Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7181 E. 2023/6718 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro çalışmaları öncesinde 20 yıldan fazla süredir zilyet olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tesciline ilişkin talep.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı tanıklarının tamamını dinlememesi, kadastro tutanaklarını incelememesi ve hava fotoğrafları gibi önemli delilleri değerlendirmemesi suretiyle eksik inceleme yapması ve davacının hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1054 E., 2022/1164 K.

DAVA TARİHİ : 05.09.2017

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ...Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/55 E., 2019/14 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ...ili, ...ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edildiğini ancak davacının tespit tarihinden önce 20 yıldan fazla süreyle davaya konu taşınmaza nizasız ve aralıksız zilyet olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... muhtarı cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazda davacı lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığını, taşınmazın kamu malı niteliğinde olması nedeniyle Hazinenin de davaya asli müdahil olarak katılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Hazine temsilcisi, 28.02.2019 tarihli dilekçe ile görülmekte olan davaya müdahil olmayı ve ..., ... ve ...’ın bilirkişi olarak dinlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının taşınmaz üzerindeki zilyetlik iddiasını doğrulayacak somut bir delil sunmadığı, davacının kiracısı olan davacı tanığının taşınmazın davacılara ait olduğunu belirtmesine rağmen taşınmazda tarımsal bir faaliyet görmediğine dair beyanda bulunduğu, tarımsal amaçla kullanılabileceği belirlenen ve teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısım üzerindeki 4 meyve ağacının yaşlarının 10-12 arasında değiştiği ve ziraat bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerinde 20-25 yıldır tarım yapılmadığının belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanıklarına tebligat yapılmaksızın keşif icra edildiğini, bu nedenle davacının delilleri toplanmadan keşif yapıldığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacı tanıklarının tümü dinlenmeden karar verildiğini, Anayasa'nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılama hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi, Anayasa'nın 36 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27 nci maddesi ile 240 ila 266 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 130 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, tespite yapılan itiraz üzerine kadastro komisyonunun 20.01.2014 tarihli kararı ile bir kısım taşınmaz bölümünün ifrazen 5 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verildiği ve tespitin bu şekilde 31.03.2014 tarihinde kesinleşerek taşınmazın 1.424,92 m2 yüz ölçümü ile arsa vasfıyla tapuya tescil edildiği, davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının dava dosyası içerisinde bulunmadığı, davanın bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandırıldığı anlaşılmıştır.

2. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Kadastro tespitinden önceki nedene dayanan davada davaya konu taşınmazın davalı adına hangi gerekçeyle tespit edildiğinin denetlenmesi bakımından incelenmesi gereken kadastro tutanağı celp edilmeksizin yargılamaya devam olunamayacağı kuşkusuzdur.

3. Öte yandan, davacı tanık deliline dayanmış olmasına rağmen mahallinde yapılacak keşiften once davacı tarafından bildirilen tanıklara davetiye çıkarılmamış, tanıklarını hazır etmek üzere davacı vekiline herhangi bir ihtarda bulunulmamış, davacı tanıklarından yalnızca ikisi dinlenmiş, davacı vekili diğer tanıkların duruşmada dinlenilmesi yönünde talepte bulunmuş ise de tanık listesinde ismi bildirilen diğer tanıklar Mahkemece dinlenmemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, iddia ve savunma hakkı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27 nci maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Anayasa'nın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Öte yandan, tanık delili 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 240 ile 266 ncı maddeleri arasında düzenlenmiş olup HMK’nın 240/2 nci maddesinde; ''Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar...” hükmüne yer verilmiştir. Bunun yanında, tanıkların taraflarca hazır edilmesini zorunlu kılan bir kural yoktur. Bunun aksinin kabulü, adil yargılanma hakkı (TC. Anayasası 36 ncı madde) kapsamında olan iddia ve savunma hakkının (6100 s. HMK'nın 27 nci, 1086 sayılı HUMK'un 78 inci maddeleri) kısıtlanması ve eksik inceleme sonucunu doğurur.

4. Diğer taraftan; taşınmazın önceki tarihlerdeki kullanım durumunun en doğru şekilde tespit edilmesi için gerekli olan hava fotoğraflarının getirtilerek incelenmesi gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.

5. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağı ile tespitin kesinleşmesine esas tüm belgelerin ilgili tapu müdürlüğünden istenilmesi, tespit tarihinden önceki 15-20-25 yıllık döneme ait hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmesi, daha sonra mahallinde usulüne uygun olarak yerel bilirkişi ve usulünce davet edilmiş taraf tanıkları ile teknik bilirkişiler refakatinde yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazın hangi tarihten beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığına dair detaylı beyanlarının alınması, fen bilirkişisi ve ziraat bilirkişisinin yanı sıra jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğraflarının taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihya edilip edilmediği, imar-ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli, daha sonra toplanan tüm delillerin sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.