"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/60 E., 2022/165 K.
DAVA TARİHİ : 01.11.2013
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa alacak davasının reddine ilişkin olarak verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, araştırma ve değerlendirme noksanlığından Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; davacının dava konusu 31 parsel sayılı taşınmazdaki villaya özgülenen 1/3 payını icrai satıştan kurtarmak amacıyla davalıdan borç aldığını ve teminat olarak da çekişmeli payını 13.04.2012 tarihinde davalıya devrettiğini, bu konuda harici belge de düzenlendiğini ileri sürerek tapu kaydının iptaline ve adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde davalıdan aldığı borç miktarının taşınmazın gerçek değerinden mahsup edilip kalan miktarın faiziyle birlikte kendisine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın satış bedelinin kısmen ipotek bedeli olarak kısmen de elden ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.06.2014 tarihli ve 2013/514 Esas, 2014/269 Karar sayılı kararıyla; davacının iddiasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan duruşmalı temyiz incelemesi sonunda; davacının 14.04.2012 tarihli "Gayrimenkul Satış Protokolü" başlıklı harici belgenin inançlı işlemin yazılı delilli olduğunu ileri sürdüğü, ancak Mahkemece bu yönden bir değerlendirme yapılmadan davanın reddedildiği belirtilmiş; anılan belgenin inançlı işlem ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi, Borçlar Kanunu'nun 81 inci (... Borçlar Kanunu′nun 97 nci) maddesi de gözetilmek suretiyle tarafların sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları yerine getirip getirmediklerinin açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; ″...Dava konusu taşınmazın davalıya devir tarihindeki tespit edilen değeri ile resmi senetteki satış bedeli arasında fahiş fark bulunması, satış senedinde gösterilen tutarın dahi tamamının ödendiğinin davalı tarafça ispat edilememesi, taşınmazın devrinin hemen ertesi günü satıcı olarak ......,Danışmanlık adına ..... ve müşteri olarak davacı ... arasında 14.04.2012 tarihli ′gayrimenkul satış protokolü′ başlıklı belgenin imzalanmış olması hususları gözetildiğinde davalıya yapılan hisse devrinin teminat amaçlı yapıldığı sonucuna varılmıştır. Davalı ... her ne kadar protokolde imzasının bulunmadığını belirtmiş ise de, yaptığı savunmasından da anlaşılacağı üzere protokolün bilgisi dahilinde düzenlendiği sabittir. Buna göre, davacının karşılıklı edimleri içeren inanç sözleşmesine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptalini ve adına tescilini isteyebilmesi için TBK′nın 97 nci maddesi hükmü gereğince öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunlu olup anılan yasal düzenleme gereği davacı taraf verilen süre içerisinde borç miktarı olan 221.000,00 TL'yi mahkeme veznesine depo etmiştir.″ şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne, İstanbul ili, ....., ilçesi, ......,Mahâllesi 31 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/3 payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, cevap dilekçesindeki ve aşamadaki savunmalarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5.2.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu′nun 97 nci (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 81 inci) maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Bilindiği üzere, inanç sözleşmesi inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
Uygulamada, inançlı işlemden kaynaklanan uyuşmazlıklar 5.2.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile çözümlenmektedir.
Anılan İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir.
Somut olayda, davacı taraf 14.04.2012 tarihli "Gayrimenkul Satış Protokolü" başlıklı harici belge ile iddiasını ispatlamıştır.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise hukuken yeniden incelenemeyeceği anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.