Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6577 E. 2024/701 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak, köy tüzel kişiliği adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescilinin istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların taşınmaz üzerinde kadastro tarihinden önce aralıksız ve davasız zilyetliklerini ispatlayamamaları ve taşınmazın okul yapımı amacıyla hibe edildiğine dair iddiaların aksine kullanılmamasının tespiti gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/242 E., 2022/825 K.

HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Torul Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/58 E., 2018/167 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davacı mirasçısı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı ...; dava konusu ... köyünde kain, 148 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kendisinin zilyetliğinde olduğunu, komşu parseller ile birleştirilerek ortaokul yapımı için 1970'li yıllarda tahsis amaçlı devredildiğini, ancak sonrasında buraya okul yapılmadığını ve küçük bir kuran kursu yapıldığını, taşınmaza ev yaptırmak istediğinde tapunun köy hükmü şahsiyetine ait olduğunu öğrendiğini, fakat aslında taşınmazın kendisine ait olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; İlk Derece Mahkemesince verilen karardan sonra 11.07.2018 tarihinde ölümü üzerine karar mirasçılarına tebliğ edilerek davaya devam edilmiştir.

2.Birleştirilen davada davacılar; mirasbırakanları ...'ın dava konusu ... köyünde kain, 148 ada 38 parsel sayılı taşınmazın 1500 m2'lik kısmının zilyetliğe dayalı maliki iken bu taşınmazın komşu parseller ile birleştirilerek ortaokul yapımı için 1970'li yıllarda tahsis amaçlı devredildiğini, ancak taşınmazın eğimli olması nedeniyle maliyetin yüksek olacağı gerekçesi ile okul yapım düşüncesinden vazgeçildiğini ve bu taşınmazın 1500 m² kısmının tekrardan mirasbırakanlarına iade edildiğini ve onun ölümünden sonra ise kendileri tarafından bu taşınmazın kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında dinlenen mahalli bilirkişilerin yanlış beyanı üzerine dava konusu taşınmazın davalı ... Tüzel kişiliği adına tescil gördüğünü, oysa taşınmazın kendilerine ait olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1500 m2 lik kısmın adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, savunma getirmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Torul Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.07.2018 tarihli ve 2017/58 Esas, 2018/167 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın kargir bina ve tarla olarak Köy Tüzel Kişiliği adına 27.09.2007 tarihinde tescil edildiği, dosyada komşu köyden seçilen mahalli bilirkişilerle keşif yapıldığı, taşınmaz üzerinde geven ve kuşburnu çalılıkların bulunduğunun belirtildiği, keşifte alınan beyanlardan 148 ada 38 parselin bir kısmının davacı ...'in atalarından kaldığı, bir kısmının ...'ın atalarından kaldığı, her iki davacının keşifte gösterdikleri yeri 30-40 yıldır kullanmadıkları davacı ...'in hak iddia ettiği yerin okul yeri olarak istenildiği, ancak yapım bedelinin yüksek olması nedeniyle bu yerin okul yeri olarak alınmasından 1970'li yıllarda vazgeçildiği, ...'ın hak iddia ettiği yerde 35-40 senelik kuran kursu binasının olduğu, bu binanın iki yıl kullanıldığı, daha sonra kullanılmadığı, kuran kursu yeri karşılığında başka yerden tarla yeri verildiği, kadastrodan önceki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil davasında kadastro tarihi olan 2007 yılından önce davasız aralıksız zilyetliğin bulunmasının gerektiği, davacıların dava konusu yaptıkları yerleri 30-40 senedir kullanmadıkları, ayrıca birleştirilen dosya davacısı ... kuran kursu yeri karşığında başka yer verildiği de dikkate alınarak kesintisiz zilyetlik iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... mirasçılarından ... ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Asıl davada davacı ... mirasçısı ... istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanı babası ...'in açmış olduğu dava konusu 148 ada 38 parselin (A) harfiyle gösterilen kısmının kendisine ait olduğunu, taşınmaza köy okulu yapılmak istenmesi üzerine kabul ettiğini, sonrasında vali tarafından yerin uygun görülmemesi nedeniyle okul yapılmasından vazgeçildiğini, Mahkemece 3402 sayılı Yasa'nın 17 nci maddesinin uygulanabilme olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini, bu kararın yasaya ve usule uygun olmadığını, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazın babası ...'e miras yolu ile intikal ettiğini, dedesi tarafından arpa-buğday-fiğ ekilmek sureti ile tarım amaçlı kullanıldığını, sonrasında bu yere köy okulu yapılmak istenmesi nedeni ile babası tarafından bu yerin köy muhtarlığına verildiğini, sonrasında idare tarafından okul yerinin başka yere kaydırılması nedeni ile yerin babasına iade edildiğini, ancak kadastro tespitinde gerçeğe aykırı olarak bu yerin muhtarlık adına tescil edildiğini bildirdiklerini, Mahkemece hukuksal değerlendirme hatası ile davanın reddine karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, sunmuş oldukları delillerin yeteri kadar incelenmediğini, verilen kararın zilyetliğin kaybına ilişkin olduğunu, müvekkillerinin mirasbırakanlarının takasa yönelik taşınmazının 3000 m2 olduğunu, ancak okul yeri olarak vermiş oldukları 3000 m2 yerin sadece 1500 m2 lik kısmının taraflarınca dava edildiğini, Mahkemenin, ...'den yapılan takasta aldıkları yerin tamamını almış gibi yorumlayarak okul yapımına tahsis edilen yerdeki bu taşınmaz üzerinde haklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın rededildiğini, müvekkillerinin dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetlik iradelerini kaybetmediklerini, fiili egemenlikleri olmamasına rağmen dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetlik iradesinin her aşamada her ortamda dile getirildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.05.2022 tarihli ve 2019/242 Esas, 2022/825 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, dava konusu 148 ada 38 parselde asıl davada çekişmeli olan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm ile, birleştirilen davada çekişmeli olan (B) harfi ile gösterilen bölümlerin 1970'li yıllarda davacı ve birleştirilen davada davacıların mirasbırakanı tarafından okul yapımı için hibe edildiği, taşınmaza okul yapılmadığı, ancak 30-40 senedir de taşınmazı kullanmadıklarından kadastrodan önceki zilyetlik koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve birleştirilen davada davacılar vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... mirasçılarından ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçısı ... temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın daha önce babası tarafından köy okulu yapılmak şartı ile köy muhtarlığına bırakıldığını, daha sonra köy okulunun başka bir alana yapıldığını, dolayısıyla babasının şartının yerine getirilmediğini, bu durumun tüm mahalli bilirkişi beyanları ile de sabit olduğunu, dolayısıyla ortada bir hibe durumunun bulunmadığını, söz konusu taşınmazın babasına da dedesinden intikal ettiğini, bu nedenle zilyetlik süresinin uygulanmasının mümkün olmadığını, Köy Tüzel Kişiliği adına kaydedilen taşınmaz üzerinde hiç kimsenin mülkiyet iddiasının bulunmadığını, ayrıca dava konusu taşınmaza arpa, buğday ekilmediyse de bu yerlerin babası ve kendileri tarafından her zaman korunmuş ve kollanmış olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen davalar, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu; ... ada 38 parsel sayılı 5.828,78 m2 yüz ölçümlü, kargir bina ve tarla vasıflı taşınmazın 23.05.2007 tarihinde davalı ... Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, söz konusu tespitin 27.09.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davacı mirasçısı ... tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı mirasçısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı mirasçısından alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...