"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/197 E., 2022/38 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Mersin ili, ...mli ilçesi, ... köyünde bulunan 117 ada 63 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, 1972 yılında satın alındığını ve o tarihten beri davacının zilyetliğinde bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın yarı hissesinin hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu taşınmazın kadastro mahkemesi kararı ile tescil edildiğini, taşınmazın davalı adına tespit edilen hissesinin 1963 yılında davalı tarafından satın alındığını ve taşınmazın o tarihten beri davalı yanca kullanıldığını, üzerine ev yaptıklarını, davacının talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.05.2001 tarihli ve 2000/79 Esas, 2001/238 Karar sayılı kararıyla; kesin hüküm bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.01.2002 tarihli ve 2002/185 Esas, 2002/591 Karar sayılı kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması sonucunda yapılan inceleme neticesinde, aynı Dairenin 20.06.2002 tarihli ve 2002/4568 Esas,2002/4958 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemece kesin hüküm olduğu kabul edilen Kadastro Mahkemesince görülen davada tarafların davalı olarak yer aldıkları, birbirlerinden talepleri olmadığı, bu nedenle Kadastro Mahkemesi kararının taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayacağı gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemenin 27.11.2014 tarihli ve 2010/608 Esas, 2014/643 Karar sayılı kararıyla; davacı ve davalı yanın tutunduğu satış senetlerinin dava konusu taşınmaza uyduğu, taşınmazın evveliyatında ... ailesine ait olduğu, davacı yana yapılan satışta satıcının ... kızı ... olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ve babasına ait zilyetliğin daha öncesine dayalı olduğu, davacının mülkiyet hakkına öncelik verilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
4.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarihli ve 2018/4646 Esas, 2019/1207 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek mahalinde yeniden keşif yapılarak davacı ve davalı tarafın dayandığı satış senetlerinin kapsamlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve taşınmazla ilgili zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının ...'den edindiği ve kendisi tarafından sürdürülen zilyetliğe dayalı olarak taşınmazın yarı payını iktisap ettiği, taşınmazın evveliyatının ... ait olduğu konusunda taraf tanıklarının ve senet tanıkları ile mahalli bilirkişilerin beyanlarından anlaşıldığı üzere herhangi bir tereddüt bulunmadığı, oluşturulan tapu kaydının, taşınmazın tapulama tarihinden önce imzalanan ve geçerli olduğu anlaşılan 1 Nisan 1990 tarihli harici satış senedine uygun olduğu, davacının dava dilekçesinde taşınmazın tamamının kendisine ait olduğunu, davalının bu taşınmazda herhangi bir hakkının bulunmadığını iddia ettiği ancak davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar etmiş, davacının dayandığı satış senedine üstünlük tanınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını, tanıkların kullanım durumu ile ilgili olarak davalının isminden hiç bahsetmediklerini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Mersin ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 63 parsel sayılı 2796 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle eşit hisselerle ... ve ... adına tespit ve kadastro mahkemesi kararı sonrasında adı geçenler adlarına tescil edilmiştir.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 346,90 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmaısına,
Dosyanın Erdemli 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.