"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : ...
SAYISI : 2022/1551 E., 2022/1512 K.
DAVALILAR : ..., ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Ret - Temyiz Talebi Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ladik Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/116 E., 2022/37 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak harç yönünden hükmün düzeltilmesi suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 01.09.2022
tarihli ek karar ile kararın miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ek kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyünde davalılar adına kayıtlı olan dava konusu kök 253 parsel (ifraz sonrası 1876 parsel) sayılı taşınmazın yaklaşık 1.500 m2'lik kısmını 10.10.1984 tarihli gayrimenkul hisse satış ve zilyetlik devir senediyle ... 'den bedelini ödeyerek satın aldığını, harici satın alma tarihinden bu yana taşınmazı kullandığını, kadastro sırasında taşınmazın adına yazıldığını zannettiğini, ancak 2-3 ay kadar önce kök 253 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 1876 parsel sayılı taşınmazın ölü ...'in yeğenleri olan davalılar ... ve ... adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini, tüm köyün dava konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu bildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin tespiti ile yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadastro öncesi nedene dayandığı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 25.11.1986 tarihinde kesinleştiği, dava tarihine göre davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesindeki hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı; davacının terditli tazminat talebi yönünden ise, tapu kayıt maliki davalılar ve davalıların mirasbırakanlarının davacının dayandığı 10.10.1984 tarihli sözleşmenin tarafı olmadıkları gerekçesiyle tazminat istemi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı 10.10.1984 tarihli sözleşmeyle ...'den satın aldığını ancak kadastro sırasında yaptıkları rızai taksimle davalıların mirasbırakanı ... adına yazıldığını, davalılar ve tüm aile büyüklerinin bu durumu bildiğini, kadastro sırasında yapılan bu hata sonucunda hak kaybına sebep olunduğunu, ancak satın aldığı tarihte taşınmazı ...'in kullandığını, o tarihten sonra da 43 yıldır kendisinin kullanımında olduğunu, davalıların haksız şekilde taşınmaz sahibi olduğunu, tarafların akrabalık durumu ve soy ağacını gösterir basit kroki dosyaya sunulduğu halde nüfus kayıtlarının incelenmediğini, eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olarak açılan davada 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçmiş bulunmasına ve tazminat istemi yönünden ise davalıların davacının dayandığı harici satış sözleşmesi yaptığı kişi yahut mirasçıları olmamasına göre İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak maktu harca hükmedilmesi gerekirken nispi harca hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin bu yönden istinaf başvurusunun kabulüyle hüküm ortadan kaldırılarak harcın düzeltilmesi suretiyle tüm talepler bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 01.09.2022 tarihli ek kararla; davacı vekilinin temyiz talebinin miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince temyiz isteğinin değerden reddine karar verilmesinin mülkiyet hakkına aykırılık oluşturduğunu, dava konusu taşınmazı 1984 yılında köy senediyle satın aldığını ve o tarihten beri 45 yıldır malik sıfatıyla kendisinin ekip biçtiğini, davalılar ve tüm aile büyüklerinin taşınmazın kendisine ait olduğunu bildiğini, ancak kadastro sırasında hata yapılarak davalılar adına yazıldığını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla da taşınmazı satın aldığının sabit olduğunu, hak düşürücü sürenin başlangıcında kadastrodaki hatanın öğrenildiği tarih olan 2020 yılının esas alınması gerektiğini, davalıların hakları bulunmadığı taşınmaza sahip olduklarını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemesince 01.09.2022 tarihli ek kararla, temyiz olunan kararın parasal sınırın altında kaldığı gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesi gereğince kararın temyiz kabiliyeti olduğu anlaşıldığından ek karar kaldırılarak davacı vekilinin ileri sürdüğü temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2. Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 253 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin itirazsız olarak 25.11.1986 tarihinde kesinleştiği, davacının ise kadastrodan önceki sebeplere dayanarak 30.11.2020 tarihinde dava açtığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği sabittir.
3. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2022 tarihli ve 2020/(16)1-691 E. 2022/1680 K. sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere, hak düşürücü sürenin hukuki niteliği uyarınca hakkın özünün (mülkiyet hakkı) ortadan kalktığı, diğer bir anlatımla davacının malvarlığı üzerindeki hakkı ortadan kalktıktan sonra açtığı davada tazminat hakkına da sahip olamayacağına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bölge Adliye Mahkemesince verilen 01.09.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davacı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanununun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...