"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/37 E., 2022/224 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 591 ada 5; 617 ada 20; 446 ada 117; 449 ada 29; 450 ada 4; 461 ada 86; 564 ada 72 ve 113; 567 ada 13 ve 52 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ancak davalının taşınmazları kendisi(davacı) adına tasarruf ettiğini, taşınmazların kendisine ait olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu bir kısım taşınmazlara ilişkin daha önce de dava açıldığını, Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/248 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazların mirasbırakan babalarına ait olduğunun belirtildiğini, taşınmazların bir kısmını babasından, bir kısmını dava dışı kişilerden senetle satın aldığını, bir kısım taşınmazların ise düğün hediyesi olarak verildiğini, bağışlama niteliğinde olduğunu, zilyetliği de kendisine devredilen taşınmazların yaklaşık 55 senedir tasarrufu altında olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalı üzerine geçirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2018 tarihli ve 2016/2292 Esas, 2018/6417 Karar sayılı kararı ile; davacı ...'ın yargılama sırasında 16.11.2010 tarihinde öldüğü, ... dışındaki mirasçılarının davaya katıldığı, nüfus kayıtlarının incelenmesinde ... hakkında gaiplik kararı verildiği, ...'a kayyım tayin edilmeden ve usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek karar verildiğine değinilerek, öncelikle ölen davacı ...'ın hakkında gaiplik kararı verilen mirasçısı ...'a kayyım atanması için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 01.07.2022
tarihli ve 2019/37 Esas, 2022/224 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazların davacı ve davalı tarafın babasına ait olduğu, ancak kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalı üzerine geçirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; birden fazla takipsizlik nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığını, davaya mazeretsiz devam etmeyen davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılması gerekirken bu husus dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, dosya kapsamında dinlenen hiçbir tanığın dava konusu taşınmazların davacı olan mirasbırakan annesi ... ve ailesine ait olduğunu beyan etmediklerini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların mirasbırakan davacı ...'ye ait olmadığının sabit olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, davacı mirasbırakan ...'nin dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...'a ait olduğuna yönelik bir dava ikame etmediğini, bu yönde iddia da ileri sürmediğini, kendisine ait olduğunu beyan ederek dava ikame ettiğini, iddialarını da ispat edemediğini, davalı savunmalarının ispatlandığını, tüm tanıkların dinlenmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, bozma öncesi usulüne uygun keşif yapılmadığını, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, kararın gerekçelendirilmediğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro çalışmaları sonucu, Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, ... köyü, dava konusu 591 ada 5 ve 617 ada 20 parsel sayılı taşınmazların vergi kaydı ve satış; 446 ada 117, 449 ada 29, 450 ada 4 parsel sayılı taşınmazların irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; 461 ada 86, 564 ada 72 ve 113, 567 ada 13 ve 52 parsel sayılı taşınmazların ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. Somut olaya gelince; davacı, dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğunu ileri sürerek oğlu olan davalıya karşı tapu iptal tescil isteği ile dava açmış, yargılama sırasında ölümü üzerine davanın tarafı olan davalı dışındaki diğer mirasçılar davaya devam edeceklerini bildirmişler, gaipliğine karar verilen davacının eşi olan mirasçı İhsan'a kayyım tayin edilmiş, bu suretle taraf teşkili sağlanmış olup, Mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların babasına ait olduğu, ancak kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalı üzerine geçirildiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, tarafların annesi olan ölen davacı ...'nin dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğu iddiası ile dava açtığı, davanın açılış şekli itibariyle varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davalının dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak daha önce de dava açıldığını belirterek, Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/248 Esas sayılı dava dosyasını bildirdiği, taşınmazların bir kısmını babasından, bir kısmını dava dışı kişilerden senetle satın aldığını, bir kısım taşınmazların ise hediye olarak verildiğini savunduğu, satış senetleri ibraz ettiği, ne var ki, Mahkemece anılan hususların açıklığa kavuşturulmadığı, bu konuda hükme yeterli bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
3. Hal böyle olunca; mahallinde çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, tarafsız ve yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, davalı tarafın ibraz ettiği senetlerin nazara alınması, mahalli bilirkişi ve tanıklardan da sorulmak suretiyle tarafların babası ya da üçüncü kişi/kişilerden gelen taşınmazlar olup olmadığının değerlendirilmesi, varsa hangi taşınmazların ne şekilde davalıya geçtiğinin, dava konusu taşınmazların kimden ne suretle geldiğinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, davalının taşınmazları ne zamandan beri ve hangi sıfatla kullanıldığı, kullanımının kendi adına mı, yoksa mirasbırakanı adına mı olduğu hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınması, bilirkişi ve tanıkların önceki keşif beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde, gerekirse yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmeye çalışılması, bundan sonra ölen davacının dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğu iddiasının ispatı bakımından tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.