Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7245 E. 2024/74 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davacıya ait taşınmazın bir kısmının davalı adına tescil edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğini ispat edip edemediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmaz kısmı üzerindeki zilyetliğini ispatlayamaması ve yerel mahkemenin delilleri takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/969 E., 2022/1054 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/51 E., 2021/187 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu kendisine ait olan 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 311,88 m2'lik kısmının davalıya ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 311,88 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu 137 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinden önce bir bütün halinde dedesi ... ile dedesinin kardeşi ...’a ait olduğunu, amcası ...’ın taşınmazdaki yarı payını, babası ...’in başka bir taşınmazı ile takas yaptıklarını, ayrıca ...’ın taşınmazının takas yapılan taşınmazdan daha fazla olması nedeniyle babası ...’in ...’a fark ödediğini, takas sonucu taşınmazın yarı payının dedesi ...’ya, yarı payının da babası ...’e ait olduğunu, dedesi ...’nın da taşınmazdaki yarı payını oğulları ...ve ... arasında paylaştırdığını, bu nedenle taşınmazda babası ...’in payının daha fazla olduğunu, kadastro tespitinin de buna göre yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli, 2017/24 Esas, 2019/90 Karar sayılı kararı ile; taşınmazın kadastro çalışmalarından önce davalının babası ... tarafından kullanıldığı, kadastro tespitinden sonra da zilyetliğin aynı şekilde devam ettiği, davacı tarafça iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının istinaf yoluna başvurması üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 05.03.2020 tarihli ve 2020/145 Esas, 2020/157 Karar sayılı kararı ile; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli ve elverişli olmadığı, bu itibarla mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden çekişmeli taşınmaz başında keşif yapılması, yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından dava konusu 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların öncesinde bir bütün olarak tarafların kök murisi ...’ya mı yoksa ... ile birlikte kardeşi ...’a mı ait olduğu, ... ve kardeşi ...’a ait ise zeminde ayrı yerler kullanılıp kullanılmadığı, zeminde ayrı yer kullanıyor iseler hangi bölümü hangisinin kullandığı, tarafların ileri sürdüğü şekilde bağışlamaların ve takasların olup olmadığı, bağışlama var ise bağışlamanın hangi tarihte ve ne şekilde gerçekleştiği, taşınmazın zilyetliğinin bağışlananlara devredilip devredilmediği, bağışlama tarihinden itibaren taşınmazı kimin, ne şekilde ve hangi sıfatla kullandığı hususlarında maddi olaylara dayalı somut bilgiler alınması, beyanlar arasında çelişkiler olması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesi, bundan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmek suretiyle sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça iddianın ispat edilemediği, kadastro sonucu yapılan tespitin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında kendisine ait olan 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazın miktarının 311,88 m2 eksik tespit edildiğini, eksik tespit edilen bu miktarın hatalı olarak davalı adına kayıtlı taşınmaza dahil edildiğini, dava konusu taşınmazın kök mirasbırakan ... tarafından davacı ve davalının mirasbırakanı ...’e eşit paylaştırıldığını, ...’in ise kendisine verilen taşınmazı davalı oğlu adına tespit ettirdiğini, davacının yurt dışında yaşadığını, bu durumu fırsat bilen davalının taşınmazdaki davacıya ait kısmı da kadastro çalışmalarında adına tespit ve tescil ettirdiğini, davalı tanıkları ile mahalli bilirkişilerin davalı tarafça yönlendirilerek beyanda bulunduklarını, mahalli bilirkişilerin yaşlarının küçük olduğunu ve dava konusu taşınmaz hakkında bilgilerinin bulunmadığını, dava dışı ... ’ye yapılan ödemelerin ne için yapıldığının açık olmadığını, ... ... ile yapılan bir takas bulunmadığını, eksik inceleme ile hüküm verildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 08.09.2022 tarihli ve 2022/969 E., 2022/1054 K. sayılı kararıyla; toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, 137 ada 1 ve 2 parsellerin kadastro öncesi bir bütün iken davacının babası ve davalının dedesi ... ile ...’a ait olduğunun anlaşıldığı, davacının dava konusu (A) ile gösterilen kısımda zilyetliğini ispat edemediği, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi,

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,

3.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 2 parsel sayılı 1114,93 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iki katlı kargir ev, ahır ve arsa niteliğiyle ... oğlu ..., aynı yer 1 parsel sayılı 491,80 m2 yüz ölçümündeki taşımazın irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kargir ev ve arsa niteliğiyle ... oğlu ... adına tespit ve tescil edildiği, tespitlerin itiraz edilmeksizin 19.03.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...