Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6190 E. 2023/2610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davalı oğluna ve gelinine yaptığı taşınmaz temliklerinin muris muvazaası kapsamında değerlendirilerek iptal edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın, davalı oğlu ve gelinine yaptığı temliklerde mirasçılardan mal kaçırma amacı güttüğü, davalıların da iyi niyetli olmadığı ve mirasbırakanın bakım gereksiniminin bulunmadığı gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin temliklerin iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan ...’un diğer mirasçılarından mal kaçırma amacıyla 198 ada 2 ve 5, 205 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e satış suretiyle, 198 ada 3 ve 4, 204 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarını ise davalı gelini ...’ye ölünceye kadar ... ile temlik ettiğini, daha sonra ...’in taşınmazları davalı ...’ye, ...’nin ise davalı ...’a satış suretiyle devrettiklerini, temliklerin çok kısa aralıklarla yapıldığını ve muvazaalı olduğunu, taşınmazları halen davalı ... ve ...’nin kullandıklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, ...’in sakatlandığı için çalışamadığını, oğlunun düğünü için para gerekince kendisine miras kalacak yerleri davalı ...’ye satarak düğün masraflarını karşıladığını, Medine’nin de taşınmazları eşinin birikimi ile edindiğini, mirasbırakanın 25 yıldır ... ve ... ile birlikte kaldığını bu nedenle ölünceye kadar ... ile değersiz dört parça taşınmazını ...’ye temlik ettiğini, bakım borcunun yerine getirildiğini, ...’ın ailesinin ekonomik durumunun çok iyi olduğunu ve taşınmazları alabilecek ekonomik gücü olduğunu, ayrıca mirasbırakanın davacılar ... ve Nuri'ye 199 ada 2, Ekrem'e 199 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarını verdiğini, davacılar Tuna ve kardeşlerine de 198 ada 1 parsel sayılı taşınmazını vermek istediğini ancak onların gelip almadığını, mirasbırakanın geriye fazla sayıda taşınmazı kaldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/12/2020 tarihli ve 2017/378 E., 2020/228 K. sayılı kararıyla, mirasbırakan tarafından davalı oğlu ...’e, ... tarafından da davalı ...’ye devredilen taşınmazların temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, Medine’nin de taraflarla aynı köylü olup , iyi niyetli olmadığı, mirasbırakan tarafından gelini ...’ye temlik edilen taşınmazların bakım karşılığı olarak devredildiği gerekçesiyle 198 ada 2 ve 5, 205 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 198 ada 3 ve 4, 204 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... Keskinsoy ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/03/2021 tarihli ve 2021/380 Esas, 2021/577 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, toplanan delillere göre davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde, davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 28.04.2021 tarihli ek karar ile süresinde davalılar ... ve Medine tarafından nispi temyiz harcının yatırılmadığı gerekçesiyle anılan davalıların temyiz başvurularının reddine karar verilmiş, bu ek karar davalılar ... ve Medine vekili tarafından temyiz edilmemiştir.

2. Dairenin 04.11.2021 tarihli ve 2021/2216 Esas, 2021/6443 Karar sayılı kararıyla; “Somut olaya gelince, mirasbırakanın davalı oğlu ...’e 23.03.2017 tarihinde dava dışı 2 parça taşınmazı, 26.04.2017 tarihinde ise dava konusu 198 ada 2 ve 5, 205 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazları satış suretiyle devrettiği, ayrıca mirasbırakanın 28.02.2017 tarihinde Noterde düzenlenen Ölünceye Kadar ... ile dava konusu diğer 4 parça taşınmazın da davalı ...’ye verilmesini kararlaştırdığı hususları tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın ölünceye kadar ... ile davalı gelini ...’ye yaptığı temliklerdeki amacının kendisine baktırmak olmadığı, son zamanlarında birlikte yaşadığı davalı oğlu ... ve onun eşi davalı ... lehine, diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, davalı ...’nin taşınmazları 9 gün sonra davalı ...’a temlik ettiği, davalı ... ve ...’nin evlenerek geldikleri köyün aynı yer olduğu, davalı ...’ın toplam 200.000,00 TL’ye satın aldığını belirttiği taşınmazların bilirkişilerce keşfen saptanan değerleri toplamının 697.990,00 TL olduğu hususları dikkate alındığında davalı ...’ın da iyi niyetli olmadığı açıktır. Hâl böyle olunca, mirasbırakanın davalı ...’ye ölünceye kadar ... ile temlik ettiği ve ...’nin de davalı ...’a devrettiği taşınmazlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakan tarafından tüm mirasçıları kapsar şekilde bir paylaştırma yapılmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, son kayıt malikleri ... ve Medine’nin de iyi niyetli olmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; kararın yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, mirasbırakanın ölene dek tüm ihtiyaçlarının davalı gelini ... tarafından görüldüğünü, temliklerin bakım amacıyla yapıldığını, mirasbırakanın sağlığında davacılara haklarını verdiğini,davacıların da ...’e yapılan temlik ile aynı gün mirasbırakandan taşınmaz devir aldıklarını,mirasbırakan tarafından temliklerin paylaştırma amacıyla yapıldığını, yapılan temlikler ile davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğini, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614).

Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 63.060,65 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

16.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.