"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil- bedel -tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 17.01.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ... ile davalılardan ...'ın kardeş olduklarını, davalı ...'ın ise ...'in oğlu olduğunu, ...'ın babası ... ...'tan kendisine kalan tüm terekeyi tek erkek kardeşi olan ... ile onun oğlu ...'e, mirasçılarından mal kaçırmak kastı ile bedelsiz olarak devrettiğini, muris ...'nın babası ...'dan kendisine intikal eden 6838 ve 198 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki tüm hissesini 04/03/2010 tarihinde satış göstermek suretiyle ...'a devrettiğini, kardeşi ...'in torunu olan ...'a verdiği vekalete dayalı olarak ...’ya babası ...'dan intikal eden Karagöllü 3850 , 3853, 3864, 3928, 3990, 4021, 4030, 4035, 4038, 4046, 4066, 4073, 4083, 4088, 4117, 4141, 4145, 4219, 4221, 4224, 4238, 5935, 6007 ve 6011 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hissesinin tamamını 04/03/2010 tarihinde kardeşi ...'ın oğlu ...'a sattığını, satış işlemlerinin mal kaçırmak maksadı ile bedelsiz olarak yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların gerçek bedellerinin tespiti ile payları oranında tazminata hükmedilmesine, o da olmazsa miras payları oranında tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davacıların murisi ... ile davalı ... ve dava dışı ... ...'ın kardeş olduklarını, tarafların kök murisi ... ...'ın 1/3 hisse oranında mirasçıları olduklarını, dava konusu taşınmazlardan Çavuşlu 6838 parsel ile Karagöllü 198 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda kök murislerinin 1/2 hissesinin mirasçılarına intikal ettiğini, intikal eden 1/6 oranında miras hissesinin ... ... ve ... tarafından 04/03/2010 tarihli işlemle davalı ...'a satıldığını, davacıların murisi adına anılan taşınmaz satış işleminin vekaleten ... tarafından yapıldığını, yine dava konusu edilen diğer taşınmazların bizzat davacıların murisi ... tarafından 04/03/2010 tarihli işlem ile semen karşılığında satıldığını, yine aynı işlem ile murisin diğer kız kardeşi ... ...’ın da kök muristen intikal eden hissesini semen karşılığında davalı ...'e sattığını, dava konusu taşınmazlardan Karagöllü Mahallesinde kain 3850, 3990, 4021, 4141, 4145, 5935, 6007 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına kayıtlı olmadığını, bu parseller yönünden husumet itirazları olduğunu, dava konusu işlemlerin gerçek bir satış olduğunu, amacın mal kaçırmak olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli ve 2021/129 E, 2022/16 Karar sayılı kararıyla;
davalı ... hakkında açılan davanın ispatlanamadığından reddine, diğer davalı ... hakkında 3850, 3990, 4021, 4035, 4141, 4145, 5995 ve 6004 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak açılan davanın husumet nedeniyle, 3853 (Yeni 206 ada 6 parsel), 3864 (yeni 205 ada 6 parsel), 3928 (yeni 195 ada 1 parsel), 4030 (yeni 181 ada 5 parsel), 4038 (yeni 182 ada 3 parsel), 4046,4066 ve 4073 (yeni 179 ada 3 parsel), 4083, 4088, 4117 (yeni 191 ada 15 parsel), 4219 ve 4221 (yeni 188 ada 20 parsel), 4224 (yeni 186 ada 3 ve 20 parsel), 4238 (yeni 185 ada 2 parsel) ve 6011 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; toplanan deliller ile davalarının sabit olduğunu, murisin amacının taşınmazları satmak değil, baba ocağının devamını sağlamak olduğunu, murisin paraya ihtiyacı olmadığı gibi davalıların da alım gücünün olmadığını, davalılar tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemenin de ispatlanamadığını, dinlenen tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceğini, ayrıca yapıldığı ileri sürülen ödeme ile taşınmazların gerçek değeri arasında fahiş farklılık bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli ve 2022/292 E-2022/1150 K. sayılı kararı ile dinlenen yeminli tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından, muris ... ile çocukları arasında murisin mal kaçırmasını gerektirecek herhangi bir husumet olmadığı, davacıların murisi ile birlikte kök muris mirasçılarından dava dışı ... ... tarafından da dava konusu taşınmazlardaki hisselerin devredilmiş olduğu, ayrıca dava dışı ... ...'ın oğlu olup, davacı tanığı olarak dinlenen ...'ın beyanında; annesine hisselerinin karşılığında baba evinde 3-4 tane tarla verildiğini, annesinin satış karşılığında bedelini aldığını ifade ettiği, öte yandan, dava konusu taşınmazların satışı karşılığında davacıların murisine 1 adet kurbanlık ile bir miktar para verildiğinin tanık beyanları ile anlaşıldığı, buna göre; davacılar tarafından dava konusu taşınmazların davalılara devri işleminin kendilerinden mal kaçırma kastıyla yapıldığı iddiasının usulünce ispatlanamadığı sonucuna varıldığından, İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel, o da olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:
"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi şöyledir:
"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3. Değerlendirme
1. Davacıların, davalı ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Dosya içeriğine göre, davalı ...'ın maliki olduğu 198 ada 1 parseldeki 1/2 payın dava tarihi itibariyle değerinin 233.071,75-TL; 6838 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payın dava tarihi itibariyle değerinin 209.174,40-TL, bedeller toplamının ise 442.246,15-TL olduğu, davacıların murisi tarafından davalıya satışı yapılan 1/3 paya isabet eden tutarın 147.415,38-TL olduğu, bu değerden davacıların 1/5'er miras payına karşılık gelen 29.483,07 TL'nin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
2. Davacıların, davalı ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Eldeki davada davacıların mirasbırakanları ... tarafından dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek payları oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel, o da olmazsa tenkis talebinde bulunmuş iseler de; muris tarafından davalı ...'e yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığına yönelik iddianın davacılar tarafından usulünce ispatlanamadığı gözetilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacıların temyiz dilekçesinin davalı ... yönünden değerden reddine,
2. Davalı ... yönünden;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.