"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2018/4648 Esas, 2020/3501 Karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası davanın reddine dair verilen mahkeme kararı davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının murisi Bayram ...'nun maliki olduğu ..., Merkez, Çiftekavak Mahallesi, 6 sayılı parselde kayıtlı olan taşınmazındaki hisselerini 23/07/2001 ve 1271 yevmiye numaralı işlem ile erkek çocukları olan davalılara sattığını, murisin asıl amacının davalılara bağışta bulunmak ve mirasçı olan davacıyı mirastan uzaklaştırmak olduğunu, işlemi yaptığı esnada kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek maddi güce sahip olup, satış işlemi sonucu elde edilebilecek para ile gidereceği bir ihtiyacı bulunmadığını, ayrıca satışın vekalet yoluyla yapılmış olmasının da muvazaayı önlemediğini belirterek; öncelikle anılan taşınmazın başkalarına devir ve temlikinin önlenmesi bakımından kaydına ihtiyati tedbir konulmasına ve tapu kaydının iptali ile iptal edilen kısmın veraset ilamı doğrultusunda tapuya tesciline, masraflar ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş; aşamada davasını kendi miras payı üzerinden devam ettirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde mirasbırakanın yaptığı temlikin gerçek bir satış işlemi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 2014/14 Esas, 2014/333 Karar sayılı kararı ile; taraf teşkili yönünden dava şartının yerine getirilmediği gerekçe gösterilerek evrak üzerinden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA ve BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. BİRİNCİ BOZMA KARARI
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2014/16521 Esas, 2015/10781 Karar sayılı kararı ile; ön inceleme duruşması açılmadan evrak üzerinden karar verilmesinin usul hükümlerine uygun bulunmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. BOZMA SONRASI MAHKEMECE VERİLEN KARAR
Mahkemenin 2016/47 Esas, 2018/64 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda dava kabul edilmiştir.
C. İKİNCİ BOZMA KARARI
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2018/4648 Esas, 2020/3501 Karar sayılı kararı ile; "HMK 190. ve TMK 6. maddeleri gereğince, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin muvazaalı olduğu ve mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasının davacılar tarafından kanıtlandığını söyleyebilme olanağı bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
D. İKİNCİ BOZMA SONRASI MAHKEMECE VERİLEN KARAR
Mahkemece bozma ilamına uyularak ve 2020/193 E., 2022/17 K. Sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; özellikle ülkemizin Karadeniz ve Güney Doğu ... Bölgelerinde kız çocuklarını miras payından mahrum etmenin bir yerel uygulama haline geldiğini, dosya içerisinde yer alan tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere mirasbırakanın ekonomik durumunun gayet iyi olduğunu, satış tarihinde buna ihtiyacı bulunmadığını, taşınmaz gerçek değerinin çok altında bir fiyatta satılmış olduğunun belirlendiğini, ayrıca dosyaya ödemeye ilişkin bir belge sunulmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili, kendilerine takdir edilen vekalet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci, Tapu Kanunu'nun (TK) 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3/2 ncü maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK'nın 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescili talebinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değerinin 1.078.420 ,87 TL, davacının miras payına isabet eden 60/720 pay değerinin ise 89.868,40 TL olduğu ve yargılama aşamasında bu değer üzerinden harcın tamamlandığı görülmektedir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verildikten sonra, davayı açan davacının miras payına isabet eden ve harcı tamamlanan değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; hükmün vekalet ücretine ilişkin "4" üncü bendinde yer alan "5.100,00" ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine "12.482,89" ifadesinin yazılmasına, Mahkeme kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Alınması gereken 189,15 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Davalılar yönünden peşin alınan 80,70 TL temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.