Logo

1. Hukuk Dairesi2022/611 E. 2023/7278 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla mülkiyetinin kazanılıp kazanılmadığı ve tescil edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro öncesi zilyetlik hakkına dayalı davalarda yasal bir süre sınırlaması bulunmadığı, bozma kararının bu hususta hataya dayandığı ve ayrıca mirasçıların davaya dahil edilmesi, taşınmazın durumu hakkında detaylı keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/17 E., 2014/68 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili talepli davanın bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı mirasçısı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; kadastro çalışmaları sırasında 216 ada 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşulları lehine gerçekleştiği gerekçesiyle adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazlar arasındaki bir kısım yerin köy boşluğu olarak tescil harici bırakıldığını bu yerin anılan parsellere geçmek için kullandığını açıklayarak adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; nizalı parselin köy boşluğu olarak tespit harici bırakıldığını, zilyetlik yoluyla kazandırıcı zamanaşımı iktisabının mümkün olmadığını ve davanın süresinde açılmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

2.Davalı ... Kişiliği temsilcisine dava dilekçesi yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çal Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.09.2012 tarih, 2011/484 Esas -2012/467 Karar sayılı kararı ile davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; Denizli ili, Bekilli ilçesi, ... köyünde bulunan 216 ada 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazın yanında yer alan ve kadastro tespitinde çıkmaz yol olarak bırakılan 11.06.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda 124,00 metrekare olarak saptanan yerin (tapu hissesinin iptali) davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı hissesine düşen kısmın kadastro bilirkişisinin 11.06.2012 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölüm olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.11.2013 tarih, 2013/411 Esas- 2013/17001 Karar sayılı kararıyla: ''Kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin geçirilmemesi gerektiği; tespit sonrası nedenler için ise TMK'nın 713/1 inci maddesine göre imar-ihya ve zilyetliğin tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin aralıksız ve çekişmesiz olması gerektiği, somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza komşu ve davacı adına tespit ve tescil edilen 216 ada 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 03.03.2008 tarihinde yapıldığı, eldeki davanın ise 21.07.2011 tarihinde açıldığı, bu durumda tespit öncesi nedenlere dayalı dava açılması için makul sürenin geçtiği, tespit sonrası sebepler için ise dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin dolmadığı'' gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Çal Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile bozma kararı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde; dava açılması için belirlenen makul sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçısı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçısı ... temyiz dilekçesinde; davacı mirasbırakan ... vefat ettiğinden mirasçılarının davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini, çekişmeli taşınmazın 50 yıldan fazla bir süredir komşu parseller ile bir bütün halinde kullanıldığı ve taşınmazın kendilerine ait olduğunu, davacı yararına tescil koşullarının oluştuğunu ve davanın reddinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1'inci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece bozma kararına uyularak davanın makul sürede açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, gerek Kadastro Kanunu'nda ve gerekse de diğer yasalarımızda, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden tespit öncesi hakka dayanılarak dava açma hakkını süreyle sınırlayan bir düzenleme bulunmamaktadır. Kadastro tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde dahi 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılabildiğine ve yasada tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre öngörülmediğine göre, bozma kararı maddi hataya dayalı olup taraflar lehine müktesep hak teşkil etmeyeceğinden Mahkemenin bu yöndeki kararında isabet bulunmamaktadır.

2.Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için davacı ... mirasçılarının yöntemince davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkili tamamlanarak işin esasına girilmeli, dava konusu taşınmazı kapsayan ortofoto ve yakın tarihli uydu görüntüleri getirtilip dosya arasına konulmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli şekilde krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden dosya içeriğinde mevcut görüntülerin stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bu suretle tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek TMK'nın 713/4-5 inci maddeleri gereğince yapılması zorunlu bulunan yasal ilanlar da yaptırılmak suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı mirasçısı ...'nin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Yatırılan peşin harcın iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-2 nci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.