"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1472 E., 2021/1677 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tutak Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/76 E., 2019/71 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 36 parsel (yenileme ile 117 ada 19 parsel) sayılı taşınmazın merâ, 35 (117 ada 18 parsel) ve 38 parsel (117 ada 17 parsel) sayılı taşınmazların ise köy orta malı olarak tespit gördüğünü, oysa bu yerleri uzun zamandan beri eklemeli zilyet olarak kullandığını, yapılan tespit işleminin hatalı olduğunun ileri sürerek dava konusu 35 (117 ada 18 parsel) ve 38 parsel (117 ada 17 parsel) sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; aşamada, 36 parsel (yenileme ile 117 ada 19 parsel) sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, bu nedenle bu taşınmaz yönünden talebinden vazgeçtiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, dava konusu yerlerin özel mülke konu edilemeyeceğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadastro tespitinin 01.04.1988 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10.04.2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 150 yıldır mirasbırakanları ve ölümü ile kendisinin zilyetliğinde bulunduğunu, zilyetliğin kesintiye uğramadığını, bu hususta tanıkların da olduğunu, tanıklar dinlenilmeden karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının tapu iptali ve tescil talebine yönelik davayı 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü süre dolduktan sonra açtığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü ve 14 üncü maddeleri,
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 35 ve 38 parsel sayılı taşınmazlar mera vasfı ile kamu orta malı olarak tespit ve tescil edilmiştir.
3. Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 01.04.1988 tarihi ile davanın açıldığı 23.05.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3 üncü maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.