Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7113 E. 2022/7485 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bazı taşınmazlar yönünden davacı aleyhine kesin hüküm oluştuğu, diğer taşınmazlar yönünden ise davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle verdiği kısmi kabul ve kısmi ret kararının, 381 ada 143 parsel sayılı taşınmazın 3. derece doğal sit alanında kaldığının tapu kütüğüne şerh edilmesi gerektiği hususunda düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili, dava dilekçesinde; dava konusu ..... ilçesi, .... köyünde bulunan 381 ada 143 ve 204, 382 ada 89 ve 96, 296 ada 41 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 296 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin davacıya ait olduğunu, 2000 yılında gerçekleştirilen kadastro çalışmaları ile 296 ada 41 parsel sayılı taşınmazın tamamı, 296 ada 36 parsel sayılı taşınmazın ½ hissesinin davacı adına tespit edildiğini, ancak itiraz üzerine Komisyon kararı ile bu taşınmazların 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesinde 2004 yılında yapılan değişikliğe dayanılarak doğal sit alanında kaldığı belirterek, taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, 2863 sayılı Kanun'da 2007 yılında yapılan değişikliğe göre taşınmazların zilyetlikle iktisabının mümkün olduğunu, davacının da taşınmazlar üzerinde çok uzun zamandır zilyet olması nedeniyle, tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş, davacı, keşifte alınan beyanında; 382 ada 89 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davasından feragat etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde; öncelikle askı ilan tutanakları getirtilerek davanın süresinde açıldığının ispat edilmesi gerektiğini, ilgili taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olup, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, taşınmazlar üzerinde herhangi bir zilyetliğin de bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2016/1 E. 2017/756 K. sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunun anlaşılması nedeniyle; davanın kısmen kabulüne, .... ilçesi, .... köyünde bulunan 381 ada 143, 381 ada 204, 382 ada 96, 296 ada 41 parsel sayılı taşınmazların tamamının ve 296 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payına ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, taşınmazların 3. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesine şerhine, 382 ada 89 parsele ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 06/12/2018 tarihli ve 2018/504 E., 2018/886 K. sayılı kararıyla; istinaf itirazlarının kabulü ile ...nın 353/1-a.6 maddesi gereğince esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/09/2019 tarihli ve 2019/39 E., 2019/557 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 3. derecede sit alanı içerisinde kaldıkları, kadastro tespit tarihi itibari ile davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşılması nedeniyle davanın kısmen kabulüne, Marmaris ilçesi, Söğüt köyünde bulunan 381 ada 143, 381 ada 204, 382 ada 96, 296 ada 41 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 296 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payına ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların 3. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesine şerhine, 382 ada 89 parsele ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

3. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

4. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararının yerinde olmadığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlik veya imar ihya ile kazanılamayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

5. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 09/07/2020 tarihli ve 2019/1365 E., 2020/552 K. sayılı kararıyla; dava konusu 296 ada 41 no.lu parselin, Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2008/277 Esas-2008/818 Karar sayılı, dava konusu 382 ada 96 ve 89 no.lu parsellerin, Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2008/276 Esas-2008/817 Karar sayılı ve dava konusu 381 ada 204 no.lu parselin, Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2008/275 Esas-2008/807 Karar sayılı kararı ile hükmen tescil edildiği, Kadastro Mahkemesine ait dosyalarda ... ve Maliye Hazinesinin taraf olduğu, ... tarafından açılan davaların ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararların kesinleştiği, 6100 sayılı HMK'nın 303 maddesi ile düzenlenen kesin hüküm şartlarının gerçekleştiği anlaşıldığından, bu taşınmazlarla ilgili, davaların dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi, kazandırıcı zamanaşımı şartları davacı lehine gerçekleşen 381 ada 143 no.lu parsel ile 296 ada 36 no.lu parselin 1/2 hissesinin tapu kaydının iptaline yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, tüm taşınmazlar yönünden kabul kararı verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/2 ve 355. maddeleri uyarınca Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Muğla ili, Marmaris ilçesi, Söğüt Mahallesinde bulunan 296 ada 41, 382 ada 96 ve 381 ada 204 parsellerle ilgili davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i maddesi gereğince usulden reddine, Muğla ili, Marmaris ilçesi, Söğüt Mahallesinde bulunan 382 ada 89 parselle ilgili davanın feragat nedeniyle reddine, Muğla ili, Marmaris ilçesi, Söğüt Mahallesinde bulunan 381 ada 143 ve 296 ada 36 parsellerle ilgili davanın kabulü ile 381 ada 143 parselin tamamı ile 296 ada 36 parselin 1/2 hissesinin davalı adına olan tapu kaydının iptaline davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı vekili, temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığını, Kadastro Mahkemesi kararlarının eldeki dosya için kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, usulden ret kararlarının dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden açılabileceğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde; dava konusu alanların zilyetlik ile iktisap edilebilecek yerlerden olmadığını, taşınmazların imar ihya edilmediklerinin anlaşılması nedeniyle, aleyhe olan bölümlerin bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

3.2.4. 2863 sayılı Kanun'un 11/1 maddesi, “Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının malikleri bu varlıkların bakım ve onarımlarını Kültür ve Turizm Bakanlığının bu Kanun uyarınca bakım ve onarım hususunda vereceği emir ve talimata uygun olarak yerine getirdikleri sürece, bu Kanunun bu konuda maliklere tanıdığı hak ve muafiyetlerden yararlanırlar. (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.) Ancak, kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez.”

3.2.5. 6100 sayılı HMK'nın 303. maddesi, “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.

Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.

Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.

Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dava konusu 296 ada 41, 381 ada 204 ve 382 ada 96 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tespite itiraz davası açıldığı, Kadastro Mahkemesince dava ispat edilemediğinden reddine karar verilmesi nedeniyle, bu taşınmazlar yönünden davacı aleyhine kesin hüküm oluştuğu, 296 ada 36 ve 381 ada 143 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunun anlaşılması nedeniyle, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre davacı vekilinin tüm, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

3.3.2. Mahallinde yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporuna göre 381 ada 143 parsel sayılı taşınmazın 3. derece doğal sit alanında kaldığı anlaşıldığından, bu hususun tapu siciline şerh verilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2 no.lu bendinin 5. fıkrasına "381 ada 143 parsel sayılı taşınmazın 3. derece doğal sit alanında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine" cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın 370/2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı vekilinin tüm, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, dosyanın Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, davacı tarafından yatırılan harcın istek halinde kendisine iadesine, 14/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.