"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen kararın Dairece bozulmasına dair verilen karara Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından duruşma istemli ve katılma yoluyla asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 14/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan ... ve vekilleri Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.
Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulü ile önceki günlü geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
I. DAVA
1. Asıl davada davacı ..., mirasbırakan annesi Şehriban’ın eşi...’den gelen ve imarla oluşan 202 ada 2, 207 ada 2 ve 3, 208 ada 1 ve 210 ada 8 parsel sayılı taşınmazlardaki (kök 1696 sayılı parsel) miras payları ile kendisine ait 689 ve 692 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını çocukları olan davalılara satış göstererek temlik ettiğini, mirasbırakan ile davalıların birlikte hareket ettiklerini, temlikin mirastan mal kaçırma, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
2. Birleştirilen davada davacılar (... ... mirasçıları), asıl davadaki iddiaları aynen tekrarlayarak asıl davaya konu taşınmazlar yönünden miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlarını satmaya ihtiyacının olduğunu, bir takım rahatsızlıkları bulunan mirasbırakanın her türlü ihtiyacı ile ilgilendiklerini, ona ölünceye kadar baktıklarını, bakım karşısında minnet duyduğundan kendilerine maddi açıdan destek olmak içim taşınmazlarını satışa çıkardığını, taşınmazları yabancı kişilere satılmaması için bedeli karşılığında mirasbırakandan aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, mal kaçırma iddiasının kanıtlanamadığı, mirasbırakanın bakıma muhtaç olduğu, ihtiyacı nedeniyle taşınmazlarını sattığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 15/09/2020 tarihli ve 2016/17790 Esas, 2020/4096 Karar sayılı kararıyla, “Dosya kapsamına göre mirasbırakan Şehriban’ın terekesinin tamamına yakınını vekil kıldığı damadı ... aracılığıyla davalı çocuklarına devrettiği, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın, düzenli bir işi bulunmayan davalı oğlu İsmail ile birlikte dönem dönem yaşadığı, daha yakın bir ilişki kurduğu, davalılar Bayram ve Aysel’in kamu görevlisi olup ... ilçesi dışında yaşamlarını sürdürdükleri, emekli olduktan sonra Antalya il merkezine yerleştikleri, yine davalı ...’nin de Antalya il merkezinde ikamet ettiği, mirasbırakanın yaşamını idame ettirecek olanaklara sahip iken dava konusu taşınmazları çocuklarından bir kısmına satış yoluyla devrettiği, 6 ay içerisinde bu devirlerin yapıldığı, kısa süre içerisinde mirasbırakanın mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacı bulunmadığı, aksinin davalılar tarafından kanıtlanamadığı, taşınmazların satılığa çıkarıldığının ve satıldığının yerel halk ya da aile çevresi tarafından duyulmadığı, temlikler yapıldıktan sonra gizlendiği, davalıların akitte gösterilen bedelden farklı bir satış bedelini ödediklerini kayda dayalı ispat edemedikleri, kaldı ki akitte gösterilen bedel ile keşfen saptanan gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, davalılar; satışların bedel karşılığı yapıldığı savunması yanında mirasbırakana baktıklarını ve mirasbırakanın minnet duygusu ile hareket ettiğini de savunmuşladır. Yukarıda yer verildiği üzere semenin mutlaka para olması gerekmemektedir. Ne var ki, dava konusu taşınmazların miktarı, temlik tarihlerindeki değerleri ve mirasbırakanın terekesindeki oranı gözetildiğinde, mirasbırakana yapılan bakım ve emeğin, devre konu taşınmazlara oranla semen özelliği arz etmesinin mümkün olmadığı, bir çocuğun anne ve babasına karşı göstermesi gereken ahlaki ödev kapsamında kaldığı, bu ödevi aşacak şekilde bir bakımın olmadığı tespit edilmiştir. Yukarıda yer verilen olgular ile açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakanın yaptığı temlikler ile mirastan mal kaçırma amacı ile hareket ettiği saptanmıştır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 19/04/2021 tarihli ve 2021/1308 Esas, 2021/2362 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09/12/2021 tarihli ve 2021/225 Esas, 2021/479 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili (katılma yoluyla) ile asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacılar vekili, Mahkemece avukatlık ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek, hükmün avukatlık ücreti bakımından düzeltilerek onanmasını istemiştir.
