"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi ve kal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı asil tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, Hazineye ait 2038 parsel sayılı taşınmaza davalının ev yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, müdahalenin önlenmesi ve muhdesatın kal’ine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında dava konusunun davacı tarafça devredilmesi nedeniyle HMK’nın 125/2.maddesi gereğince yeni malik ...’na davanın ihbar edilmesi üzerine, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca davanın takip edildiği bildirilmiştir.
II. CEVAP
Davalı, süresinde davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında kira vermemek için boş araziye ev yaptığını ve halen dava konusu yerde ikamet ettiğini beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.10.2014 tarihli ve 2013/717 Esas, 2014/777 Karar sayılı kararıyla, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, kal isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairenin 15.02.2021 tarihli ve 2018/12351 Esas, 2021/1228 Karar sayılı kararıyla; "Somut olayda, davacı ...'nin dava konusu 2038 parsel sayılı taşınmazı temyize konu kararın verilmesinden sonra 02.12.2016 tarihinde dava dışı ...'na (TOKİ) satarak devrettiği anlaşıldığına göre, Mahkemece HMK'nın 125/2. maddesine göre işlem yapılması, davanın kayıt maliki dava dışı ...'na (TOKİ) ihbarı ile davayı takip edip etmediği sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; fahiş zarar kavramı yasalarda tanımlanmamış olmakla birlikte bu kavramın belirlenmesinde yıkımı istenen muhdesatın milli ekonomi için ifade ettiği değer ve inşaatın özellikleri itibarıyla korunması gerekip gerekmediği önem taşır. Salt binanın rayiç değerinin zeminin değerinden yüksek olması yıkımın fahiş zarar doğuracağını göstermez.Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın korunmaya değer olup yıkımının fahiş zarar doğuracağını söyleyebilme olanağı yoktur. Bu nedenle dosyada bulunan 27.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda ve eki olan krokide açıklanmış olan ve tamamı 2038 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evin kal’ine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.01.2022 tarihli ve 2021/189 Esas, 2022/13 Karar sayılı kararıyla, iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asil temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, iyi niyetli olarak dava konusu taşınmaz üzerine kullanım amacı ile tek katlı ev yaptığını,tüm birikim ve emeğini bu evi inşaa etmek için kullandığını, dava konusu taşınmazı zilyetlik devir senedi ile satın aldığını, taşınmaz üzerine evi inşaa ettikten sonra taşınmazın Hazineye ait olduğunu öğrendiğini,taşınmaz için düzenli olarak ecrimisil ödediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
2. Diğer yandan; 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararının bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Ancak harç kamu düzeni ile ilgili olduğundan temyiz eden tarafın sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Somut olayda, mahkemece davacının her iki isteği olan el atmanın önlenmesi ve kal isteklerinin kabulüne karar verilmesi nedeniyle, el atılan yerin değeri ile üzerinde bulunan muhdesatın değeri toplamı üzerinden karar ve ilâm harcına hükmedilmesi gerekirken, sadece el atılan yerin değeri üzerinden eksik karar ve ilâm harcına hükmedilmesi ve harç hususunda bozma öncesi tahsil edilmiş olabileceği kanaati ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değilse de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalının işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalının diğer temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün 3 numaralı bendinin hükümden tamamen çıkarılarak yerlerine 3.bent olarak ; “ 3- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.326,94 TL karar ve ilam harcının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.