"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/342 E., 2022/434 K.
DAVA TARİHİ : 03.09.2020
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/217 E., 2021/354 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili;... İli, ... İlçesi,... Köyü’nde kain 150 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine, 150 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ise davacı adına tespit ve tescil edildiğini ancak davacıya ait taşınmazın bir bölümünün davalı Hazineye ait taşınmazın sınırları içerisinde bırakıldığını ileri sürerek davalı adına tescil edilen 150 ada 4 parsel sayılı taşınmazın keşif esnasında sınırları gösterilecek olan kısmının tapu kaydı iptal edilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava konusu taşınmazda 20 yıldan uzun süredir nizasız fasılasız ekonomik amaca uygun ve malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğü, dava tarihine kadar zilyetlik süresini doldurduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da bu yönde olduğu ve bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazın tamamının davacı tarafından imar ihya edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 150 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A), (B), (C) harfleri ile gösterilen kısımlarının ayrı birer parsel numarası verilmek suretiyle bahçe vasfıyla davacı adına tapuya tesciline, geriye kalan kısmın ise davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmaz kısımlarının kadastro sonucunda hali arazi vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, tanık ve mahalli bilirkişilerin birbirleriyle uyumlu ifadelerinin bulunduğu, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin karışık meyve, sebze bahçesi olarak kullanıldığı ve tüm dosya kapsamına göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sırasında,... ili, ... ilçesi, ... köyün de kain 150 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı Hazine adına tespit edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.
4. Daha sonra, elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 fen (teknik) bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır.
5.Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildikleri, kamu orta malı mera ya da orman vasfı taşıyıp taşımadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
6. 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan dava konusu taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü açıklattırılarak tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor hazırlatılmalıdır.
7. Dosya kapsamında mahallinde dinlenilen tespit bilirkişisi tarafından dava konusu taşınmazda kamulaştırma yapılacağı belirtilmiş olup Mahkemece dava konusu taşınmazla ilgili varsa kamulaştırmaya ilişkin harita ve belgelerin ilgili merciinden getirtilerek eksiksiz olarak dosya arasına konulması, kamulaştırma harita ve evraklarının teknik bilirkişi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla mahallinde zemine uygulanması, taşınmazın kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığının net bir biçimde saptanması, bütün bu uygulamaların tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz uzman bilirkişiye düzelttirilerek ölçekli krokisinde işaret ettirilmesinin sağlanmalıdır.
8. 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.