"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ..., Belediye Başkanlığı, Hazine vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 04.03.2013
KARAR : Ret
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazların davacı adına tapuya tescili davasının yapılan yargılaması neticesinde verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 06.06.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili gelmedi. Temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ... ... ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., Olur ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan, teknik bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle kazanılamayacağı davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11/07/2014 tarihli ve 2013/97 Esas, 2014/1079 Karar sayılı kararı ile, davacı yararına mülk edinme koşullarının yalnızca teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 2.771,97 metrekarelik kısmın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.15.2015 tarihli ve 2014/18269 Esas, 2015/6588 Karar sayılı kararıyla: ''6360 sayılı Yasa uyarınca ... yanında ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması, bundan sonra taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi, jeolog, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin hava fotoğraflarında gösterilmesinin istenilmesi ve bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması; ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazın tamamı üzerinde ekonomik amaca uygun şekilde zilyetlik bulunup bulunmadığını, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını, eğimini ve niteliğini açıklar şekilde, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması; jeolog bilirkişiden, taşınmazın aktif dere yatağı içerisinde olup olmadığı, derenin etkisinde bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınması; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, rapor ve harita düzenlettirilmesi ve bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi'' gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26/10/2018 tarihli ve 2015/2025 Esas, 2018/769 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazlar üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine oluştuğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 19.03.2014 tarihli rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen 1.845,68 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 1.956,74 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 2.771,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin bahçe vasfıyla davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde işin esasına yönelik olarak davalı Hazine vekili tarafından, vekalet ücreti ile yargılama giderlerine yönelik olarak davacı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.03.2021 tarihli ve 2019/506 E., 2021/3016 K. sayılı kararıyla: ‘’Dosya kapsamında bulunan 02.01.2017 tarihli teknik bilirkişiler ...ve ... tarafından hazırlanan rapor ekinde bulunan 1993 yılına ait memleket haritasında, (B) ve (C) harfleriyle gösterilen taşınmazların ... içerisinde kaldığı; yine 05.01.2017 tarihli jeoloji yüksek mühendisi ... tarafından hazırlanan raporda, kadastro bilirkişileri tarafından hazırlanan ek rapor ekindeki 1966, 1991 ve 1993 yıllarına ait haritalarda (memleket haritası) ...’nın aktif dere yatağının süreç içerisinde değiştinin gözlemlendiğinin, ileri ki dönemlerde herhangi bir fezeyan ve sel baskını durumlarında (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen tüm bölümlerin ...’nın etki alanı içerinde kalabilmeleri ihtimal dahilinde olduğunun belirtildiği ve yine öncesinde 08.7.2014 tarihli jeoloji bilirkişi raporunda, (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün zemininin orta-küçük boyutlu çakıllı malzemelerle dolu olduğu, daha iç kesimlere doğru tane boyunun daha da küçülmeye başladığı ve ince taneli kumlu ve killi olduğu, (B) harfiyle gösterilen taşınmazın zemininin ince taneli kumlu ve killi alüvyon malzemeyle dolu olduğu ve (C) harfiyle gösterilen taşınmazın zemininin küçük çakıllı ince taneli kumlu ve killi alüvyon malzemeyle dolu olduğu belirtilmiştir. Buna göre, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin derenin aktif etki alanında kaldıkları, 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmedikleri ve buna bağlı olarak davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine, 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen iktisap koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.’’ gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı anılan, eldeki temyiz isteğine konu kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin derenin aktif etki alanında kaldıkları, 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmedikleri ve buna bağlı olarak davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dosya arasında yer alan 05.07.2017 tarihli jeoloji raporuna göre; dava konusu taşınmazların aktif dere yatağı içerisinde olmadığı, ancak baskın halinde çayın etki alanında kalabilmesi ihtimalinin olduğunun belirtildiği, ziraat mühendisi raporunda ise taşınmazların tarım arazi vasfında olduklarının belirtildiği, yine dosya kapsamında yer alan 08.07.2014 tarihli jeolog bilirkişi raporunda ise taşınmazların her üçünün de Oltu çayının aktif yatağından daha yüksek konumda olduğu ve sel baskınına dair emareye rastlanmadığının açıkça belirtildiği taşınmazların 30-40 yıldan bu yana davacı tarafından malik sıfatıyla kullanıldığı, komşu taşınmaz hakkında açılan davalarda aynı içerikli, aynı raporların alındığı ve davanın dosya davacıları lehine onanarak kesinleştiği, tüm bu verilere rağmen delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.‘’ şeklinde düzenlenmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; ‘’Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.‘’
Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz." düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.06. 2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.