatlerinin göz ardı edilmesi sonucunu doğurur niteliktedir. Hal böyle olunca, ...’ın vesayet altına alınmasına ilişkin dava açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, açılmamış ise TMK'nın 405/2 maddesi gözetilerek davacıya, temliki yapan ...'ın kısıtlanması ve kendisine vasi atanması yönünde Sulh Hukuk Mahkemesine müracaatta bulunmak üzere süre verilmesi ...'ın vesayet altına alınması halinde vasinin eldeki dava için TMK'nın 462/8 maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından izin alması ve vasinin davaya katılımının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi; ...'ın kısıtlanmaması halinde ise, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma kararı doğrultusunda davacı ... tarafından annesi ...’ın kısıtlanması amacıyla dava açıldığı, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli 2020/1284 Esas 2021/939 Karar sayılı kararı ile alınan sağlık kurulu raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilerek 08.07.2021 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle, davacı ... yönünden aktif husumetten davanın reddine, davacı ... yönünden HMK’nın 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ... vekili, müvekkilinin annesi ...'ın fiil ehliyetini haiz olup olmadığının Mahkemece araştırılmadığını, Yargıtay bozma kararı sonrası Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davada Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor almak yerine usul ve yasaya aykırı şekilde tek hekim raporuyla yetinilerek hüküm kurulduğunu, davacıların muhtemel mirasçılar olmaları nedeniyle aktif husumet ehliyetleri bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı bağışlama işleminin iptali isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bilindiği üzere, HMK'nın 51. maddesinde “dava ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiştir. Öte yandan, 03.03.1993 tarih, 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da; dava şartlarının davanın açıldığı tarihten, hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu yasal düzenlemeler ve yargısal uygulamalar karşısında şüphesiz hâkim, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re’sen) araştırmak zorundadır. Ne var ki; dava açılırken bulunmayan dava şartının yargılama sırasında tamamlanması halinde dava ekonomisi yönünden davanın esasına girilerek sonuçlandırılması gerekeceği de gerek doktrinde gerekse Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir.

2. Ehliyetsizlik, kamu düzenini ilgilendirdiğinden, ... Medeni Kanunu'nun 405/2 maddesi uyarınca, görevlerini yaparken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

3. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ...'tan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.