Logo

1. Hukuk Dairesi2022/632 E. 2022/4317 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: BARTIN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinafı üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.05.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava konusu 211 ada 8 parsel sayılı taşınmazın köyde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalıların mirasbırakanı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa gerçekte taşınmazın 2/3 hissesinin kendisine ait olduğunu, taşınmazın 30 yılı aşkın bir zamandır zilyetliği altında olduğunu, ayrıca davalıların murisi ile aralarında düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde de taşınmazın bir kısım hissesinin kendisine devredildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazın miras yolu ile kendilerine intikal ettiğini, davacının kendilerine ait olan taşınmazı yıllardır zorla ve hile ile kullandığını, bu husus sebebiyle taraflar arasında ceza dosyasının da bulunduğunu, kadastro çalışmalarının davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, davacının da bizzat mahalli bilirkişi olarak katılımının bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk derece Mahkemesince, somut olayda kök muris...'nin mal paylaşımı yaptığının mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarıyla sabit olduğu, bu paylaşım neticesinde davacıya da dava konusu yer haricinde taşınmazların verildiği, paylaşım yapıldıktan sonra herkesin kendisine düşen taşınmazları kullanmaya başladığı, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili; yapılan keşif ve dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarıyla davacının haklılığının ortaya çıkmasına rağmen Mahkemece davanın ispatlanamadığından reddine verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sadece Tapu Müdürlüğünden gelen tapu kayıtlarına bakılarak davacıya daha fazla hisse kaldığının düşünülmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın yıllardır davacının zilyetliğinde bulunduğunu belirterek, kararının kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 04/11/2021 tarihli ve 2020/1070 E. 2021/853 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamıyla dava konusu taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanından geldiği, mirasbırakanın sağlığında yaptığı taksim sonucunda dava konusu taşınmazın dava dışı ... ile davalıların murisi ...’ye kaldığı, Necati'nin de payını kadastro çalışmalarından önce ...'ye devrettiği, tanık olarak dinlenen ... ve diğer tanıkların beyanlarıyla bu durumun sabit olduğu, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 2/3’lük kısmının 30 yılı aşkın süredir zilyetliği altında bulunduğunu, hala da kendisinin kullandığını, davalıların 2008 yılındaki kadastro çalışmaları sırasında davacının yokluğunu fırsat bilerek taşınmazın tamamını kendi adlarına tespit ve tescil ettirdiklerini, daha sonra tarafların ortak akrabası olan ...’nin araya girerek tapudaki yanlışlığın düzeltilmesi için çeşitli girişimlerde bulunduğunu, ancak çözüme kavuşmayınca eldeki davanın açılmak durumunda kaldığını, davacının hakkı olmayan bir şeyi talep etmediğini, taşınmazın 2/3 hissesi yönünden talepte bulunduğunu, dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarıyla iddianın ispatlandığını, dinlenen mahalli bilirkişilerin hiçbirisinin dava konusu taşınmazın davalılar tarafından kullanıldığını beyan etmediklerini, aksine taşınmazı uzun süredir davacının kullandığını beyan ettiklerini, Mahkemenin ise sadece davalı lehine olan tanık beyanlarını dikkate aldığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.