"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/207 E., 2022/278 K.
DAVALILAR : ... Belediye Başkanlığı vekili Avukat ..., Hazine vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesinde bulunan 930 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1989 yılından bu yana davacının zilyetliğinde olmasına rağmen kadastro çalışmaları sonucunda davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davacı tarafından işgal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ... vekili; yargılama sırasında husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.05.2016 tarihli ve 2014/731 Esas, 2016/1241 Karar sayılı kararıyla; davalı... Belediye Başkanlığı yönünden davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, davalı Hazine yönünden davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle 930 ada 1 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve vekalet ücretine yönelik olarak da davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.12.2019 tarihli ve 2016/14209 Esas, 2019/8457 Karar sayılı kararıyla, hava fotoğrafı incelemesi yapılması, 3 kişilik ziraat bilirkişi raporu alınması ve imar-ihya olgusunun araştırılması gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın tapu kaydının oluştuğu 27.12.2011 tarihine kadar davacı lehine kanunda aranan zilyetlik süresinin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; zilyetlikle mülk edinme koşullarının 2011 yılından önce aranmasının hatalı olduğunu, mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanından 1980'li yılların sonundan itibaren davacının imar-ihya faaliyetine başladığının ve sonrasında da davacının kullanımının devam ettiğinin anlaşıldığını ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Kadastro Kanunu'nun 13 ve 14 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. 1955 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tepe olduğundan bahisle kadastro harici bırakılan dava konusu... ili... ilçesi Çamlıca Mahallesinde bulunan 1.361,63 m2 yüz ölçümlü taşınmaz 930 ada 1 parsel numarasıyla 2011 yılında Hazine adına ihdasen tescil edilmiştir. Davacı, Hazine adına ihdasen oluşturulan tapu kaydının oluşum tarihinden önce lehlerine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, özellikle 02.07.2021 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanığı beyanları ile davacının dava konusu yerden geçen dereyi toprak getirterek doldurmasının imar-ihya sayılmamasına; 26.01.2021 tarihli jeodozi bilirkişi raporu ile taşınmazın 1987 yılındaki hava fotoğrafında herhangi bir kullanım olmadığı, arazide bariz bir şekilde kot farkı bulunduğu, tepe şeklinde toprak yığıntıları olduğu gözlemlendiğine, 1990 yılına kadar herhangi bir ekili ya da sürülü alana rastlanmadığının belirlenmesine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
15.01.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
...
- KARŞI OY -
Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da karar onanmıştır. Aşağıda belirtilen nedenlerle anılan karara iştirak etmek mümkün olmamıştır.
Davacı taraf 1990 yılından itibaren dava konusu taşınmazı imar-ihya ederek 20 yıllık zilyetlik koşullarının 2011 yılına kadar oluştuğunu ifade etmiş, mahalli bilirkişiler davacının beyanını genel olarak teyit etmiştir. Jeodezi raporunda da dava konusu yerde 1990 yılından sonra tarımsal faaliyetin başladığı ifade edilmiştir. Ancak, anılan verilere rağmen İDM davacının taşınmazı satın aldığı tarihten 1991 yılına kadar taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmış olamayacağı varsayımı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kanaatimizce bu hususta yöntemince bir araştırma yapılarak taşınmazın satın alındığı tarihten 1991 yılına kadar emek ve mesai harcanarak imar-ihyasının tamamlanmasının mümkün olup olmadığının uzman bilirkişilere tespit ettirilerek bir sonuca ulaşılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, hüküm kurmak için yeterli araştırmanın yapılmadığı ve belirtilen hususta bilirkişi raporu aldırılarak bir sonuca ulaşılması gerekmektedir. Buna göre İDM kararının söz konusu araştırmanın yapılmasını sağlamak üzere bozulması gerekirken aksi yönündeki Sayın Çoğunluğun onama kararına iştirak edemiyorum.