Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6003 E. 2024/1894 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde tapu iptali ve tescil ile mülkiyetin tespiti talepli davanın kabulünün hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği, imar uygulaması sonucu oluşan parseller, yol ve park alanlarının davacı tarafından dava tarihinden geriye doğru uzun süredir zilyetliğinde bulunduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/611 E., 2022/794 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Ret - Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/8 E., 2021/348 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkilinin mirasbırakanından kendisine taksimen kaldığını, bu taşınmazın imar-ihyasının 1980 yılından önce tamamlandığını, nizalı taşınmazın bir kısmının 1538 parsel sayılı taşınmaz içerisinde, bir kısmının ise tescil harici alanda kaldığını ileri sürerek nizalı taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı vekili 01.11.2018 tarihli duruşmada; nizalı taşınmazın Hazine adına kayıtlı taşınmaz içerisinde kalan kısımları yönüyle tapu iptali ve tescil, imar yolunda ve park alanında kalan kısımları yönüyle ise mülkiyetin tespiti isteminde bulunduklarını beyan etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kaldı ki nâzım imar planı içerisinde kalan taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmaz vekil eden adına kayıtlı olmadığından vekil edene husumet yöneltilemeyeceğini, öte yandan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle, bunun kabul edilmemesi halinde ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası davaya dahil edilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazda davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddelerinde öngörülen koşulların oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2018 tarihli, 2016/322 Esas, 2018/557 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmaz bölümlerinin kadastro sırasında ekilemez arazi olarak tescil harici bırakıldığı, davacı tarafından taşınmazın imar-ihyasının 1980 yılından önce tamamlandığı ve dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız şekilde zilyet edildiği, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, teknik bilirkişi raporunda imar yolu olan kısmın (Y) harfiyle, park olan kısımların ise (P) harfiyle gösterildiği, bu kısımlarda da tescil şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 48996 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazineye ait 13.800/100.000 hissenin bilirkişi ...'ın 06.08.2018 tarihli rapor ve krokisinde (M) ile belirtilen 83,45 metrekare, 48976 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazineye ait 591/1.000 hissenin aynı rapor ve krokide (K) ile belirtilen 76,37 metrekare ve 48976 ada 2 parsel sayılı taşınmazın aynı rapor ve krokide (L) ile belirtilen 8.196,06 metrekarelik bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; bilirkişinin aynı rapor ve krokisinde (Y) ile belirtilen 6.058,33 metrekarelik yolun, (P1) ile belirtilen 3.635,17 metrekare ve (P2) ile belirtilen 1.378,22 metrekarelik parkın davacı ...'in mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli, 2019/1918 Esas, 2019/1920 Karar sayılı kararıyla; eldeki davanın, kadastro sırasında tescil harici bırakılıp idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilen ve daha sonra imar uygulamasına giren taşınmazın imar uygulaması sonucunda park ve yol olarak tapudan terkin edilen kısımları hakkında tescil, Hazine adına tapuya tescil edilen kısımları hakkında ise tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğu, park ve yol kısımları yönüyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada yer almadığı, bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlanmadığı: kabule göre de, dava konusu edilen ve krokisinde (K) harfi ile gösterilen 76,37 metrekarelik bölümün 48976 ada 1 sayılı parselde, (M) harfi ile gösterilen 83,45 metrekarelik bölümün ise 48996 ada 2 sayılı parsel içinde kaldığı ve bu bölümlerde Hazine tam pay maliki olmayıp Hazine dışında hissedar tapu maliklerinin de bulunduğunun tapu kayıtlarından anlaşıldığı, Mahkemece bu bölümlerin tapu kayıtları iptal edildiği halde, tescil kararı verilirken Hazine payları dışında kalan hissedar maliklerin paylarının da belirlenmesi gerekirken, bu bölümlerin tapu kayıtları iptal edildiği halde davacı adına tescil edilen paylar dışında kalan paylar hakkında tescil kararı verilmeyerek sicil açık bırakılmak suretiyle infazı kabil olmayan hüküm kurulmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklanan hususlarda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.09.2021 tarihli, 2020/8 Esas, 2021/348 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası