Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6465 E. 2023/2870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacı mirasçıların anneleri tarafından diğer mirasçılardan taşınmaz karşılığı bedel alınıp alınmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçıların annelerinin, diğer mirasçılardan çekişmeli taşınmaz karşılığını dolaylı olarak tahsil ettikleri ve bu durumda tapu iptali ve tescil kararı verilmesinin diğer mirasçılar aleyhine haksız durum oluşturacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davacılar vekili (davacı ... hariç) tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, ortak mirasbırakanları ... ...’nün 494 ada 2 parsel(eski 158 ada 114 parsel) sayılı taşınmazdaki ½ payını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında davacılardan ... ...’nin ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmazı 2.459.500,00 TL bedel karşılığı satın aldığını, mirasçıların bir araya gelerek miras taksim sözleşmesi yaptıklarını, çekişme konusu taşınmazda davacıların bu nedenle miras hakkı kalmadığını, ayrıca dava konusu taşınmaz hakkında taraflar arasında kesin hüküm olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2016 tarihli 2013/232 E. - 2016/347 K. sayılı kararıyla; mirasçılar arasında mirasın taksimine yönelik anlaşmalar yapıldığı ve davacılara da yapılan anlaşma gereği başka taşınmazların bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2017/41 Esas, 2017/740 Karar sayılı kararıyla; davacılar vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 24.06.2019 tarihli ve 2019/639 E -2019/4046 K sayılı kararı ile; "...toplanan deliller, tüm dosya içeriği, emsal dosyalar ve davacılar tarafından mirasbırakana ait başka bir parsel için mirasçılardan ... ... aleyhine açılan ve derecattan geçerek kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/234 Esas sayılı dosya içeriğinden mirasbırakan ...’nin davalı kızı ..., dava dışı çocukları ..., ... ve ...’a taşınmazlar temlik ettiği, mirasbırakanın ölümünden sonra mirasbırakanın taşınmaz temlik ettiği bu mirasçıların davacılardan Yusuf, Veysel ve ...’nın anneleri ... ile ... ...’yi vekil tayin ederek, yine mirasbırakandan kalan bir kısım taşınmazlardaki paylarının bu vekiller aracılığı ile 3.kişilere satıldığı ve davacıların annelerinin, diğer mirasçıların aldıkları miras payı karşılığı olarak, vekaletname ile 3.kişilere satılan taşınmazlardaki pay bedellerini alarak taahhütnameler düzenledikleri anlaşılmaktadır. Her ne kadar mirasbırakanın yaptığı temlikler muvazaalı ise de, sonradan davacıların anneleri diğer mirasçılardan çekişme konusu taşınmazlardaki paylarının karşılığını dolaylı olarak tahsil etmişlerdir. Bu durumda iptal–tescil kararı verilmesi halinde diğer mirasçılar aleyhine haksız bir durum olacağı açıktır. Hâl böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.09.2019 tarihli 2019/1184 E- 2019/1296 kararı ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 27.05.2021 tarihli ve 2019/4389 E -2021/2896 K sayılı kararı ile; "...Bilindiği üzere, HMK.nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma kararına uyulduğuna göre bundan sonra Mahkemece yapılacak ... bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/232 Esas, 2016/347 Karar sayılı 14.10.2016 tarihli kararının ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2017/41 Esas, 2017/740 Karar sayılı 19.07.2017 tarihli kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere istinaf isteminin reddi şeklinde hüküm oluşturulması usul hükümlerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Hal böyle olunca, bozma kararına göre, HMK'nın 297. maddesine aykırı olmayacak biçimde davanın reddi yönünde yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır. Kabule göre de; dava tarihinde küçük olan dahili davacılar Semih ve Sercan’a velayeten annesi ... tarafından dahili davacı ...’nin vekil tayin edildiği, onun da davacılar vekiline vekalet verdiği, yargılama sırasında ergin olmalarına rağmen yeni vekaletnameler dosya arasına alınmadan yargılamaya devam edilmesi doğru olmadığı gibi, karar başlığında dahili davacı ...’ye yer verilmemesi ve dahili davalı ...’in soyadının yanlış yazılması da isabetli değildir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli 2021/1486 E.- 2022/481 K. sayılı kararı ile Yargıtay bozma kararı uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar (... hariç) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, ... Bölge Adliye Mahkemesinin kararları arasında çelişkiler mevcut olup bu yönüyle kararın bozulması gerektiğini, eldeki dava açısından müvekkilleri tarafından davalılar veya murislerinden dolaylı olarak herhangi bir tapu alımı, yahut vekaleten satış yapılarak bedelinin tahsili gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkillerinin vekaleten bir işlem yapmadığını, davalılara ait olan hisseleri 3.kişilere satmadığını, vekiller aracılığıyla halihazırda hiçbir tapu devrinin yapılmadığını, taşınmazların hala daha tarafların ortak murisleri adına tapuda kayıtlı olduğunu, bu yönden değerlendirme yapıldığında istinafın son kararı ve Yargıtayın bu yöndeki değerlendirmelerinin dosya kapsamı ile çeliştiği gibi, tapu kayıtları ve akit tabloları ile de çeliştiğini, dava konusu olayda muvazaa iddialarının sübut bulduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

2. ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür"

3. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.