Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6923 E. 2023/3710 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazda vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin vekaletname sınırları içerisinde dahi olsa vekil edenin menfaatlerini gözeterek ve sadakatle hareket etme yükümlülüğü altında olduğu, davalı vekilin bu yükümlülüğe aykırı hareket ederek vekalet görevini kötüye kullandığı, alıcı davalının da bu kötüye kullanmada işbirliği içinde olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 66 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 409/600 oranında hissedar olduğunu, işlerinin yoğunluğu, sağlık sorunları nedeniyle kardeşi ...'a yaklaşık 6 yıl önce vekaletname verdiğini, vekaletnamenin anlık bir satışa yönelik olmadığını, davalının kardeşler arasında ihtilaf çıkararak taşınmazı 16.000,00-TL gibi düşük bir bedelle damadı ...'a 19/02/2021 tarihinde satmış gibi gösterdiğini, davalıların birlikte hareket ederek aleyhine muvazaalı işlem gerçekleştirdiklerini, satıştan müvekkilinin haberdar edilmediğini ve bedel ödenmediğini, davalıların devirden 9 gün sonra emlakçı aracılığı ile taşınmazı 280.000,00-TL bedelle satışa çıkardıklarını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, adı geçenin iyiniyetli kabul edilmesi halinde taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin işlem tarihinden itibaren faizi ile davalı ...'tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu taşınmazın davacının babası muris ... ... kalan taşınmazın kamulaştırma parası ile tüm kardeşler adına alındığını, davacının muristen kalan başka bir taşınmazın kamulaştırma parasını kardeşlerine vekaleten alarak harcadığını, dava konusu taşınmazda davacının hakkı bulunmadığını, onun dışındaki 6 kardeşe ait olduğunu, davacının da taşınmazın satılarak 6 kardeşe paylaştırılması amacıyla davalı ...'e vekaletname verdiğini ancak 08/12/2020 tarihinde taşınmazı satmak için davacının girişimde bulunduğunu, satmasını engellemek için taşınmazın belediye rayiç bedeli üzerinden davalı ...'a devredildiğini, ilk fırsatta satış gerçekleştirilerek parasının 6 kardeşe paylaştırılacağını davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 66 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı adına kayıtlı 409/600 hissenin davalı kardeşi ... tarafından, davacı tarafından verilen ve satış yetkisini de içeren ... 6. Noterliğine ait 28/01/2015 tarihli 1478 yevmiye nolu vekaletnameye istinaden 19/02/2021 tarih ve 4692 yevmiye nolu resmi akit ile 16.600,00 TL bedelle damadı ...'a satış suretiyle devredildiği, devrin davacının bilgi ve rızası dışında yapıldığı, davacıya veya davalı tarafça vekaletin verilme sebebi olarak ileri sürülen savunma doğrultusunda diğer kardeşlere bedel ödenmediği, devrin bedelsiz yapıldığının davalı tarafın da kabulünde olduğu, davalı vekil ... ile damadı olan davalı ...'nin el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırma kastıyla hareket ettikleri, temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, vekil ile işlem yapan davalı ...'nin iktisabında iyi niyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı 409/600 hissesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının iddialarının doğru olmadığını, dinlenen davacı ve davalı tanıklarının beyanlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazın, tarafların ortak murisi ... Kurt'a ait taşınmazların kamulaştırılması nedeniyle elde edilen bedel ile satın alındığı ve ilerde satıldığında da davacının dışındaki mirasçılara yerilecek olduğunu ve vekaletnamenin de bunun için verildiğini, taşınmazın davacı tarafından 8 Aralık 2020 tarihinde sattırmak istemesi nedeniyle, taşınmazın davacı tarafından haksız olarak satılmasını engellemek için güvenilir olan diğer davalı damadına belediye rayiç bedelinden satmasına neden olup olmadığı hususunun mahkemece dikkate alınmadığını ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derce mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindekine benzer beyanlar ile usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ettiği kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere; Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

2. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK madde 504/1). Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

3. Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

4. Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 9.311,16 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.