"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacılar vekili, davacılar ile davalıların babası ...'in kardeş olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu ..... ilçesi, ...... Köyü, 102 ada 12, 105 ada 6, 122 ada 93,96, 126 ada 10, 161 ada 1 ve 162 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kök murise ait olmasına rağmen...... adına tespit edildiğini, ölümü ile de mirasçılarına intikal ettiğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2015 tarihli ve 2012/488 E., 2015/211 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı ......'ten intikal ettiği, ...'in 1997 yılında öldüğü, davanın ...'in ölümüyle birlikte terekesinin el birliği mülkiyet hükümlerine tabi olup bir veya bir kaç mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin bütün mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağı, davanın kadastrodan önceki hukuki sebeplere ve miras payına ilişkin açıldığından davacı açısından zilyetlik süresi aranamayacağı, ... mirasçıları arasında bütün mirasçılarının katılımıyla geçerli taksim yapılmadığı, tüm bu hususların dosya içerisindeki mahkemenin 2009/346 Esas, 2012/766 Karar sayılı dosyasında tespit edilmiş olduğu ve davacıların kardeşi olan... lehine dava konusu taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verildiği, usul ekonomisi gereğince mahallinde yeniden keşif yapılmadan muris ...'in mirasçısı dava dışı... lehine var olan 2009/346 Esas 2012/766 Karar sayılı hüküm gereğince davanın kabulü ile 102 ada 12, 105 ada 6, 122 ada 93, 96, 126 ada 10, 161 ada 1 ve 162 ada 5 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline, kalan hissenin malikler üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazların kök muris .....’a değil, ....’ın kardeşi .....’e ait iken onun yurtdışına gitmesi nedeniyle kullanımının ...’e bırakıldığını, kadastro çalışmaları sırasında da zilyetliği nedeniyle adına tespit edildiklerini, 105 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı..... tarafından ... aleyhine açılan meni müdahale davasını kazanması neticesinde tamamıyla .....’e ait olduğunu, yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğunu, yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi taleplerinin reddedilerek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, hangi gerekçe ile taleplerinin reddedildiğinin belirtilmediğini ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ... ilçesi ..... köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 12, 105 ada 6, 122 ada 96, 126 ada 10, 161 ada 1, 162 ada 5 parsel sayılı sırasıyla 16.003.63, 20.976.51, 2.838.59, 6.824.81, 1.405,94 ve 1.256,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, davalıların murisi ... adına; 122 ada 93 parsel sayılı 15.357,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, eşit paylarla davacı... ile davalıların murisi ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir.
3.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
“Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde; “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde; “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesinde "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (III.) nolu paragrafında yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ...'in temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 682,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...’den alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.