Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7184 E. 2023/5110 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi taksim ve takas iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davasında, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları nedeniyle davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin ve ifanın imkansız hale geldiği tarihten itibaren sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemi için öngörülen 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu gözetilerek, mahkemenin davayı reddetme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/244 E., 2022/575 K.

HÜKÜM : Davanın reddi

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, irsen intikal, taksim, takas ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak 770 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini talep etmişler; asıl davada davacı, olmadığı takdirde bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, davacı tarafın dayandığı sözleşmelerden doğan hakların zamanaşımına uğradığını, sebepsiz zenginleşme hükümleri yönünden de10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacıların mirasbırakanı ile davalıların mirasbırakanının

kendilerine veraseten intikal eden taşınmazları 1977 yılında taksim ettikleri, dava konusu 770 parselin davacıların mirasbırakanına isabet ettiği ancak asıl davada davacının tek başına miras payının adına tescili istemiyle dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Onama Kararı

Hükmün, asıl davada davacı ve müdahil davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.04.2015 tarih, 2014/16680 Esas, 2015/4657 Karar sayılı kararı ile; “ Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kadastro tespitinin kesinleştiği 10.02.1978 tarihinden itibaren, davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçirilmiş olmasına göre temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına” karar verilmiştir.

B. Karar Düzeltme

Onama kararına karşı davacı ve müdahil davacılar vekili tarafından karar düzeltilme isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.12.2015 tarih, 2015/15778 Esas, 2015/16575 Karar sayılı kararı ile; davacının tapu iptali ve tescil talebi konusunda tüm mirasçıların birlikte dava açması gerektiği, davacının tek başına miras payı oranında dava açamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak alacak talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği belirtilerek davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, 22.04.2015 tarihli, 2014/16680 Esas, 2015/4657 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, usul ve kanuna aykırı olan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bozma Sonrası Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 04.07.2017 tarihli, 2016/44 E., 2017/203 K. sayılı kararı ile; öncelikle... mirasçılarının tamamı tarafından, eldeki dava ile aynı sebebe dayanılarak 770 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle açılan dava eldeki dava dosyası ile birleştirilmiş ve davanın tespit öncesi nedene dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, tarafların mirasbırakanları tarafından tespit öncesinde taksim ve takas sözleşmeleri yapıldığı, bu sözleşmeler uyarınca dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanına isabet ettiği ancak hak düşürücü sürenin geçtiği, bu nedenle davalıların davacı taraf aleyhine zenginleştiği ve taşınmaz üzerindeki zilyetlik devam ettiği müddetçe zamanaşımının işlemeye başlamayacağı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkin asıl ve birleştirilen davaların hak düşürücü süreden reddine, davacı ...'ün asıl davadaki terditli alacak talebinin kısmen kabulü ile 1.656,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

D. Onama Kararı

Hükmün, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarihli, 2017/4826 Esas, 2020/4565 Karar sayılı ilamıyla; “dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davacı ... tarafından tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talepli olarak açılan terditli davada tapu iptali ve tescil talebi önceki tarihli hükümle reddedildiği ve bu hüküm temyiz incelemesi sonucunda kesinleştiği halde, Mahkemece bu husus gözden kaçırılıp hem kesinleşen dava dosyasındaki hem de birleşen dava dosyasındaki tapu iptali ve tescil talebi reddedilerek davalılar lehine iki kez vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 5 numaralı fıkrasının (B) harfi ile gösterilen bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına” denilerek hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmiştir.

E. Karar Düzeltme

Onama kararına karşı asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili, asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili ve davalılardan ... tarafından karar düzeltilme isteminde bulunulması üzerine; Dairenin 01.11.2021 tarihli, 2021/7371 E., 2021/6274 K. sayılı kararı ile; “Dosya içeriğine, Mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay'ca benimsenen gerekçelere, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre sair karar düzeltme itirazları yerinde değildir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine yönelik hüküm yönüyle; ...3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesine göre davacı tarafın tespitin kesinleştiği 10.02.1978 gününden 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu 10.02.1988 gününe kadar tespitten önce doğan hakka dayanarak dava açıp taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescil ettirme hakkı mevcut olduğundan, 10.02.1988 tarihi itibariyle ifa imkansız hale gelmiştir. İfanın imkansız hale geldiği 10.02.1988 gününden davanın açıldığı 09.06.2010 günü arasında TBK'nın 82 nci maddesinde düzenlenen 2 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri de dolmuştur. Hal böyle olunca, Mahkemece sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemi yönündeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması gerekirken düzeltilerek onandığı gerekçesi ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.10.2020 tarihli, 2017/4826 Esas, 2020/4565 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.

F. Bozma Sonrası Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

G. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

H.Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, zamanaşımının tatbikinin mümkün olmadığını, davacıların zilyetlikleri devam ettiği sürece eldeki davaya zamanaşımı süresinin uygulanamayacağını, tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı ... Toksöz dışındaki mirasçılar yönünden terditli bedel isteğinin reddedilmesinin de isabetsiz olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

I. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen davalar, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil, asıl davada olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 77 inci ve 146 ıncı maddeleri ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 14 üncü ve 15 inci maddeleri

3. Değerlendirme

Mahkemenin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olanan 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davalarda davacılardan alınmasına,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.