Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7285 E. 2023/5604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesini değiştirerek davacının miras payı oranında tazminat isteminde bulunabileceğini kabul etmesine rağmen, yeniden hüküm tesis etmeyip davacının istinaf isteğini esastan reddetmesinin usule aykırı olması gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1288 E., 2022/759 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/54 E., 2021/150 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davada İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 nci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı vekili, davacının mirasbırakanı olan ...'nün maliki olduğu 678 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki A blok 8 nolu bağımsız bölümün davalı ... tarafından vekaleten diğer davalı ...’e temlik edildiğini, temlik tarihinde mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunu, dava konusu taşınmazı satmasını gerektirecek bir ihtiyacı bulunmadığı gibi satış bedelinin de mirasbırakana ödenmediğini davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... adına ya da mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline, olmadığı takdirde gerçek satış değeri üzerinden davacının miras payına karşılık gelen kısmının 26.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsiline, bu talebin kabul görmemesi halinde davacının saklı pay miktarı hesaplanarak şimdilik 5.000,00 TL'nin davalı ...'den 26.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; aşamada davacı vekili 10.03.2021 tarihli dilekçesi ile, davacının dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle miras payına isabet eden değeri olan 140.581,00 TL ile munzam zarar olarak hesaplanan 115.624,98 TL’nin (toplam 256.205,98 TL) davalı vekilden satış tarihi ve bilirkişi raporu tarihleri itibariyle işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetli olduğunu, satışın 160.000,00 TL bedelle yapıldığını, mirasbırakanın yürüme güçlüğü çekmesi nedeniyle bankaya gidip hesap açılamadığını, kızı adına açılan hesaba satış bedelinin yatırıldığını, bu paranın tamamen mirasbırakanın sağlık ve bakım giderleri için harcandığını, temlikin davacıdan mal kaçırmak amaçlı yapılmadığını, mirasbırakanın geride yüklü miktarda malvarlığı bıraktığını, mirasbırakanın bakımı ile kendisinin ve eşinin ilgilendiğini, ayrıca mirasbırakan tarafindan davacıya para gönderildiğini, davacının Türkiye'de bulunan taşınmazlarının vergi ödemelerinin mirasbırakan tarafından yapıldığını, bakım ve tedavi masraflarının bir kısmının dava konusu taşınmazın satış bedelinden karşılandığını belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ..., kredi çekerek dava konusu taşınmazı satın aldığını, taşınmazı satın aldığı zaman davacı ... ve davalı ...'i tanımadığını, bu kişilerle ticari, hukuki veya kişisel ilişkisinin ve iletişimin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakanın bakım ve hastane masrafları için satışa ihtiyacı olduğu, satış iradesinin bulunduğu, vekalatname tarihi itibariyle ehliyetli olduğu, davacının Adli Tıp Kurumundan rapor alınması yönünde bir talebinin bulunmadığını beyan ettiği, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı, muris muvazaası iddiasının da usulünce kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli olarak açıldığını, tapu iptali ve tescil isteklerinin kabul edilmemesine bir itirazlarının bulunmadığını, terditli alacak taleplerinin ise gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, temlikin mirasbırakanın iradesine uygun olduğu kabul edilse bile davalının vekil olarak hareket etmek suretiyle yaptığı satışın hesabını vermek ve elde ettiği satış bedelinin tamamını mirasbırakana iade etmek zorunda olduğunu, satış bedelinin mirasbırakanın tedavi ve bakımı için harcandığının kanıtlanamadığını, davalı ...’in satış bedelini mirasbırakan adına olan hesaba yatırmadığını cevap dilekçesinde ikrar ettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak mirasçılar dışındaki 3. kişiye karşı pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 nci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu iptali ve tescil isteklerinin kabul edilmemesi halinde terditli olarak davalı vekilden taşınmazın davacının miras payına isabet eden değerinin tazminini, bu talebin de kabul edilmemesi halinde tenkisini talep ettiklerini, aktif dava ehliyeti tamamlanmaksızın esasa yönelik bir karar verilmeyeceğini, taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidildiğini, dava dışı mirasçı ...’ın 14.07.2020 tarihinde öldüğünü, geride mirasçıları olarak, çocukları İrfan Balıktay ve ... Balıktay ile davalılardan ...’ın kaldığını, ayrıca terditli talepleri yönünden davanın dinlenmesine engel bir durum bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince gerekçenin değiştirildiğini, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinin de yeniden düzenlenmesi gerektiğini, yeniden hüküm tesis edilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde miras payı oranında bedel, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 nci maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 504 üncü ve 506 ncı maddeleri ile 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 2 nci ve 3 üncü maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nün 04.12.2017 tarihinde öldüğü, geride davacı oğlu Hulusi ile dava dışı kızı...nın mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’in dava dışı mirasçı...nın eşi olduğu, mirasbırakanın Alanya 4. Noterliğinin 20.06.2014 tarih, 17242 yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalı ...’i vekil tayin ettiği, davalı ...’in mirasbırakanın maliki olduğu 678 ada 14 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümü 26.09.2016 tarihinde davalı ...’ya vekaleten satış suretiyle temlik ettiği, aynı tarihte tapu kaydına dava dışı TEB lehine ipotek tesis edildiği, aşamada dava dışı mirasçı...nın 14.04.2020 tarihinde öldüğü ve geride eşi olan davalı ... ile çocukları İrfan ve ...’nin mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 nci maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiş olup İlk Derece Mahkemesince iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise mirasçılar dışındaki 3. kişiye karşı pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığına işaret edilerek aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği belirtilmiş ancak yeniden hüküm tesis edilmeden davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

3. Hal böyle olunca, HMK’nın 353/1-b-2 nci maddesindeki düzenleme uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin değiştirilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesince yeniden karar verilmesi gerekirken, istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmesi doğru değildir.

4. Kabule göre ise; davacı vekilinin 08.12.2020 tarihli dilekçesinde tapu iptali ve tescil talepleri yönünden yeterli delil sunulamadığını ancak davalı vekile karşı terditli bedel isteklerinin bulunduğunu belirttiği, 10.03.2021 tarihli dilekçede de dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle davacının miras payına isabet eden değeri olan 140.581,00 TL’nin satış tarihinden itibaren; munzam zarar olarak hesaplanan 115.624,98 TL’nin ise bilirkişi raporu tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, istinaf dilekçesinde ise tapu iptali ve tescil talepleri yönünden yeterli delil sunamadıklarından bu yöne ilişkin taleplerinin kabul edilmemesine bir diyeceklerinin olmadığını belirttiği ve davalı ...’a karşı terditli bedel istekleri yönünden davanın reddine karar verilmesine ilişkin olarak istinaf itirazlarını ileri sürdüğü, Bölge Adliye Mahkemesince de davacı vekilinin eldeki davaya miras payı oranında tazminat isteği olarak devam ettiği kabul edilerek değerlendirme yapıldığı anlaşılmakta olup tapu iptali ve tescil talebinin aksine tazminat istemi bölünebilir nitelikte olduğundan her bir davacının kendi payı oranında talepte bulunabileceği hususunun göz ardı edilmesi de doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

HMK'nın 373/2 inci maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.