Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6563 E. 2022/7203 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz temliklerinin muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak iptali ve mirasçılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin, ilk derece mahkemesinin ara kararı doğrultusunda bildirdiği tanık listesi dışında kalan tanıkların dinlenilmesinden vazgeçmiş olması ve dosya kapsamındaki diğer deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmaz temliklerinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BATMAN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davaları sonunda, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ...’in 2016 ada 10 ve 713 parsel sayılı taşınmazlarını 24/09/2009 tarihinde arkadaşı olan dava dışı ...'ye temlik ettiğini, ... tarafından anılan taşınmazların 05/04/2013 tarihinde kardeşleri olan davalı ...'e devredildiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, devir tarihinde mirasbırakanın 88 yaşında olduğunu, kanser tedavisi gördüğünü ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada istemlerini miras paylarına hasretmişlerdir.

2. Birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...’in 2016 ada 10 ve 713 parsel sayılı taşınmazlarını 24/09/2009 tarihinde arkadaşı olan dava dışı ...'ye temlik ettiğini, ... tarafından anılan taşınmazların 05/04/2013 tarihinde kardeşleri olan davalı ...'e devredildiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, devir tarihinde mirasbırakanın 88 yaşında olduğunu, kanser tedavisi gördüğünü ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, harcın eksik alındığını, iyi niyetli olarak taşınmazları devraldığını, devir işleminin ... tarafından gerçekleştirildiğini, davanın ...'ye yöneltilmesi gerektiğini, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, mirasbırakana ölümünden 6 ay önce kanser teşhisi konulduğunu, öncesinde gelen bir hastalık süreci bulunmadığını, hayatta olduğu dönemde akıl sağlığının yerinde ve ehliyetli olduğunu, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığını, zorunlu dava arkadaşı olan mirasçılar davaya dahil edilmediğinden davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın ekonomik durumunun iyi olduğu, çocukları ve ailesi ile birlikte dava konusu taşınmazda oturduğu ve dava dışı ...'ye yapılan devirden sonrada oturmaya devam ettiği, mirasbırakan ile ...'nin yakın oldukları, birbirlerinin ekonomik durumlarını bildikleri, ...'nin taşınmazların temliki sonucunda herhangi bir ödemede bulunmadığı ve sonrasında yakınen tanıdığı mirasbırakanın oğlu olan davalıya bu taşınmazları devrettiği, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların davacıların miras payları oranında kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; harcın eksik yatırıldığını, zamanaşımına ve husumete yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, devir işleminin ... tarafından gerçekleştirildiğini, bu nedenle de davanın...’ye yöneltilmesi gerektiğini, davalının iyiniyetli olarak taşınmazı devraldığını, davanın ...'ye ihbarı gerekirken bu hususta karar verilmemesi ve tanık olarak dinlenilmesinin hatalı olduğunu, tanık olarak alınan beyanlarının usulsüz olduğunu ve hükme esas alınmaması gerektiğini, Mahkemece dinlenilmesinden vazgeçilen ... ve ...’in usulsüz bir şekilde dinlenildiğini, HMK'nın 204. maddesine aykırı bir biçimde ikinci tanık listesi sunulduğunu, tanıklarının dinlenmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, feragat ettiği tanıkların dinlendiğini, mal kaçırma amacıyla yapılmış bir tasarruf bulunmadığını, bilirkişi raporlarına yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını, diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi veya muvafakatlerinin alınması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu taşınmazların temlike rağmen ara malik ... tarafından kullanılmadığı, mirasbırakanın ticaretle uğraştığı, ekonomik durumunun iyi olduğu, ara malik vasıtasıyla oğlu olan davalı ...'e satış suretiyle yaptığı temliklerin 01/04/1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olarak verildiğini, dosya üzerinden karar verilerek savunma haklarının kısıtlandığını, dava değerinin çok düşük gösterildiğini ve harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edildiğini, zamanaşımı definin dikkate alınmadığını, davada asıl husumet yöneltilmesi gereken kişinin tanık olarak dinlendiğini, davalının tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın aldığını, ikinci tanık listesindeki tanıkların da dinlendiğini, tüm davalı tanıkları dinlenmeden karar verildiğini, dava dilekçesinde mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunun ifade edildiğini ancak davanın muris muvazaası davası olarak açıldığını, dava dilekçesinin çelişkili olduğunu, mirasbırakanın temlik tarihi itibariyle iflas ettiğinin tanık beyanlarından açıkça anlaşıldığını, ...’nin tanık olarak dinlenemeyeceğini, diğer mirasçıların muvafakatleri alınmadan karar verildiğini, davacıların kötüniyetli olduklarını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davalarda muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre ve özellikle birleştirilen davada davacı tarafça süresinde sunulan tanık listesinde ...’nin de yer aldığı; diğer taraftan, davalı vekilinin ara karar doğrultusunda bildirdiği 5 kişilik listedeki tanıklar dışında kalan tanıkların dinlenilmesinden 17/11/2020 tarihli duruşmada vazgeçtiği, bir başka ifade ile ...’nin davacı tanığı olarak dinlenmesinde, davalı vekilinin 5 kişilik tanık listesi dışında kalan tanıkların dinlenilmemesinde ve buna göre (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı toplam 35.782,14 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.