Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7192 E. 2023/4463 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı Hazine vekilinin, davalı belediyenin kıyı kenar çizgisi içinde yaptığı dolgu alanlarına ilişkin tapu iptali ve terkin talebi kabul edildikten sonra, el atmanın önlenmesi talebi hakkında mahkemece karar verilmemesi üzerine, bu eksiklik nedeniyle davanın temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 297/2. maddesi gereğince hakimin her talep hakkında olumlu veya olumsuz karar verme zorunluluğu bulunduğu, mahkemenin ise el atmanın önlenmesi talebi hakkında bir hüküm kurmaması nedeniyle, usul yönünden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/278 E., 2021/367 K.

DAVA TARİHİ : 04.09.2015

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali - terkin, el atmamın önlenmesi ve kâl davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozma kararına uyularak tapu iptali ve terkin talebi yönünden davanın kabulüne, kâl isteği yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, Eğirdir Gölü kıyı kenar çizgisi içerisinde Eğirdir Belediyesi tarafından muhtelif zamanlarda doldurma ve kurutma yoluyla yaklaşık 512.000,00 m² arazi kazanıldığını, Belediye tarafından kıyıda yapılan dolgu işlemlerinin Kıyı Kanunu’nun 7 nci maddesi gereğince gerekli izinler alınmadan yapıldığını, dolgu alanlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlardan olduğunu, bu alanlar üzerinde davalı tarafından yapılan bina ve tesislerin restoran, büfe, çay bahçesi, işyeri gibi amaçlarla kullanıldığını, Eğirdir Gölü’nün Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su gölü ve doğal içme suyu havzası olduğunu, bu nedenle Eğirdir Gölü kıyılarında doldurma ve kurutma yapılamayacağı gibi yapılmış dolgular için de Kıyı Kanunu uyarınca izin verilmesinin söz konusu olamayacağını, Eğirdir Belediyesi tarafından Eğirdir ilçe sınırları dahilinde kıyıda ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan dolgu alanlarının Belediyeye devrinin yapılması için talepte bulunulduğunu ancak bu talebin Maliye Bakanlığınca reddedildiğini, Eğirdir Belediyesi tarafından Eğirdir ilçe merkezinde ve Eğirdir Gölü kıyı kenar çizgisi içerisinde kıyıların izinsiz doldurulması suretiyle elde edilen taşınmazda tapu kaydının iptali ile davalı tarafından yapılan bina ve tesislerin kâl’ine, davalının bu yerlere el atmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında ölmesi üzerine mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2021 tarihli ve 2020/278 Esas, 2021/367 Karar sayılı kararında davanın kısmen kabulü ile 299 ada 98 sayılı parsel sayılı taşınmazın 228,45 m² ve 111 sayılı parsel sayılı taşınmazın 340,90 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle davalı adına olan tapu kaydının iptaline, bu yerlerin kıyı olarak terkinine, müdahalenin men’i ve kâl taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.02.2020 tarihli ve 2016/10448 Esas, 2020/1782 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yeniden keşfe gidilerek 3621 sayılı Kanun'un 9/2 nci maddesi ile 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre kıyı kenar çizgisi araştırmasının yapılması, İdare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin krokinin de uzman bilirkişilerce uygulanması, Mahkemenin bu çizilen kıyı kenar çizgisi krokisi ile bağlı olmayıp bizzat bilirkişi kurulu aracılığıyla kıyı kenar çizgisini belirlemeye yetkili olduğunun gözetilmesi, bilirkişiler tarafından yeniden belirlenecek kıyı kenar çizgisi ile İdare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasında farklılık bulunduğu takdirde bu farklılığın nedenlerinin bilimsel gerekçelerle açıklığa kavuşturulması, dava konusu taşınmazların tamamen veya kısmen kıyı kenar çizgisinin içerisinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, yapılacak incelemede komşu ve yakın parsellere ilişkin kıyı çizgisi belirlemelerinin de gözönününde bulundurulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.12.2021 tarihli ve 2020/278 Esas, 2021/367 Karar sayılı kararıyla; 299 ada 98 parsel sayılı taşınmazın 229,45 m²’lik kısmının, 299 ada 111 parsel sayılı taşınmazın ise 340,90 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle bu alanlara yönelik tapu iptali ve terkin taleplerinin kabulüne, dava konusu taşınmazlar üzerinde herhangi bir muhdesat olmadığı, kültür bitkisi bulunmadığı ve boş olduğu rapor edildiğinden kâl talebinin reddine karar verilmiş; el atmanın önlenmesi talebi yönünden ise olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin talep sonucunda davalının dava konusu taşınmazlara el atmasının önlenmesine karar verilmesi talep edilmiş iken Mahkemece hüküm kısmında elatmanın önlenmesi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptali - terkin, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43 ncü maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 nci ve 6 ncı maddeleri, 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde tapu iptali - terkin ve yıkım istemleri yönünden hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

3. Davalı Hazine vekilinin el atmanın önlenmesine yönelik temyizine gelince; Mahkemece el atmanın önlenmesi talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir.

4. Oysa ki, 6100 sayılı HMK'nın 297/2 nci maddesinde Hakimin her taleple ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar vermek zorunda olduğu belirtilmiştir.

5. Hal böyle olunca; davacı tarafından tapu iptali - terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinde bulunulmuş olmasına rağmen 14.12.2021 tarihli kararda tapu iptali - terkin ile yıkım istekleri yönünden karar verildiği halde el atmanın önlenmesi isteği yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden hüküm tesis edilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacı Hazine vekilinin el atmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazının kabulü ile kararın 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.