"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/471 E., 2022/746 K.
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/337 E., 2021/497 K.
Taraflar arasındaki Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ada 10 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kalan ve detaylı sınırları keşif esnasında gösterilecek olan taşınmaz bölümünün müvekkili davacıya ait olduğunu, çekişmeli taşınmaz bölümünün babasından müvekkiline miras yoluyla intikal ettiğini ve içerisinde büyük bir ceviz ağacı bulunduğunu, müvekkili davacının çekişmeli bölümü çok uzun yıllardır bahçe vasfıyla kullandığını, yine davaya konu 299 ada 10 parsel sayılı taşınmazın detaylı sınırları keşif esnasında gösterilecek olan diğer bir bölümünün de kadimden buyana köy yolu olarak kullanıldığını, bu kısmın da hatalı olarak davalıya ait parsel içerisinde bırakıldığını beyanla dava konusu ... ada 10 parsel sayılı taşınmazın detaylı sınırları keşif esnasında gösterilecek olan bölümünün bahçe vasfıyla müvekkili davacı adına tapuya tesciline, aynı parsel içerisinde kalan ve kadimden buyana köy yolu olarak kullanılın kısmın ise yol vasfıyla tescil harici bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kardeş olan tarafların babası ... 'nun 1980'li yılların başında vefat ettiğini, vefatından hemen sonra davacı, davalı ve diğer altı kardeşin biraraya gelerek babalarından kalan yerleri ...'nın nezaretinde paylaştıklarını, paylaşım gereği herkesin kendi yerini malik sıfatıyla ayrı ayrı kullandığını, 1980'li yılların başında gerçekleşen bu paylaşımdan sonra herkesin kendi yerine malik sıfatıyla zilyet olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında da mirasçılar arasındaki kullanım durumuna uygun olarak çekişmeli taşınmazın müvekkili davalı adına tespit edildiğini, en önemli kanıtının da mirasbırakandan kalan ancak kadastro sırasında davacı adına tespit edilen taşınmazlar bulunması olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin çoğunluğu beyanlarında bu yerin eskiden beri patika yol olduğunu yol olarak kullanıldığını, harita bilirkişisi hava fotoğraflarının incelenmesi neticesinde bu yerin evveliyatında yol olarak kullanıldığını beyan ederken ziraat bilirkişisi ise bu yerde imar ihyanın olmadığını, bu yerin taksimde kendisine kaldığını ispat yükü tapu kaydının aksini iddia eden davacıda olduğu, mahalli bilirkişi ve dinlenen tanıklardan ... ve ... haricindeki tanıklar paylaşımın nasıl yapıldığını bilmediklerini belirtmişler, mirasçılardan... ve eşi ...ise bu yerin davacıya bırakılmadığını beyan ettikleri gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu 299 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 72,37 m2'lik kısmın yol olarak terkinine, taşınmazın yol olan kısım düşüldükten sonra kalan kalan bölümünün tarla vasfıyla davalı adına tapuya tesciline, davacının fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının redde ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşif sırasında dinlenen ve davalı tanıkları olan ... ile ...'nun beyanlarının müvekkilinin haklılığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu, kaldı ki davalı tanığı olan bu kişilerin beyanlarının davalıyı bağlayacağını, gerek davalı tarafın cevap dilekçesindeki açıklamalara gerekse de keşifte dinlenen tanık ve bilirkişi beyanlarına göre mirasbırakan ... 'ın terekesinin mirasçılar arasında taksim edildiğinin sabit olduğunu, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın imar-ihya edildiğinin ve tarım arazisi olduğunun tüm hava fotoğraflarında gözüktüğünü, keşifte beyanlarına başvurulan tüm kişilerin ve özellikle de tarafların abisi olan ... ile eşi ...'nun "yapılan miras taksiminde krokide (A) harfi ile gösterilen kısımdaki ceviz ağacının davacıya bırakıldığını ancak zemininin taşlık olduğu için kimseye verilmeyeceğini düşünerek taksimde konuşulmadığını, ceviz ağacının etrafının ve altının imar-ihyasının ve duvarının davacı tarafça yapıldığını, ceviz ağacının mahsulünün sadece davacı tarafından toplandığını, diğer mirasçıların buraya hiçbir şekilde müdahale etmediklerini" beyan ederek nizalı bölümün davacıya ait olduğunu açıkça ortaya koyduklarını, dava konusu taşınmaz bölümünün büyüklüğü de bir ceviz ağacının kapladığı alan kadar olduğuna göre davadaki haklılıklarının açıkça ortada bulunduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen kısmın müvekkile ait bir yol olduğunu, evveliyatında da müvekkili davalının kendi arazisine giderken