"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin kök mirasbırakanı ...’in maliki olduğu 201, 224 ve 412 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıların mirasbırakanı olan oğlu ...’e satış yoluyla temlik ettiğini, bunun üzerine mirasçıların muris muvazaasına dayalı olarak ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/1068 Esas sayılı dosyasında açtıkları davanın kabul edilerek kesinleştiğini, ancak mirasbırakanın eşi ...’in dava açmadığını, eşinden gelen 1/4 payın ... üzerinde kaldığını, anneleri olan mirasbırakan Şerife’nin payına yönelik dava açtıklarını, 201 ve 204 sayılı parsellerin ifraz neticesinde 395 ada 2, 3, 4, 6 ve 7 ile 368 ada 6 sayılı parsellere gittiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkillerinin payları oranında adlarına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, mirasbırakan ...’in sağlığında herhangi bir hak talebinde bulunmadığını, bu nedenle davacıların da bulunamayacağını, temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığını, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2015 tarihli ve 2013/522 E., 2015/328 K. sayılı kararı ile daha önce açılıp, kabul ile sonuçlanan ve kesinleşen mahkeme kararının eldeki davada güçlü delil olduğu, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 25.06.2019 tarihli ve 2016/3823 E., 2019/4073 K. sayılı kararıyla “...mirasbırakan ...’in davalıların mirasbırakanı ...’e yaptığı temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01.04.1997 tarih ve 1996/1068 Esas 1997/282 sayılı kararı ile saptandığı, eldeki davada güçlü delil teşkil ettiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ancak, mirasbırakan ...’in davalıların mirasbırakanı ...’e temlik ettiği pay üzerinden, mirasbırakan ...’ın eşi ...’e isabet edecek ¼ pay gözetilerek, ...’in ... 3. Noterliği’nin 16.04.2013 tarih ve 5858 yevmiye no’lu veraset ilamı uyarınca davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporu dikkate alınarak ve 412 sayılı parsel yönünden dava dışı paydaşın da payını kapsar biçimde infaza elverişli olmayan bir hüküm kurulması doğru değildir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır....” gerekçesiyle bozulmuş, davalılar vekilinin karar düzeltme isteği Dairenin 11.12.2019 tarihli ve 2019/3682 E., 2019/6411 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakan ...'in davalıların miras bırakanı Muhammed Kesen'e temlik ettiği pay üzerinden mirasbırakan ... eşi ...'e isabet edecek 1/4 pay gözetilerek ...'in veraset ilamı uyarınca halen davalılar adına kayıtlı paylardan, davacıların miras payları oranında hesaplama yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili, dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerlerinin fahiş olduğunu, temlik tarihine göre değer tespiti yapılması gerektiğini, zira muvazaa iddiasının temlik tarihindeki değerler göz önüne alınarak tespit edilmesi gerektiğini, taşınmazların bedelleri ödenmek suretiyle satın alındığını, muvazaalı işlem olmadığını, güçlü delil olarak kabul edilen kararda dosya kapsamında dinlenen tanıkların muvazaa olmadığı yönünde beyanları olduğunu, devir tarihinden 33 yıl sonra dava açıldığını, mirasbırakan Şerife'nin sağlığında herhangi bir hak talebinde bulunmadığını, bu nedenle davacıların da bulunamayacağını, temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığını, iddiaların yersiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 9.823,21 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.