Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7193 E. 2024/1466 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün davacıların mirasbırakanının zilyetliğinde olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, yerel mahkemenin bozmaya uyularak verdiği kabul kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozmaya uygun hareket ettiği, kararda ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf lehine kazanılmış hak doğduğu ve bu hususun yeniden incelenemeyeceği gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/31 E., 2022/71 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ..., ... ve ... dava dilekçesinde; Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların malikleri olduklarını, bu taşınmazların bitişiğinde bulunan ve sınırları keşif sırasında gösterilecek taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında 127 ada 4 parsel numaralı taşınmaz kapsamında davalı adına tespit edildiğini, ancak bu yerin 70 yıldır babaları ... 'ın zilyetliğindeyken kardeşler arasında yapılan taksim sonucunda kendilerine kaldığını ileri sürerek davaya konu taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile 127 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara ilave edilerek adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; esasen davalıya ait bir kısım taşınmazın davacılar adına tespit edildiğini, miras yoluyla gelen hakka dayanan davacıların tek başlarına dava açma hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2014/442 Esas, 2016/157 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile, 24.05.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile yeşil renkte gösterilen 887,12 metrekarelik taşınmaz bölümünün aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına eşit paylarla tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2019 tarihli ve 2016/14883 Esas 2019/7891 Karar sayılı ilamıyla; yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, yerel bilirkişi beyanları arasındaki çelişkilerin yöntemince giderilmediği, taşınmazın davacıların mirasbırakanı ...'e ait olup olmadığı ve ...'e aitse taksimen davacılara kalıp kalmadığı hususlarının yöntemince araştırılmadığı, soyut yerel bilirkişi beyanlarına itibar edildiği, beyanlarda geçen yükselti ve kavak ağacının rapor ve krokide gösterilmediği, komşu taşınmazlarının tutanak ve dayanaklarının incelenmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların dava konusu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddelerindeki şartları ihtiva eden nitelikte zilyetliklerini ot biçmek ve çayır olarak kullanmak suretiyle sürdürdükleri, taraflar arasındaki sınır hattının arazilerin yamaç kısımlarının hâkim tepe denilen tepede birleşme noktalarından arazi sırtı boyunca oluşan hat olduğu, tespit edilen bu doğal sınırın taşınmazların güneyindeki yoldan kuzeyinde bulunan dere yatağına kadar devam ettiği, bu alanda bulunan kavak ağacının ise sınırın batı kısmında kaldığı 90 yaşında bulunan yerel bilirkişi ...’in kavak ağacının davacıların ablası tarafından dikildiği ve sınırın bu ağacın 2-3 metre sağ tarafından başladığı yönündeki ifadesine itibar edildiği, yerel bilirkişi ...'ün ise ağacın dikildiğini davalının yeğeninden duyması nedeniyle beyanına itibar edilmediği, diğer yerel bilir ...'a ait olup ölümünden sonra yapılan taksime göre davacılara kaldığı, bu hususun dosyaya sunulan muvafakat dilekçeleri ile de ispatlandığı, bozma öncesinde verilen hükmün yalnızca davalı tarafından temyiz edilmesi nedeniyle bozma öncesi hazırlanan fen bilirkişi raporunda hesaplanan yüzölçümü üzerinden hüküm kurulması gerektiği, bu hususta davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne çekişmeli 127 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 24.05.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ve yeşil renkle gösterilen 887,12 metrekare yüz ölçümlü kısmının ifraz edilerek tapu kaydının iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle eşit paylarla davacılar adına tarla vasfı ile tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilamı öncesinde yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişilerin beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, bozma ilamından sonra yapılan keşifte davacılarla akrabalığı bulunan yerel bilirkişilerin beyanlarına karşı yaptıkları itirazın kabul görmediğini, davaya konu taşınmazların davacılara taksimen kalıp kalmadığı hususunun yöntemince araştırılmadığını, bozma ilamında bu hususta değinilen eksikliklerin giderilmediğini, taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, tarafsız olan tek yerel bilirkişinin bilgi sahibi olmaması nedeniyle davanın kanıtlanamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü v.d. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 127 ada 4 parsel sayılı 7.950,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edildiği, komşu 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların ise sırasıyla davacılar ..., ... ve ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 20.09.2007 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 21.10.2014 tarihinde açıldığı, davacıların mirasbırakan babaları ... 'ın 1979 yılında öldüğü, davacılar dışında kalan mirasçılarının davaya muvafakat ettiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.