"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi, Davalı ... Müdürlüğünün İstinaf Başvurusunun Kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine, karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 17.01.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat gelmedi. Temyiz edilen Hazine vekili Avukat ... .... Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Mardin, Midyat, Gölcük’te yer alan çekişme konusu 226 ada 123 parselin davalı ... Belediye Encümeni'nin 26.08.2008 tarihli ve 2008/86 Karar sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 15. maddesi gereğince ifraz işlemine tabi tutularak 639,38 m² çocuk bahçesi, 2464 m² park, 7496,18 m² yola terk olmak üzere toplam 10.599,56 m² alanının ... lehine bedelsiz olarak terkininden sonra geri kalan kısmının 12 parçaya ayrıldığını, daha önce taşınmazının ifrazdan sonra adına tescil işlemlerinin yapılması için yakını olan dava dışı ...’e vekaletname verdiğini, gerek davalı Belediye’ye verilen Midyat Kadastro Müdürlüğünün 25.09.2009 tarihli, 2009/636 sayılı yazısı ekindeki kadastro beyannamesinde gerekse davalı ... Müdürlüğüne verilen tescil işlem belgesi altında imzası bulunan vekil ...’in okuma yazma bilmediğini, bu belgeleri içeriğini bilmeden imzaladığını, işlemlerde tanık bulundurulmadığını, kaldı ki kadastro beyannamesinde vekil ...’in vekaleten hareket ettiğine dair bir ibarenin de bulunmadığını, yapılan işlemlerin geçersizliği nedeniyle ifraz ve ifraz sonucu yapılan terkin ve tescil işlemlerinin yolsuz olduğunu ileri sürerek, taşınmazın ifrazdan önceki hali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davaya süresinde cevap vermemişler, aşamada davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tarafından dava dışı vekil ...'e 06.06.2000 tarihinde düzenleme şeklinde vekaletname verildiği, dava dışı vekil ...'ün davacı adına bu vekaletnameye dayanarak bir çok işlem yaptığı, tüm işlemlerin vekil tarafından ''okudum'' yazmak suretiyle imzalandığı, hatta davacı asil ile vekilin asaleten Midyat Tapu Müdürlüğü'nde karşılıklı olarak alıcı-satıcı olarak bulundukları satım akdinin de bu şekilde yapıldığı, vekaletnamede ifraz, tevhit yetkilerinin açıkça verildiği, vekilin vekalet görevinin gereklerine aykırı işlem yaptığına dair herhangi bir itiraz olmadığı, salt şekle aykırılık iddiası ile yalnızca dava konusu taşınmaz bakımından dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını yineleyerek, her ne kadar davacı adına vekaleten hareket eden dava dışı ...’ün okuma yazma bilmemesine rağmen imza adı altında belgelerde bıraktığı işaret mevcut olsa da işlemlerin tanık huzurunda yapılmadığını, tanık imzası içermediğini ve usulüne uygun olmadığını, bu nedenle tüm işlemlerin geçersiz olduğunu, tüm bu hususların Yerel Mahkeme tarafından duraksamaya yer vermeyecek biçimde araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yöndeki taleplerinin reddedildiğini ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili, İlk Derece Mahkemesince lehlerine takdir edilen vekalet ücretinin hesaplanmasında hata yapıldığını ileri sürerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının dayandığı, vekilin okuma yazma bilmediği ve yapılan işlemlerde tanık bulundurulması gerektiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı anlaşıldığından Yerel Mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediği ne var ki davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına harçlandırılan dava değeri olan 5.206.060,00 TL üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davacının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kaldırılması ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde, “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”, 1022/1. maddesinde, “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde, “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde, “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî ... zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. " düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.