Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7258 E. 2024/1822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde davalı adına tescil edilen taşınmazların davacının mirasbırakanına ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalının dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun şekilde, özellikle tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uygulanması, komşu parsellere ait kayıtların incelenmesi ve fiili kullanıma ilişkin taksim olup olmadığının araştırılması konularında eksik inceleme yapması ve bozma gereklerini tam olarak yerine getirmemesi gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/16 E., 2021/436 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 10.10.2017 tarihli 2015/11843 Esas, 2017/6374 Karar sayılı kararı ile esastan bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu ... köyünde bulunan 133 ada 30, 103 ada 15, 141 ada 8, 142 ada 1 ve 3, 134 ada 76, 131 ada 10, 126 ada 1, 133 ada 25, 134 ada 43, 135 ada 12 ve 55, 101 ada 15 ve 16, 133 ada 5 ve 6, 102 ada 5 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ...’den intikal ettiği halde hatalı olarak davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile mirasbırakanı ... mirasçıları adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili yargılama sırasında, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Espiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.04.2013 tarih ve 2011/217 Esas, 2013/155 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 133 ada 30 parsel ve 103 ada 15 parsel sayılı taşınmazların 80/480 payının tapu kaydının iptali ile davacı mirasbırakanı ... mirasçıları adına tapuya tesciline, diğer dava konusu taşınmazların ... mirasçıları adına tespit ve tescil edildiği gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay ( Kapatılan ) 16. Hukuk Dairesinin 21.11.2013 tarih ve 2013/11402 Esas, 2013/11201 Karar sayılı ilamı ile; "tespite esas tapu kayıtlarından Eylül 1980 tarih ve 9 sıra numaralı tapu kaydının 8428/153600 payının davacı adına mirasbırakan ...’nin hibesinden tespit edildiği, tapu kayıtlarının mülkiyet belgesi olup çekişmeli taşınmazları kapsadığının saptanması halinde zilyetliğe bakılmaksızın tapu kayıt maliki adına tescili gerektiği, Mahkemece tapu kaydının yöntemince uygulanmadığı, tapu kaydının tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmesi, daha sonra harici taksim olup olmadığı, taksim olmuş ise kime neresinin düştüğü hususunun açıklattırılması gerektiği belirtilerek” karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Espiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.04.2015 tarih ve 2014/115 Esas, 2015/206 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.10.2017 tarih ve 2015/11843 Esas, 2017/6374 Karar sayılı ilamı ile; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, usulünce tapu kayıt uygulaması yapılmadığı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığına yönelik beyanları ile yetinildiği, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve dayanaklarının getirilmediği, yeniden taşınmazlar başında keşif yapılarak davalının dayandığı ve tespite esas alınan tapu kayıtlarının (özellikle davacı adına tapuda kayıtlı bulunan Eylül 1980 tarih ve 9 sıra numaralı tapu kaydı) yöntemince taşınmazlara uygulanması, teknik bilirkişiye, uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, harici taksim olup olmadığı, taksim olmuş ise kime neresinin düştüğü hususunun açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi belirtilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Eylül 1980 tarih 9 nolu tapu kaydının mahalli bilirkişi marifetiyle zemine uygulandığı, dava konusu taşınmazları kapsadığı, komşu 103 ada 16 parsel ile 133 ada 28 ve 31 ve 32 nolu parsellere kadastro çalışmalarında herhangi bir tapu kaydının uygulanmadığı, senetsizden tespitlerinin yapıldığı davalı taraf taksimin varlığını, taksim tarihini, taksime tüm mirasçıların katıldığını, taksimde hangi mirasçıya hangi taşınmazın isabet ettiğini, taksim neticesinde herhangi bir taşınmaz almayan mirasçının nasıl razı edildiğini ve kadastro tespitine kadar taksimin bozulmadığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, çekişmeli 133 ada 30 parsel ve 103 ada 15 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 80/480 payının davacı mirasbırakanı ... mirasçıları adına tapuya tesciline, bakiye 400 payın davalı adına ipkasına, dava konusu diğer parseller yönünden daha önce karar verildiğinden bu parsellere ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E.Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, Mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın yetersiz olduğunu belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanun'u 13, 14, 15, 20 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri

