Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7008 E. 2024/139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sonucu tescil edilen taşınmazın mirasbırakan adına tescili için açılan tapu iptali ve tescil davasında, davanın bazı davalılara yöneltilmesinin ve hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Ölü kişiye karşı dava açılamayacağı, tapuda kayıtlı olmayan mirasçılara dava açılamayacağı ve hak düşürücü süre geçmiş olması gözetilerek, davalıların bir kısmına ilişkin karar bozulmuş, diğer davalılar yönünden ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2006/32 E., 2015/65 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılardan ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 1596 parsel sayılı taşınmazın Bekir, ... ve ... adına tescil edildiğini, oysa taşınmazın davacı ve davalıların ortak miras bırakanı ...’dan geldiğini ve terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek taşınmazın ...,... adına olan tapu kaydının iptali ile muris ... adına tapuya tescilini istemiştir.

Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde, Kadastro çalışmaları sonucu 1596 parsel sayılı taşınmazın ..., ... ve ve ölü ... adına tescil edildiğini, oysaki taşınmazın davacı ve davalıların ortak miras bırakanı ...’dan geldiğini ve terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek taşınmazın ... adına olan hissenin tapu kaydının iptali ile muris ... adına tapuya tescili istemi ile bu sefer ... mirasçılarına karşı dava açmıştır.

Davacı vekili yargılama sırasında talebini daraltarak, sadece miras payı oranında taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde; 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın tamamının miras bırakanları ...'dan miras olarak kalmadığını, babaları ile kendilerinin o zamanlar 35 dönüm civarında olan tarlayı beraber kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Delice Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.2015 tarih ve 2006/32 Esas 2015/65 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın mirasbırakan ...'a ait olup terekesinin taksim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 1596 parsel sayılı taşınmazın davacının mirasbırakan ...'un veraset ilamındaki 168/28 payı oranında davalıların her birinin hissesinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ..., ... ve ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamına uygun düşmediğini, davacı tarafından önce taşınmazın tamamı hakkında dava açılıp sonra paya yönelik olarak daraltıldığından Mahkemece kısmen kabul kararı verilmesi ve buna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini, mirasçılardan... miras hakkını aldığını beyan etmesine rağmen bu husus ile dava konusu taşınmazın Kırıkkale’nin il olmasında önce Yerköy’ün ... köyü hudutlarında kalığı hususunun araştırılmadığını, dava konusu taşınmazın sadece 35 dönümlük kısmının kök mirasbırakan ile davalılar tarafından birlikte kullanıldığını, kalan kısmının ise sadece davalılar tarafından kullanıldığını, davanın kabulü anlamına gelmemek şartıyla sadece bu kısım hakkında kabul kararı verilmesi gerektiğini, Mahkemece davacı tarafa terekeye temsilci atanması için 20 günlük kesin süre verilmesine rağmen ve davacı tarafça bu kesin süreye uyulmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dahili davalılardan ... ile ...’un vefat ettiğini ve mirasçılarının davaya dahil edilmeden karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı, 28/1 inci ve 713 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi,

3. Değerlendirme

Kadastro sonucunda ... köyü çalışma alanında bulunan 1596 parsel sayılı 89.031,24 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla ..., ... ve ... adlarına 1996 yılında tespit ve tescil edilmiştir.

Davalılar vekilinin, asıl davadaki ... ve ...’un payına ilişkin kurulan karara karşı temyiz itirazı yönünden; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Bu sebeple davalılar vekilinin bu paylara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.

Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile ... payına yönelik olarak açılan davanın asıl ve birleştirilen dava ayrımı yapılmadan kabulüne karar verilmiş ise de Davalılar vekilinin, asıl davaya yönelik olarak ...’un payına ilişkin kurulan karara karşı temyiz itirazı yönünden; 04.05.1978 tarihli 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kural olarak ölü kişiye karşı dava açılamaz. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesi de mümkün değildir. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, davada sağ olan gerçek ve hükmi şahsiyeti haiz tüzel kişiler taraf olabilirler. Taraf ehliyeti, dava şartı olup re’sen gözetilmesi gerekli olan bir usul kuralıdır.

Diğer taraftan; tapu iptali ve tescil davalarında husumetin tapu kayıt malikine, tapu kayıt malikinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesi zorunludur.

Somut olayda asıl davanın 21.04.2006 tarihinde açıldığı, davalı olarak gösterilen ...’un ise dava tarihinden daha önce, 1997 yılında öldüğü HUMK’un 38 inci maddesi delaletiyle TMK’nın 28 inci maddesi hükmü ve 6100 sayılı HMK’nın 124 üncü maddesinin uygulanma koşullarının da bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Davalılar vekilinin birleşen davada ...’un payına ilişkin kurulan karara karşı temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede; Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 28.08.1996 tarihinden, birleşen davanın açıldığı 16.09.2011 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği görülmektedir.

Hal böyle olunca, Mahkemece, asıl davada ölü ... aleyhine 1/3 pay yönünden açılan davanın reddine, birleştirilen davada ... mirasçılarına karşı açılan davanın da hak düşürücü sürenin geçmesi nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Kabule göre de toplam pay üzerinden davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi yerine davacının talebi aşılarak fazlaya hüküm kurulması da isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin ... ve ... payına yönelik temyiz itirazlarının reddine,

Davalılar vekilinin ... payına yönelik yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün bu pay yönünden 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK’un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.