Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6685 E. 2023/3321 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı Kanunu'na aykırı olarak yapıldığı iddia edilen dolgu alanı üzerindeki yapıların akıbetinin ne olacağı ve el atmanın önlenip önlenemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı mirasçıları tarafından, miras bırakanın ölümüyle elatma eyleminin sona erdiği ileri sürülse de, mahkemenin bozmaya uygun nihai kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... ... kıyı kenar çizgisi içerisinde, ... Belediyesi tarafından muhtelif zamanlarda doldurma ve kurutma yoluyla yaklaşık 512.000,00 m² arazi kazanıldığını, Belediye tarafından kıyıda yapılan dolgu işlemlerinin Kıyı Kanunu’nun 7. maddesi gereğince gerekli izinler alınmadan yapıldığını, dolgu alanlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlardan olduğunu, bu alanlar üzerinde davalı tarafından yapılan bina ve tesislerin, restoran, büfe, ... bahçesi, ... yeri gibi amaçlarla kullanıldığını, ... ...’nün Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su ... ve doğal içme suyu havzası olduğunu, bu nedenle ... ... kıyılarında doldurma ve kurutma yapılamayacağı gibi yapılmış dolgular için de Kıyı Kanunu uyarınca izin verilmesinin söz konusu olamayacağını, ... Belediyesi tarafından ... ilçe sınırları dahilinde kıyıda ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan dolgu alanlarının Belediyeye devrinin yapılması için talepte bulunulduğunu ancak bu talebin Maliye Bakanlığınca reddedildiğini, ... Belediyesi tarafından ... ilçe merkezinde ve ... ... kıyı kenar çizgisi içerisinde kıyıların izinsiz doldurulması suretiyle elde edilen arazilerde, davalı tarafından yapılan bina ve tesislerin kâl’ine ve davalının bu yerlere el atmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazı Belediye Başkanlığından 1989 yılında kiraladığını, davanın bu nedenle Belediyeye karşı açılması gerektiğini, davacı Hazineye ecrimisil ödediğini, dava konusu alanın dolgu alanı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.01.2016 tarihli ve 2015/310 E., 2016/1 K. sayılı kararıyla; davalının hukuken geçerli kira sözleşmesine istinaden dava konusu yeri kullandığı, ... Belediye Başkanlığı ile Hazine arasında derdest olan ... İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dava dosyasının konusunun eldeki dava dosyasından farklı olduğu, dava konusu alanın malikinin kim olduğu hususunun muğlak olduğu, davalının kira sözleşmesi ile dava konusu yerin dolaysız fer’i zilyedi bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.02.2020 tarihli ve 2016/10835 E., 2020/1797 K. sayılı kararıyla; “...yargılama sırasında, gerek davacı Hazine gerekse de Mahkemenin 2015/281 Esas sayılı dosyasında davalı bulunan ... Belediye Başkanlığı tarafından, dava konusu alanların Belediyeye devri için talepte bulunulduğu, talebin reddi nedeniyle, ret işleminin iptali için ... İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı belirtilmiş olmakla, 6100 sayılı HMK'nin 165. maddesi gereğince, İdare Mahkemesi tarafından verilecek hükmün eldeki davada verilecek kararı etkileyeceği anlaşıldığından, ... İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesi, anılan davanın kesin olarak karara bağlanmasından sonra toplanan ve/veya toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere ret karar verilmesi doğru olmamıştır." gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 131,33 m²'lik kısmın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle, elatmanın önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki yapıların kâl’ine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yer üzerinde davalı ...’nin ölümünden önceki süreçte işletilen tesis bulunmakta iken, ölümü ile bu eylemin sonlandığını, davalı ...'nin yargılama sırasında ölmesi üzerine mirasçılarının davaya dahil edildiğini, mirasçılar tarafından işletme ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunulmadığını, dolayısıyla ...’nin ölümü ile birlikte elatma eyleminin sona erdiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan elatmanın önlenmesi ile yıkım istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''

2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde; ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde ... yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.

3. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine işaret edilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... mirasçıları vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 1.145,56 bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.