3. Değerlendirme

Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının hisseli malik olduğu tespite esas tapu kaydının çekişmeli taşınmazları kapsadığı, davalı tarafın taksim iddiasını ispatlayamadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 103 ada 15 ve 133 ada 30 parsel sayılı 866,50 ve 463,48 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı (Eylül 1980 tarih 9 nolu) ve harici taksim nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davalı tarafın hisseli olarak malik olduğu ve tespitte uygulanan Eylül 1980 tarih 9 nolu tapu kaydının daha önceki Yargıtay bozma ilamlarında davacı adına kayıtlı olduğu yazılmış ise de bu hususun maddi hata olduğu, sehven yazıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın herhangi bir tapu kaydına dayanmadığı, sadece davalı tarafın tapu kaydına dayandığı ve tapu kaydında hisseli olarak davalının malik olduğu aşikardır. Mahkemece komşu taşınmaz olarak sadece dava konusu olan taşınmazların hemen yanındaki taşınmazların kadastro tutanaklarının getirtilmesi isabetsiz olmuştur. Fen bilirkişi raporunda tapu kaydının kapsadığı alanın çevresindeki komşularına ait kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgeleri getirtilmeli, yine Mahkemece Yargıtay ilamında tapu kayıt uygulamasından sonra taksime yönelik yapılması gerektiği açıklanan taksim araştırması hatalı değerlendirilerek tarafların kök mirasbırakanı ...’nin terekesinin taksim edilip edilmediği araştırılıp buna göre hüküm kurulması yanlış olmuştur. Davalı tarafın taksim iddiası yoktur. Davalı taraf, kök mirasbırakan ...’nin tapudan hisseli malik olduğu taşınmazların yine tapudan davalıya intikal ettiğini dolayısıyla kadastro tespitinin doğru olduğunu savunarak tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece yapılması gereken taksim araştırması, tapu kaydında hisseli malik olarak gözüken tapu malikleri arasında fiilen kullanıma yönelik bir taksim yapılıp yapılmadığı hususudur. Dava konusu taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı ... nin taşınmazları olduğu noktasında taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı, ihtilafın bu taşınmazların ...'nin tapulu mu yoksa tapusuz taşınmazlarından mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Şayet tespite esas alınan tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığı yöntemince uygulanıp belirlenirse o zaman tapu kaydına değer verilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği, şayet tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsamadığı belirlenirse o zaman davanın davacıların mirasbırakanı ...’nin miras payı oranında kabul edilmesi gerektiği düşünülmelidir.

Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yukarıda açıklandığı şeklinde komşu taşınmazlar belirlenip bu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve varsa dayanak bilgi ve belgeler getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte tespit dayanağı tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eli ile uygulanmalı, fen bilirkişisinden varsa tapu kaydının haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek ve zemine çakıştırılarak uygulanmasını ve buna göre tapu kaydının kapsamını gösterir krokili rapor alınmalı, tapu kaydının haritasının olmaması ya da fenni sıhhate uygun olmaması halinde ise sınırları itibariyle uygulanarak tek tek kapsamı krokide gösterilmeli, hudutlar okunup mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaret ettirilmeli,uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmelidir. Komşu taşınmaz kayıtları ile fen bilirkişi raporunda tapu kaydının kapsadığı alan olarak gösterilen sınırların denetimi yapılmalıdır.

Yerel bilirkişi ve tanıklara davaya konu edilen taşınmazların tapu kayıt malikleri arasında taksim edilip edilmediği, taksim olmuş ise kime neresinin düştüğü, taşınmazların kimin kullanımında olduğu hususları açıklattırılmalıdır.

Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

05.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.