Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7026 E. 2023/3450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazların, davacı mirasçının miras payı oranında iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı mirasçının, uyuşmazlık konusu bazı taşınmazlar üzerindeki hibe iddiasını ispatlayamaması ve diğer taşınmazlar yönünden davanın kabul edilmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 20.06.2023 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davalı asil ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 188 ada 5; 195 ada 1, 7, 18; 199 ada 1; 214 ada 1; 222 ada 7; 242 ada 5, 8, 16; 255 ada 11, 49; 488 ada 15; 498 ada 16 ve 508 ada 2 parsel sayılı taşınmazların hatalı şekilde müvekkilinin yengesi olan davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysaki taşınmazların tarafların kök murisi olan ...’dan geldiğini ve murisin terekesinin yöntemince taksim edilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların müvekkilinin miras payı oranında iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 188 ada 5, 222 ada 7 ve 488 ada 15 parsel sayılı taşınmazların kök muristen geldiğini ancak kök murisin sağlığında bu taşınmazları hibe senedi ile eşi ...’a hibe ettiğini, 498 ada 16 parsel sayılı taşınmazın murisin terekesine dahil olmayıp, müvekkili tarafından 3. kişiden satın alındığını, diğer taşınmazlar yönüyle ise davayı kabul ettiğini, bu taşınmazlarda davacının kök muristen gelen miras payının bulunduğunu ileri sürerek, davanın 188 ada 5, 222 ada 7, 488 ada 15 ve 498 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, mahallinde yapılan keşifte, davacının dava konusu 498 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davalı tarafından sunulan satış senedine bir itirazının olmadığını beyan ettiği, davalının dava konusu 188 ada 5, 222 ada 7 ve 488 ada 15 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak dayandığı hibe senedi incelendiğinde, hibe eden kök muris ...’un mühür kullanmak suretiyle senedi imzaladığı, buna göre murisin senet tarihinde imza atamadığı ve mühür-imza kullandığı, senet tarihine göre uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 297. maddesinde, "Bundan başka imza vaz'ına muktedir olamıyan veya yazı bilmiyen şahsın heyeti ihtiyariye ve mahallince maruf iki şahıs tarafından tasdik edilmiş ve el ile yapılmış bir işaret veya mühür istimal etmesi caizdir." hükmüne yer verildiği, buna göre imza atamayan veya yazı bilmeyenlerin mühürünü veya parmak izini taşıyan senetlerin geçerli olabilmesi için, muhtar ve ihtiyar heyetinin çoğunluğundan başka, ayrıca o yerde tanınan iki kişi tarafından da mührün onaylanması gerektiği, ayrıca keşif sırasında senet tanığı olan ...'un, söz konusu senedi daha önce görmediğini ve senetteki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, hal böyle olunca söz konusu senedin geçerli kabul edilemeyeceği, diğer dava konusu taşınmazlar yönüyle ise davanın kabul edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 188 ada 5, 195 ada 1, 7, 18; 199 ada 1; 214 ada 1; 222 ada 7; 242 ada 5, 8, 16; 255 ada 11, 49; 488 ada 15 ve 508 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının kısmen iptali ile taşınmazların 224/512 payının davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 288/512 payın ise mevcut tapu maliki olan davalı ... üzerinde bırakılmasına, 498 ada 16 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu 188 ada 5, 222 ada 7 ve 488 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu taşınmazlar yönüyle dayandıkları senedin şekil şartlarını taşıdığını, Mahkemece bankalardan, seçim müdürlüklerinden ve nüfus müdürlüklerinden herhangi bir imza araştırması yapılmaksızın karar verilmesinin de usule aykırı olduğunu, söz konusu taşınmazlar yönüyle hibe iddiasını kanıtladıklarını, 188 ada 5, 222 ada 7, 488 ada 15 ve 498 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar dışında, geriye kalan dava konusu taşınmazlar yönüyle davayı ilk celsede kabul ettiklerinden, aleyhlerine yargılama gideri ve harca hükmedilmesinin de isabetsiz olduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, iddia ve savunma ile toplanan delillere, kararın dayandığı hukuka uygun gerektirici nedenlere, mevcut deliller mahkemece değerlendirilerek takdir edildikten sonra karar verildiğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu 195 ada 1, 7, 18; 199 ada 1; 214 ada 1; 242 ada 5, 8, 16; 255 ada 11, 49 ve 508 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar muris ...'dan geldiğine ve bu parseller yönüyle davalı tarafından dava kabul edildiğine, 498 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davalı tarafından dayanılan satış senedine davacı tarafından itirazda bulunulmadığına, 188 ada 5, 222 ada 7 ve 488 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle ise, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişilerin söz konusu senetten, taşınmazların muris tarafından hibe edildiği ve zilyetliğin devredildiğine dair murisin bizzat kendisinden duyumları olmadığını belirttiklerine, senet tanığı ...'un, senedi daha önce görmediğini ve senetteki imzanın kendisine ait olmadığını açıkladığına, muris tarafından anılan taşınmazların davalının eşine hibe edildiğinin kanıtlanamadığına ve muristen gelen taşınmazların mirasçılar arasında taksim edilmediği anlaşıldığına göre, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastrodan önceki nedene dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190/1. maddesi; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

b) 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesi; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

c) 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 763/1. maddesi; “Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 188 ada 5 parsel sayılı 1.665,38 metrekare, 195 ada 1 parsel sayılı 92,09 metrekare, 195 ada 7 parsel sayılı 1.848,66 metrekare, 195 ada 18 parsel sayılı 1.102,24 metrekare, 199 ada 1 parsel sayılı 1.906,83 metrekare, 214 ada 1 parsel sayılı 737,87 metrekare, 222 ada 7 parsel sayılı 826,84 metrekare, 242 ada 5 parsel sayılı 780,08 metrekare, 242 ada 8 parsel sayılı 477,77 metrekare, 242 ada 16 parsel sayılı 471,63 metrekare, 255 ada 11 parsel sayılı 557,70 metrekare, 255 ada 49 parsel sayılı 37,69 metrekare, 488 ada 15 parsel sayılı 1.968,84 metrekare, 498 ada 16 parsel sayılı 282,57 metrekare ve 508 ada 2 parsel sayılı 379,82 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalının temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Temyiz edilen davacı vekili duruşmaya katılmadığından, lehine duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.