Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6674 E. 2023/7276 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğini ispat edip etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı tarafın tanıklarını süresi içerisinde bildirmediği gerekçesiyle toplanan delillerin ve yapılan zilyetlik araştırmasının yetersizliği, ayrıca hava fotoğrafları gibi etkili yöntemlerden yararlanılmaması ve yeterli inceleme yapılmaksızın soyut bilirkişi raporuna itibar edilmesi usule ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/657 E., 2022/426 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/623 E., 2018/779 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mülk edinmeye muktedir zilyetlik iddiasına dayanarak çekişmeli 114 ada 1 ve 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli 115 ada 9 parsel sayılı taşınmaz hakkında Milli Emlak Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş ecrimisil kıymet takdiri kararı bulunduğunu, bu kararda taşınmazın ... tarafından işgal edildiğinden ecrimisil bedeline karar verildiğini, söz konusu şahsın ecrimisil bedelini ödediğini, bu hususun dahi davacı tarafın iş bu taşınmazı kesintisiz şekilde zilyet olarak ekip biçmediğini ispat ettiğini, dava konusu diğer taşınmaz olan 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise kadastro komisyon tutanağında olduğu gibi kadimden beri Üçbölük köyü halkı tarafından hayvanların otlak yeri olarak kullanıldığını beyanla davacının haksız ve dayanaktan yoksun açmış olduğu davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 07.10.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 14.654,27 metrekare bölümü ile 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 2.583,16 metrekare bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazı fasılasız ve nizasız kullandığını kabul etmenin mümkün olmadığını, çünkü söz konusu taşınmaz hakkında dava dışı 3. şahıs aleyhine ecrimisil tutanağı düzenlenmiş olduğunu, ayrıca taşınmazın ham toprak vasfında olduğunu; dava konusu diğer taşınmaz olan 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise kadimden beri Üçbölük köyü halkı tarafından hayvan otlatılmak suretiyle kullanılageldiğini, mera komisyon kararının eki krokinin de bu taşınmaza ait olduğunu ve tamamını kapsadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yanın tanıklarını usulüne uygun olarak bildirmediği, Mahkemece belirlenen yerel bilirkişiler ile tespitin aksinin davacı tarafça ispatlandığı durumlarda kadastro tutanağındaki çelişkinin giderilmesi için dinlenmesi gereken tespit bilirkişilerin beyanları sonucunda davacıya ait ispat külfetinin gerçekleştiğini kabul etmenin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğu, ispat külfeti kendisinde olan davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Yerel Mahkemece, mahallinde toplanan deliller, bilirkişi raporları ve yerel bilirkişi beyanları dikkate alınmaksızın yazılı şekilde davanın ispat edilemediği gerekçesiyle verilen kararın doğru olmadığını, teknik bilirkişi raporuna göre taşınmazların üzerinde zilyetlik sürdürülen yerlerden olduğunun ispatlandığını ve ziraat mühendisi bilirkişi raporunun da bu iskamette olduğunu, bu nitelikteki kesin delillerin yerel bilirkişi beyanları ile desteklendiğini, buna rağmen davanın reddine hükmedildiğini, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190 ıncı maddesi,

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 16 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Kars ili, Merkez ilçesi, ... köyünde 2009 yılında 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 115 ada 9 parsel sayılı 52.424,17 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz 3402 sayılı Yasa'nın 18 inci maddesine istinaden ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, 21.07.2009 tarihinde kesinleşerek aynı tarihte tapuya tescil edilmiştir.

Kars ili, Merkez ilçesi, ... köyünde 2009 yılında 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 114 ada 1 parsel sayılı 46.568,80 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz kadastro komisyonunun 15.05.2008 tarihli 2008/58 sayılı kararına istinaden mera vasfı ile 04.01.2009 tarihinde kamu orta malı olarak sınırlandırılmış, 24.03.2009 tarihinde kesinleşerek mera özel siciline kaydedilmiştir.

2. Davacı; zilyetlik iddiasına dayanarak çekişmeli 114 ada 1 ve 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açmış, Mahkemece yazılı şekilde, ispat külfeti kendisinde olan davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç usule, yasaya ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun amacına uygun düşmemektedir.

3. Şöyle ki; eldeki dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1 inci maddesi uyarınca Kadastro Kanunu'nun amacı, taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak ve doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte kütük tesis etmektir. Şu halde, bu tür davalar kamusal yönü ağırlıklı davalardan olup taraf delillerinin yanında kayıt uygulaması ve zilyetliğin belirlenmesi açısından yöreyi iyi bilen, yaşlı, tarafsız yerel bilirkişilerin beyanlarına başvurulması mümkün olduğu gibi taşınmazın aynına ilişkin bu nitelikteki davalarda hakimin re'sen keşif yapması da usul kanunu gereğidir. Hal böyle iken davacı tarafın tanıklarını süresi içerisinde bildirmediği gerekçesiyle keşif sırasında toplanan delilleri gözetmeksizin ispat külfetinin yerine getirilmediği sonucuna varılması doğru olmamıştır.

4. Öte yandan; dosya kapsamında yapılan zilyetlik araştırması da yetersizdir. Çekişmeli 114 ada 1 parsel sayılı taşınmaz mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiği halde bu taşınmaz yönünden yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. Bir taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcını ve sürdürülüş biçimini belirlemede en etkili yöntem olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, monoskopik değerlendirmeyi içeren ve son derece soyut, bilimsellikten uzak nitelikte bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Dosya kapsamında yer alan ziraat mühendisi bilirkişi raporu denetimden uzak ve genel geçer ifadeler içerdiği halde bu rapor yeterli görülmüştür.

5. Hal böyle; olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara ait dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilip dosya arasına konulmalı, bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, taşınmazların bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ile üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişilerden taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın iddiaya konu bölümünün mera olup olmadığı, taşınmazın sınırında bulunan mera parselinden nasıl ayrıldığı, aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette ve 114 ada 1 parselde iddiaya konu bölümün komşu mera parseliyle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir şekilde toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera vasfında olup olmadığını, mera parsellerinden nasıl ayrıldığını, taşınmazların zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini, imar ve ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiğini açıklayan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak sureti ile çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; teknik bilirkişiye, yapılan keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.