Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7023 E. 2023/3262 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte vekaletname ile yapılan tapu devri nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine davalının iyiniyet iddiasıyla davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi uyarınca tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak aynî hak kazanan 3. kişinin bu kazanımının korunduğu gözetilerek, davalının iyiniyetli olduğunun tespit edilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin yapımını üstlendiği Ncity ... Projesindeki dava konusu 2128 ada 4 parsel sayılı taşınmazda 26 numaralı bağımsız bölümün davalıya satıldığını, dava dışı ... A A S A ... ile bir başka dava dışı kişi Walıd ... ... ...'nin çok yakın ilişkiler içerisinde olduklarını, ... ... ... ...'nin gayrimenkul yatırımı konusunda aracılık/danışmanlık hizmeti verdiğini ve dava dışı ... A A S A ...’nın kendisini vekil olarak temsil ettiğini söyleyerek Kuveyt Büyükelçiliğinin 23.05.2019 tarihli ve 641 yevmiye numaralı vekaletnamesini davacı şirkete sunduğunu, ... bu vekaletname doğrultusunda Ncity Porjesindeki 26 bağımsız bölüm numaralı taşınmazı davalı ...’a temlik ettiğini belirterek, bu doğrultuda 03.09.2019 tarihli temliknameyi davacı şirkete teslim ettiğini, vekaletname ve temlikname doğrultusunda dava konusu taşınmazın davalıya devredildiğini, daha sonra vekaletnamenin geçersiz olduğunun tespit edildiğini, davalının bu durumu bildiğini, kötü niyetli olduğunu, dayanak vekaletname geçersiz olduğundan yolsuz tescil oluştuğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın tespit edilecek rayiç bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, emlakçıdan araştırarak taşınmazı satın aldığını, kendisiyle dava dışı ... A A S A ... arasında devir sözleşmesi yapıldığını, daha sonra bütün işlemleri davacı şirketin yürüttüğünü, vekaletname verdiğini, bedelini ödemek sureti ile taşınmazı devraldığını, temliknameyi ve bütün işlemleri davacı şirketin yaptığını ve kendisinden istediği şekilde hareket edildiğini, bedeli ödediğini, kötü niyetli olmadığını, davacı şirketin masraf için 1.830,00 TL ücret kestiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı ... ile davacı arasında 02/12/2013 tarihli adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, sözleşme resmi şekle aykırı yapıldığından yalnızca taraflar arasında sebepsiz zenginleşme iddiasına konu edilebileceği, aynı zamanda henüz kurulmamış kat irtifakı bakımından yapılan satış vaadinin alacağın temliki hükmünde olduğu, tapu kaydının incelenmesinde 18/07/2014 tarihinde kat karşılığı temlik işlemi ile davacı adına tapuya tescil edildiği ve dava dışı ... adına herhangi bir sicil kaydının da oluşmadığı, davacı tanıklarının duruşmada alınan beyanlarından vekil olarak gelen ... adlı kişinin hareketlerinden şüphelenilmesine rağmen bu hususta davacı şirketin vekaletin geçerliliği ve doğruluğu hususunda özenli araştırma yapmaksızın davalıya tapuda devri gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, tüm dosya kapsamından davalının dayanak vekaletin sahte olduğuna dair herhangi bir bilgisi olmadığı ve bunu bilebilecek durumda olmadığı, hal böyle olunca davacının taraflarına şahsi hak sağlayan ve resmi şekilde yapılmadığından geçersiz satış vaadi şeklindeki alacağın temliki işlemi bakımından temlik alan ... ile ... arasındaki vekalet ilişkisinin geçerli olmadığı yönündeki iddiasını iyiniyetli davalıya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; olayın aşamalarını anlatarak, dava dışı ... ... ... ... ile davalının ... birliği içinde hareket ettiğini, davacı tarafa sahte vekaletname ibraz ettiklerini, bununla devir yapıldığını, iyiniyetin geçersiz işlemi geçerli hale getirmeyeceğini, sahte vekaletname ile yapılan tescilin yolsuz olduğunu, müvekkili şirketin vekaletname konusunda gerekli araştırmayı yaptığını, müvekkilinin tahrifatı anlamasının mümkün olmadığını, davalının iyi niyetli kabul edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022. maddesinin birinci fıkrasında ise “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

2. 1023. maddesi şöyledir; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur."

. 1024. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024. maddesinin ikinci fıkrasında “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024. maddesinin üçüncü fıkrasında “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyi niyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.