Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7045 E. 2022/7071 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin, taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih olan 21.06.1969 ile davanın açıldığı tarih olan 15.03.2019 arasında geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : TORBALI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli 2019/45 Esas 2020/199 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 16.06.2022 tarihli 2021/1291 Esas 2022/835 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Hazine aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle, Torbalı Belediyesi ile tüzel kişiliği bulunmayan davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, taraf sıfatı bulunmayan ... aleyhine açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; İzmir ili, ..... ilçesi, ..... Mahallesinin yerlileri olduklarını, uzun yıllar boyunca mahsüllerini depoladıkları damlara ve oturdukları evlere, 1924 yılında çıkan köy kanununa göre tapularının verilmediğini, Yeniköy'ün kurucularının kendileri olduğunu, köyün kuruluş yılının 1850 olduğunu, 1924 yılında köy kanunun yürürlüğe girdiğini, 1923 Lozan Antlaşması gereği 1938 yılı mübadele göçmenlerine verilen konut ve tarla tapularının köyü kuran 24 haneye verilmediğini, Yeniköy'ün mahalle vasfına dönüştürüldüğünü, tapu kayıtlarının Torbalı Belediye'sine geçmesi gerektiğini, bu nedenle imar yapılması da dahil tüm mücavir alanlardaki köy tüzel kişiliğine ait taşınmazların Torbalı Belediyesi'nin mülkü olduğunu, kendi konutlarının zeytinlik sokak ve 4059 sokak arasında kaldığını, 3 nolu köy evinin 1979 yılından beri kendisinin kullanımında olduğunu belirterek, el atmanın önlenmesi, İzmir ili, Torbalı ilçesi, Yeniköy köyiçi mevkiinde 288 parsel sayılı taşınmazın 1500 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmaza ait imar planının bulunmadığını, İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında plan ölçeği gereği şematik olarak ve ölçü alınmamakla birlikte kırsal yerleşme alanı olarak belirlendiğini, mülkiyetinin Maliye Hazinesine ait olduğunu, 1969 yılında yapılan tapulama sonucunda Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazdaki davacı zilyetliğinin fuzuli işgal olarak değerlendirilebileceğini, tapulu mülkiyet olan ve Devletin taşınmazı konumunda bulunan işbu taşınmaza yöneltilen iddiaların asılsız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili; davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, tapulu taşınmazda zilyetliğe dayalı olarak hak iddia edilemeyeceği, 442 sayılı Köy Kanunu hükümlerinin davada uygulama imkanı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın mülkiyeti bakımından ilgileri bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu ...., 288 parsel sayılı taşınmazın ilk tesise ilişkin tapulama tutanağı incelendiğinde; tapu kaydının geldisi zabıt defterinin Ağustos 1299 tarih, 67-101 sıra no, 22 cilt ve 72 sahife olduğu ....tahdidi yapılan gayrimenkulün tapulu olarak ....'in çiftliğindeki yerlerden iken 431 sayılı kanunla Hazine adına intikal eden yerlerden olduğu, üzerine 25 sene evvel .... oğlu..... ev yaparak zilyet ve tasarrufunda olduğu, muhtar ve bilirkişi beyanlarından anlaşılmakta hazineye intikal eden tapulu mallarda zilyetlik ile iktisap mümkün olmadığından zilyedi beyanlar hanesinde gösterilmek üzere ... adına tespit yapıldı... şeklinde 03/08/1968 tarihinde hazine adına tespit gördüğü, 21/06/1969 tarihinde ... adına arsa vasfı ile tapulama tutanağı düzenlendiği davacının iddiasının tapulama öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptal tescil olduğu, ancak 1969 yılı tapulama tutanağının dayanağı hukuki sebebin zilyetlik olmayıp geldisi zabıt defterinin Ağustos 1299 tarih, 67-101 sıra no, 22 cilt ve 72 sahife olan bir tapu kaydına dayandığı, dayanak tapu kaydının geçersiz olduğu ya da mükerrer olduğuna dair herhangi bir iddianın söz konusu olmadığı, davacının iddiasının sırf eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, tapulu bir yere ilişkin zilyetlik iddiasının ileri sürülemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya tamamlanmadan ve delilleri toplanmadan karar verildiğini, davacının üç kuşak kadimden ...'ün kurucularından olduğunu, Dedesi ....köy tapulamasında 288 parselde ikamet edenlerden olup, ... kadastro çalışmasında zilliyetli olarak ... şerhli bulunduğu, nedenin ise 1890 lı yıllarda bu yerlerin, Rum asıllı Baltacı asididi adlı kendisi de mebus olan birine ait olup, Osmanlı maliyesine borcundan dolayı Osmanlı maliyesince haciz edildiği ve zamanın Osmanlı padişahı ... han tarafından 33.000 Osmanlı parası ile haciz parası ödenerek bu yerlerin Osmanlı hanedanı'nın şahsi mülküne geçtiği, ancak Osmanlı son padişahlarından...’ın, eski padişah ...'ın Osmanlı bankası'na imzaladığı sözleşmelerden dolayı tüm mal varlığını Osmanlı maliyesine kaydederek Osmanlı bankası'na devrettiği, ancak meclis-i mebusan toplanamadığı içinde Osmanlı hukukuna göre devrin gerçekleşmediği Cumhuriyetin kuruluşu ile de 431 sayılı kanun çıkarılarak, Hilafetin kaldırılıp, tüm Osmanlı Hanedanı'nın şahsi mal varlıkları millileştirilip ödenerek ve de vatandaşlıktan çıkarıldığı, ...köyün köy sınırlarında anılan mülkten olduğu için 1969 yılında tapu kadastro çalışması sonrasında, hazinenin en son itirazı ile 431 sayılı Kanun dan kaynaklı olarak Hazineye kaydının yapıldığını, köylünün barınma evlerinin hazine adına boş arazi olarak kaydedildiğini belirterek verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 16.06.2022 tarihli, 2021/1291 Esas 2022/835 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafça, davalı Hazine, Torbalı Belediyesi ve ... ile mahkeme ara kararı gereği davaya dahil edilen İzmir Büyükşehir Belediyesi aleyhine, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemli davanın yapılan yargılaması sonunda; dava konusu taşınmazın 21/06/1969 tarihinde kesinleşen tapulama işlemi ile Hazine adına tespit ve tescil edilmesi, davanın, 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık ve aynı Yasanın geçici 4/3 maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra 15/03/2019 tarihinde açılması, davanın eklemeli zilyetlik hükümlerine göre kadastro öncesi dönemi de kapsayacak şekilde açılması karşısında; davacı vekilinin istinaf talebi kısmen kabul edilerek, davanın davalı Hazine yönünden hak düşürücü süre nedeniyle; tapu maliki olmayan davalı ... Belediyesi ile tüzel kişiliği bulunmayan ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; aleyhinde yöntemince açılmış dava olmayan, mahkeme ara kararı ile davaya dahil edildiği anlaşılan, bu kapsamda taraf sıfatı kazanmayan İzmir Büyükşehir Belediyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;

TMK'nın 713. maddesi başta olmak üzere 4302 S. Kanunu'nun 13. 14. ve 17. maddelerindeki düzenlemeler karşısında dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edilmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesinin 2013/604 S ve Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2018/5594 E - 2018/830 K. sayılı kararının örnek ve bağlayıcı nitelikte olduğunu, hak düşürücü sürenin geçmesinin gerekçesinin açıklanmadığı belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi

3.3. Değerlendirme

3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu Yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 21.06.1969 tarihi ile davanın açıldığı 15.03.2019 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.

3.3.3. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 27.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.