taraf teşkilinin sağlandığı, nizalı taşınmaz bölümlerinin kadastro sırasında ekilemez arazi olarak tescil harici bırakıldığı, davacı tarafından taşınmazın imar-ihyasının 1980 yılından önce tamamlandığı ve dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız şekilde zilyet edildiği, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, teknik bilirkişi raporunda imar yolu olan kısmın (Y) harfiyle, park olan kısımların ise (P) harfiyle gösterildiği, bu kısımlarda da tescil şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 48996 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazine dışındaki maliklerin hisseleri aynı kalmak suretiyle davalı Hazine hissesine ait 13.800/100.000 (138,00 metrekare) hissenin fen bilirkişisi ...'ın 04.03.2021 tarihli rapor ve krokisinde (M) ile belirtilen 8.345/10.000 (83,45 metrekarelik) hissesine ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına; 48976 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazine dışındaki maliklerin hisseleri aynı kalmak suretiyle davalı Hazine hissesine ait 591/1.000 (591,00 metrekare) hissenin aynı rapor ve krokide (K) ile belirtilen 7.637/100.000 (76,37 metrekarelik) hissesine ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına; 48976 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalı Hazineye ait 1/1 (11.834,00 metrekare) hissenin aynı rapor ve krokide (L) ile belirtilen 819.606/118.3400 (8.196,06 metrekarelik) hissesine ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; bilirkişinin aynı rapor ve krokisinde (Y) ile belirtilen 6.058,33 metrekarelik yolun, (P1) ile belirtilen 3.635,17 metrekarelik ve (P2) ile belirtilen 1.378,22 metrekarelik parkın davacı ...'in mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, incelenen hava fotoğraflarına göre nizalı taşınmazlarda kullanım bulunmadığının sabit olduğunu, nâzım imar planı kapsamında kalan taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, nizalı taşınmazın nâzım ve uygulama imar planları kapsamında kaldığını, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, öte yandan imar parselleri Hazine adına kayıtlı olduğundan vekil eden aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli, 2022/611 Esas, 2022/794 Karar sayılı kararıyla; davalı ... vekilinin istinaf başvuru süresini geçirdiğinin anlaşıldığı; davalı Hazinenin istinaf başvuru taleplerinin incelenmesine gelince, davaya konu edilen ve teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 19.427,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün içinde kaldığı öncesi tescil harici taşınmazın 01.10.2003 tarihinde idari yoldan Hazine adına ham toprak vasfıyla 1538 sayılı parsel altında ve 40.279,00 metrekare yüzölçümüyle tapuya tescil edildiği, bilahare yapılan imar uygulamasıyla 1538 sayılı parselin tapu kaydının 11.05.2016 tarihinde kapatılarak tapudan terkin edildiği ve (A) harfi ile gösterilen bölümün imar parselleri ile yol ve park alanına ayrıldığı, teknik bilirkişi raporu ve krokisine göre imar ile oluşan 48996 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (M) ile belirtilen 83,45 metrekarelik, 48976 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (K) ile belirtilen 76,37 metrekarelik ve 48976 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (L) ile belirtilen 8.196,06 metrekarelik kısmının, yine (Y) ile belirtilen 6.058,33 metrekarelik yolun, (P1) ile belirtilen 3.635,17 metrekare ve (P2) ile belirtilen 1.378,22 metrekarelik parkın dava konusu alan içerisinde kaldığı, dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tescil edildiği 2003 yılından geriye davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddelerinde öngörülen şartların gerçekleştiği anlaşıldığından yol ve parkta kalan bölümler hakkında mülkiyet tespitine karar verilmesinde ve imar parselleri içinde kalan bölümlerde yüzölçümüne karşılık gelen ve bilirkişi raporu doğrultusunda Hazine adına kayıtlı hissenin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; davalı ... vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin süre nedeniyle reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. 1953 yılında Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışması sonucunda nizalı taşınmazın bulunduğu yer ekilemez arazi vasfıyla tescil harici bırakılmış, taşınmaz bilahare 01.10.2003 tarihinde 1538 parsel numarasıyla ve 40.279,00 metrekare yüzölçümlü olarak idari yoldan ham toprak vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, 2018 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda Hazine ve müşterekleri adına kayıtlı 48976 ada 1 ve 48996 ada 2 parseller, Hazine adına kayıtlı 48976 ada 2 parsel ile imar yolu ve park alanları oluşmuştur.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.