"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusu kabul edilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ... ...’in 109 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalı oğlu ...’a, ½ payını diğer davalı oğlu ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, anılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından değeri karşılığında kendilerine satıldığını, satış işleminden ailenin tüm fertlerinin haberdar olduğunu, davalı ...’ın mirasbırakanın bakım yükümlülüğünü üstlendiğini, buna rağmen dava konusu taşınmazı değeri karşılığında alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/03/2019 tarihli ve 2017/260 E., 2019/130 K. sayılı kararıyla; muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın müvekkillerine değerinde satıldığını, bu satıştan ailenin bütün fertlerinin haberdar olduğunu, yine dava konusu taşınmazın en üst katını davalı ... yaptırmış olmasına rağmen bedelini ödeyerek satın aldığını, murisin bu satıştan aldığı parayı kızlarına ve bağış adı altında dini derneklere özelikle de cami derneklerine bağış yaparak harcadığını, murisin satış yapmaya her hangi bir engel halinin bulunmadığını gösterir tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış sağlık raporu bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 09/11/2021 tarihli ve 2019/1344 E., 2021/1310 K., sayılı kararıyla; UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu taşınmaz haricinde toplam on iki parça daha taşınmazı bulunduğu, Yargıtay 1. H.D. 2020/882 E., 2021/1901 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere mirasbırakanın dava konusu edilen taşınmaz haricinde birden fazla taşınmaza sahip olması tek başına muris iradesinin tespitinde yeterli değil ise de önemli ölçütlerden biri olduğu, salt bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, davacı tarafından mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirir delil sunulmadığı, mevcut deliller ile yapılan temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf sebepleri ile bağlı olmadan re'sen araştırma yaptığını, mirasbırakan adına kayıtlı olan taşınmazların maddi olarak değerlerinin düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın çok daha değerli olduğunu, davalıların taşınmaz karşılığı bedel ödemeyi kanıtlayamadığını, taşınmazların gerçek değeri ile satış değeri arasında fahiş fark olduğunu, mirasbırakanın satış yapmaya engel hali olmadığını gösterir sağlık raporu bulunmadığını aksine mirasbırakanın görme engelli olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Kararın ( IV.3.) numaralı paragrafındaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 11/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.