Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6916 E. 2023/7354 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kök mirasbırakanlarından kalan miras paylarına ilişkin olarak davalıların adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adlarına tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kök mirasbırakanlarından intikal eden miras paylarına dayanarak açtıkları davada aktif dava ehliyetlerinin bulunduğu ve davanın esastan incelenmesi gerektiği, ancak davacıların iddialarını ispatlayamadıkları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesindeki aktif dava ehliyetine ilişkin bölüm çıkarılarak düzeltilmesine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1397 E., 2022/345 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan ret/Usulden ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/434 E., 2020/23 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, Giresun ili, Bulancak ilçesi, 122 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tarafların kök mirasbırakanı ...'a ait iken onun ölümünden sonra ... ile ... arasında fiilen taksim edilerek kullanılageldiğini, yapılan rızai taksimle diğer mirasçıların da haklarını başka taşınmazlardan aldığını, ...'ın payının davacıların mirasbırakanı ...'a kalacağı hususunda da anlaşıldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında davalıların taşınmazı kendi adlarına tespit ve tescil ettirmeleri nedeniyle davacıların mirasbırkanı ...'ın ...'dan pay alamadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; çekişmeli taşınmazın evveliyatı itibarıyla ortak kök mirasbırakanları ...'a ait olduğunu ve onun ölümüyle birlikte davalıların mirasbırakanı ... ve ölümünden sonra da davalılar tarafından kullanıldığını, davacıların mirasbırakanı ...'ın da kök mirasbırakandan kalan miras haklarını başka taşınmazlardan aldığını, taraflar veya mirasbırakanları arasında paylaşım olmadığını, ...'in kök mirasbırakanın gayri resmi eşi olup kendisinin herhangi bir miras hakkının bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın aslen kök mirasbırakan ...'dan gelmekte olup davacıların mirasbırakanı ... tarafından 11.01.2017 tarihinde ölümüne kadar fındık ürünü toplandığını ve yarısının davalıların mirasbırakanı ...' ya teslim edildiğini, bu duruma rağmen fiili kullanımın göz ardı edildiğini, ayrıca dosya içerisinde bulunan davalı tarafa ait vekaletnamelerin usulüne uygun olmadıklarını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların talebinin kök mirasbırakan ...'dan kalan miras paylarına yönelik değil çekişmeli taşınmazın mirasbırakanları ...'a ait olduğunu ileri sürdükleri 1/2 payına yönelik olduğu, ... mirasçıları olan davalıların, davacıların mirasbırakanı ...'ın terekesine göre üçüncü kişi konumunda olup ...'ın da davacılar dışında başka mirasçılarının bulunduğu, terekeye göre üçüncü kişiden miras payı talep edilmesinin mümkün olmayıp bu şekilde açılan bir davaya diğer mirasçıların katılımı ya da muvafakatlarının alınması suretiyle devam edilmesinin de mümkün olmadığı, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken ispatlanamadığından söz edilerek esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, taşınmazın fiili kullanım durumunun göz ardı edildiğini, davacıların, mirasbırakanları ...'ın tereke malına taleplerinin söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde açıkladıkları üzere davalı ve komşu taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı ...'dan geldiğini, dava konusu taşınmazın ...'ın şahsi malı olması hususunda bir iddialarının da olmadığını, taşınmazın kullanımının ...'a bırakıldığını, taksim anlaşması gereğince tapu kaydının yarısının ... adına tescilinin gerektiğini, davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713 üncü ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı, TMK'nın 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök mirasbırakan ...'ın 10.04.1959 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak oğlu ...'dan torunları olan ... (davacı), ... (Davacı), ... ve ... ile kızı ...'dan torunları olan davalıların ve kendisinden sonra ölen çocukları ..., ... ve ...'ın dava dışı mirasçılarının kaldığı; kadastro çalışmaları sonucunda Giresun ili, Bulancak ilçesi, Büyükada köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 122 ada 7 parsel sayılı taşınmazın (5.678,01 m2, fındık bahçesi) tapu kayıtları, taksim ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak davalılar adına paylı şekilde tespit gördüğü, kadastro tespitinin itiraza uğramadan 22.12.2011 tarihinde kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Davacılar dava dilekçelerinde, dava konusu taşınmazın kök mirasbırakanları ...'a aitken onun ölümüyle yapılan taksim sonucunda yarısının gayri resmi eşi ...'e, diğer yarısının da davalıların mirasbırakanı ...'ya kalacağı hususunda anlaşıldığı gibi ...'in payının da kendi mirasbırakanları ...'a kalacağı hususunda da anlaşıldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında davalıların taşınmazın tamamını kendi adlarına tespit ettirdiklerini, bu nedenle rızai taksim sonucu mirasbırakanları ...'den gelen miras haklarına kavuşamadıklarını ileri sürmüşler; davacı ... 15.01.2020 tarihli duruşmada, kök mirasbırakan dedesi ...'ten mirasbırakan babası ...'e intikal eden miras hakkının verilmesini talep ettiğini belirtmiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davacıların asıl olarak kök mirasbırakanları ...'ten gelen hakka dayandıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilir. Dava konusu taşınmazın kök mirasbırakan ...'ten geldiği iddiası ile kadastro öncesi nedene dayalı olarak miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğiyle açılan eldeki davada tarafların aynı tereke içinde mirasçı oldukları anlaşıldığına göre davanın pay oranında görülebileceği, davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır.

Davacılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Davanın esası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti tapu kaydına dayalı olarak yapılmış olup mahallinde yapılan keşifler ve sonrasında düzenlenen fen bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazın tespite esas tapu kaydının kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Dayanak tapu kaydında ise davacıların ve mirasbırakanlarının taşınmazda herhangi bir payı bulunmamaktadır. Davacıların yasal süre geçtikten sonra sunduğu tapu kaydı da mahalline uygulanmış ancak çekişmeli taşınmazı kapsamadığı belirlenmiştir. Tapulu taşınmazlarda kanundaki istisnai haller haricinde süresi ne olursa olsun zilyetliğe değer verilme imkanı da bulunmamaktadır. Diğer yandan, çekişmeli taşınmazın tapusuz olduğu bir an için kabul edilse dahi tüm dosya kapsamı ile davacılar iddialarını ispatlayamamış durumdadır. Zira, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin büyük çoğunluğu çekişmeli taşınmazın çok uzun süredir davalıların mirasbırakanı ve davalılar tarafından kullanıldığını, davacıların mirasbırakanı ...'in kullandığı taşınmazların başka taşınmazlar olduğunu, kadastro tespitinin de davacıların mirasbırakanı ...'in beyanları doğrultusunda davalılar adına yapıldığını beyan etmişlerdir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile esastan reddi doğrudur.

Ancak, Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların çekişmeli taşınmazın kök mirasbırakanları ...'in tereke malı olmaktan çıktığını ve yarısının kendi mirasbırakanları ...'in şahsi malı olduğunu iddia ettikleri belirtilerek davalıların davacıların mirasbırakanı ...'in terekesine göre üçüncü kişi konumunda olup terekeye göre üçüncü kişiden miras payı talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddedilmesi isabetsizdir.

Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde yer alan, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunmadığının tespitine ilişkin paragrafın gerekçeden çıkartılması suretiyle kararın düzeltilerek onanması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.