"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan... ... ve eşi ...’nın kendisini ve davalı ...’i evlat edindiğini, mirasbırakanın... ...’nin maliki olduğu 86 ada 47 parsel sayılı taşınmazdaki 5 ve 8 numaralı bağımsız bölümleri dava dışı kişilere temlik ettiğini, taşınmazların bedelini bankaya yatırdığını ve 2003 yılında davalı ...’e 331 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümü bedelini ödeyerek satın aldığını, ayrıca murisin maliki olduğu 229 ada 199 parsel sayılı taşınmazdaki 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümleri ise ...’in eşi olan...’e temlik ettiğini, temliklerin kendisinden mal kaçırma amacıyla yapıldığını, ...’in mirasbırakanı kovması nedeniyle yaptığı temliklerden pişmanlık duyduğunu ve kendisine de 229 ada 199 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümleri devrettiğini, murisin ölene kadar 3 numaralı bağımsız bölümü kullandığını ileri sürerek 229 ada 199 parsel sayılı taşınmazdaki 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile murisin mirasçıları adına payları oranında tesciline, mümkün olmazsa tenkisine, murisin parası ile alınan 331 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümün değerinin tespiti ile saklı payı hesaplanarak davalı ...’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2.Birleştirilen davada davacı dava dilekçesinde; kendisinin ve davalının mirasbırakan ve eşinin evlatlığı olduklarını, murisin ve eşinin davalı ile evlenmesi için kendisini zorladıklarını, bu sebeple çok erken yaşta evden ayrıldığını, davalının murisle daha çok ilgilenmesi, erkek çocuğunun üstün tutulması, minnet duygusu ve kendisinden mal kaçırma amacıyla murisin 229 ada 199 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümleri muvazaalı olarak davalıya devrettiğini, temlikin bağış amacıyla yapıldığını, bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, mümkün olmazsa tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı ... cevap dilekçesinde, kendisini evlat edinenlerin davacı ile evlendirmek istemesi üzerine 1995 yılında yanlarından ayrıldığını, davacının muris ve eşiyle kalıp onların imkanlarından faydalandığını ve onlara bakmadığını, 5 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin temlik tarihlerinin 1990 ve 1993 olduğunu, 331 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümü 2004 yılında kendi parası ile edindiğini, iddiaların gerçek olmadığını, diğer taşınmazları da eşinin bedelini ödemek suretiyle muristen satın aldığını ve murise kiraya verdiğini, murisin davacıdan mal kaçırma amacı olmadığını ve iki dairesini de ona devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Asıl davada diğer davalılar cevap dilekçelerinde, mirasbırakan babaları...’in dava konusu 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümleri alabilecek ekonomik güce sahip olduğunu, murisin taşınmazdan kovulmak bir yana davacının da belirttiği gibi ölene kadar 3 numaralı bağımsız bölümde yaşadığını, mal kaçırma kastı olan murisin davacıya da 2 tane bağımsız bölüm bağışlamayacağını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
3.Birleştirilen davada davalı cevap dilekçesinde, davalının ölen eşi ile birlikte yaşamak için evi terk ettiğini, murisle 2003 yılına kadar görüşmediğini, murisin eşinin cenazesine dahi katılmadığını, davacının murisle 2003 ile 2007 yılları arasında görüştüğünü, murisin asıl kendisini mirasından mahrum etme amacıyla hareket ettiğini, asıl davaya konu 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümleri ...’in eşine temlik ettiğini, murisin kendi el yazısı ile yazdığı mektupta ...’in eşine yapılan temlikin hibe olduğunu bildirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile...'da alınan evin parasının muris tarafından verildiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil ileri sürülmediği gibi bu husus ispatlansa dahi murisin mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlemi söz konusu olmadığı, muvazaaya konu taşınmazların değer ve nitelikleri birbirine yakın değerler içerdiği dikkate alındığında murisin iradesinin mal kaçırmaya yönelik olmadığı, paylaştırma amacını taşıdığı, her ne kadar birleştirilen davada davacıya değil de eşi...'e taşınmazları devretmiş ise de esas iradenin mirasçı kızına yönelik olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Asıl davada davacı istinaf dilekçesinde özetle; değerler arasında fahiş fark bulunduğunu, yapılan keşfe itiraz edildiğini, taşınmazların yüz ölçümlerinin farklı olduğunu, bilirkişilerce itirazlarının dikkate alınmadığını, 1 ve 2 no.lu bağımsız bölümün değerinin 3 no.lu bağımsız bölümün değerini geçtiğini, Mahkemenin evin parasının muris tarafından verildiğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil ileri sürülmediği yolundaki kanaatin yerinde olmadığını, banka hesaplarının delil olarak gösterildiğini, murisin mevduattaki parasını çekerek davalı ...'e...'daki evi alması için verdiğini, tanık beyanları arasında çelişki olduğunu, murisin...'da kızına ev aldığını bizzat söylediği tanığın ifadesi ile ispatlandığını, davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, işlemlerin davacıdan mal kaçırma amaçlı yapıldığını, murisin davalı ... tarafından evden kovulması üzerine, bankadaki parası ile ev almak zorunda kaldığını söyleyerek murisin yaptığı tasarruftan pişmanlığı üzerine 1 ve 2 no.lu bağımsız bölümü davalıya devrettiğini, murisin 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümü ...'in eşine yaptığı tasarrufun mirasçı kızına yönelik olduğu gerekçesinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2.Birleştirilen davada davacı istinaf dilekçesinde özetle; her iki davanın da muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, ...'ın eşinin şahit olarak dinlendiğini, 2 daire alınırken herhangi bir para vermediklerini açıkça ikrar ettiğini, 1 ve 2 no.lu bağımsız bölümlerin satış gösterilse de bağışlandığını, Mahkemenin bunu kabul ettiğini, ancak kararda paylaştırma olarak kabul etmesinin hatalı olduğunu, 1974 tarihli İçtihatı Birleştirme Kararı gereğince yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, taraflar arasında evlatlık ilişkisi bulunduğunu, ...'daki taşınmazla ilgili verilen kararın yerinde olduğunu, bu taşınmazın murisle ilgisi bulunmadığını, bedel ödenmediği yönünde ikrar varken birleştirilen davanın reddinin doğru olmadığını, 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümlerin tapuda ...'a bedeli karşılığında satıldığını, satış tarihinde tarafların evli olmadıklarını, Mahkemenin ret kararının sonuç itibari ile doğru olduğunu, asıl davanın reddi kararının onanmasını, birleştirilen davanın reddi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl davada Davacı temyiz dilekçesinde özetle, kendisine devredilen taşınmazlarla, ...'e devredilen taşınmazların yüz ölçümleri ve değerleri arasında fark olduğunu, dengeli bir şekilde paylaşım yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, murisin 2004 yılında bankadan parasını çektiğini ve aynı yıl ...'in...'daki evi satın aldığını, bu evin murisin parası ile alındığını, ...'in çalışmadığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, murisin...'daki evi kızına aldığını beyan eden tanığın olduğunu, bu konudaki gerekçenin kabul edilemez olduğunu, murisin mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Birleştirilen davada davacı temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazların...'a düşük bedelle temlik edildiğini, ...'ın eşinin taşınmaz için bedel ödenmediğini beyan ettiğini, işlemin bağış olduğunu, tapuda satış gösterildiğini, davanın kabulünün gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davada muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, ... Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 565 ... maddesinin dördüncü fıkrasında mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğu düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nin 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davacı vekilinin ve birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.