5.2. Davalılar vekili, Mahkemece, kendi gerekçeleri ile bir karar verilmediğini, gerekçeli karara bozma kararında yer alan gerekçelerin aynen yazıldığını, bozma gerekçelerinin varlığının araştırılmadığını, ispat yükü davacıda olan davada, bu yönde davacı tarafın tek delil olarak bildirdiği tanık beyanlarının içeriği davayı kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, davada pek çok aşamada davacı tanıklarının bile davalıların savunmalarını doğrular bazı beyanlarda bulunduklarını, muvazaa iddiasının ispatlanamadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.2.2. Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 tarihli 21/9 sayılı YİBK).
6.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde, “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. (IV/2.) no.lu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde ve harcı tamamlanan dava değeri üzerinden asıl ve birleştirilen davada davalılar lehine vekalet ücreti hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
6.3.2. Ancak, muris muvazaası hukuki sebebi ile paya ilişkin açılan davalarda davalı adına kayıtlı taşınmazın davacının payı oranında iptali ile bu pay oranında davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken davalı adına olan tapu kaydının tamamının iptal edilmesi doğru olmadığı gibi veraset ilamına atıf yapılması ile yetinilmesi gerekirken veraset ilamının kararın eki sayılması da doğru değildir. Ne var ki, bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemektedir.
V. SONUÇ
1. (IV/6.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenle, davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin işin esasına yönelik, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
2. (IV/6.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenle, hükmün 1. ve 2. fıkralarının hükümden tamamen çıkarılmasına yerlerine; “ 1-Asıl davanın KABULÜNE;
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) Merkez Mahallesinde bulunan 832 ada 37 ( eski 692) parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...'ın payı oranında iptali ile bu pay oranında davacı ... adına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) Merkez Mahallesinde bulunan bulunan 832 ada 36 (eski 689) parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 23/33 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...'ın payı oranında iptali ile bu pay oranında davacı ... adına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) ... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 52977/335300 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...'ın payı oranında iptali ile bu pay oranında davacı ... adına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) ... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 55549/301770 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...'ın payı oranında iptali ile bu pay oranında davacı ... adına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) ... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 80887/ 754425 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...'ın payı oranında iptali ile bu pay oranında davacı ... adına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) ... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 45002/754425 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...'ın payı oranında iptali ile bu pay oranında davacı ... adına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
2-Birleştirilen (2006/433 Esas) davanın KABULÜNE;
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) Merkez Mahallesinde bulunan 832 ada 37 ( eski 692) parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacılar ..., ... ve ...'nin payları oranında iptali ile bu paylar oranında davacılar ..., ... ve ... adlarına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) Merkez Mahallesinde bulunan 832 ada 36 (eski 689) parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 23/33 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacılar ..., ... ve ...'nin payları oranında iptali ile bu paylar oranında davacılar ..., ... ve ... adlarına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) ... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 52977/335300 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacılar ..., ... ve ...'nin payları oranında iptali ile bu paylar oranında davacılar ..., ... ve ... adlarına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (...) ... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 55549/301770 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacılar ..., ... ve ...'nin payları oranında iptali ile bu paylar oranında davacılar ..., ... ve ... adlarına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, ... ilçesi, ... (....) .... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 80887/ 754425 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacılar ..., ... ve ...'nin payları oranında iptali ile bu paylar oranında davacılar ..., ... ve ... adlarına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına,
-Antalya ili, .... ilçesi, .... (....) ... Mahallesinde bulunan 1696 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 45002/ 754425 payın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/124 Esas, 2006/135 Karar sayılı veraset ilamındaki davacılar ..., ... ve ...'nin payları oranında iptali ile bu paylar oranında davacılar ..., ... ve ... adlarına tesciline, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına," cümlelerinin yazılmasına, asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin bu yöne ilişkin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK''un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.