kullandığı bir metre genişliğinde on metre uzunluğunda bir yaya yolu şeklinde bulunduğunu, davalının arazisi içerisindeki bu yolun kendisinin şahsi yolu olup devamının olmadığını, köy halkının bu yolla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, bu yolun diğer komşular tarafından günlük hayatta kullanılmasının müvekkilinin rızasıyla olduğunu, zira bu şekildeki kullanımın çok sayıda taşınmaz için de geçerli olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin dava konusu 299 ada 10 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 62,50 m2'lik kısmına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinden; çekişmeli 299 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kök mirasbırakandan geldiği ve mirasbırakana ait tüm taşınmazların mirasçılar arasında taksim edildiği noktasında taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar keşif esnasında dinlenen tanık ve mahalli bilirkişiler taksimin ne zaman yapıldığı hususunda ayrıntılı beyanda bulunmamışlar ise de davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde mirasbırakanın ölümünün hemen ardından 1980'li yılların başında mirasçılar arasında taksim yapıldığını ve çekişmeli taşınmazın yapılan taksimde müvekkili davalıya düştüğünü beyan ettiği, bu beyanın mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu ve kesin delil niteliği taşıdığı, kaldı ki davacı vekilinin de taksim tarihine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, ikrar edilen hususların uyuşmazlık konusu olmaktan çıktıkları ve ispat edilmelerine gerek bulunmadığı, dolayısıyla taksimin 1980'li yılların başında yapıldığının kabulü gerektiği, dava konusu taşınmaz bölümünün 62,50 m2 alana sahip olduğu ve içerisinde 80-90 yaşlarında büyük bir ceviz ağacının bulunduğu, dolayısıyla taşınmazdaki asli zilyetliğin ceviz ağacının kullanım şekline göre belirlenmesi gerektiği, keşifte alınan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre taşınmaz üzerindeki ceviz ağacının sadece davacı tarafından kullanıldığı ve mahsulünün de sadece davacı tarafından alındığı, ayrıca taşınmaz üzerine davacının baraka şeklinde tandır benzeri bir yapı ve duvar inşa ettiği, çekişmeli taşınmaz bölümünün davalıya ait 299 ada 10 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan kısmından zeminde mevcut duvarla ayrıldığı, esasen davalı tarafın da taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını inkar etmediği, sadece kendisi şehir dışında yaşadığı için köyde yaşayan davacının taşınmazı onun adına kullandığını beyan ettiği, davalının bu beyanıyla birlikte ispat yükünün ters döndüğü ve davacının kullanımın feri zilyetlik yani kendisi adına kullanım olduğunu ispat etmek külfetinin davalı tarafa geçtiği, ne var ki dosya içerisinde davacının kullanımının davalının izni dahilinde ve onun adına gerçekleştiğine yönelik herhangi bir kanıt bulunmadığı, taksim yapılmakla taşınmazların tereke malı olmaktan çıktığı ve mirasçıların birbirlerine karşı üçüncü kişi haline gedikleri, çekişmeli taşınmaz bölümünün taksimen davalıya düştüğü bir an için kabul edilse dahi taksimin yapıldığı 1980'li yılların başı ile kadastro tespitinin yapıldığı 2010 yılı arasındaki nizasız ve fasılasız yirmi yılı aşkın süre devam eden kullanım nedeniyle davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde yazılı zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne, dava konusu ... Köyü 299 ada 10 parsel sayılı taşınmazın harita bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 16.08.2021 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 62,50 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu ... ada 10 parsel sayılı taşınmazın harita bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 16.08.2021 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 72,37 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile yol olarak tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmitişr.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescil ve terkin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri, 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 299 ada 10 parsel sayılı 777,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden tarla vasfıyla davalı ... (...) adına tespit edildiği, askı ilanlarının 12.11.2010-13.12.2010 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleşerek tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 472,34 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...