Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7312 E. 2024/450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalılardan ikisinin kabul beyanı doğrultusunda verilen kısmi kabul kararının temyiz edilmesi üzerine, davalılara ait payların tespitinde hata yapılıp yapılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların kabul beyanlarının davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olduğu ve davacıya ait olduğu kabul edilen kısmın diğer davalıların paylarından değil, kabul beyanında bulunan davalıların paylarından düşülerek tescili gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin kısmi kabul kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/274 E., 2022/287 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar ... ve ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 298 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit edildiğini ancak taşınmazın 3 dönümlük bölümünün öncesinde ...,...,...’a aitken ... tarafından satın alındığını, ...'ın bu yeri el öpme ve düğün hediyesi olarak davacıya bağışladığını ve zilyetliğini devrettiğini, davacının bu yeri uzun süre kullandığını, Konya'ya göçtükten sonra da otundan ve diğer ürünlerinden yararlanmak suretiyle zilyetliğini devam ettirdiğini ileri sürerek davaya konu taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... ve ... 18.08.2014 tarihinde ayrı ayrı sundukları beyan dilekçelerinde; davayı kabul ettiklerini, adlarına tescil edilen alandaki 3 dönümlük taşınmaz bölümünün davacıya mehir karşılığı verilen yer olduğunu ve hatalı olarak davalılara atalarından kalan yerler arasında tespit edildiğini, ...’ın bu yeri ...,...,...'dan satın aldıktan sonra davacıya bağışlayarak zilyetliğini devrettiğini beyan etmişlerdir.

2.Diğer davalılar cevap dilekçelerinde; davaya konu taşınmazın mirasbırakan ...’a ait olduğunu, kendisinin ölümüyle geriye resmi kayıtlarda adı geçen ...,...,... ile gayri resmi evliliğinden olan ...'nin kaldığını, ... hissesinin ... çocukları tarafından ...’a satıldığını, ...'ın 3 dönümlük yerin ... tarafından el öpme hediyesi olarak kendilerine verildiğini beyan ettiğini, ancak bu hediyenin kendisine mi yoksa davacı eşine mi verildiğini belirtmediğini, kendilerinin ve mirasbırakan anneleri ... 'nin bu hususu öğrendikten sonra herhangi bir itirazda bulunmadığını, ... hissesini ...'ın satın aldığı kabul edildiğinde ...'ın 4/8, diğer mirasçılar ...,...'nin 2/8 hisse alması gerektiğini, ...'daki hisse fazlalığının ... tarafından el öpme hediyesi verilmesinden kaynaklandığını, davacının varsa hakkını ...'dan istemesi gerektiğini, halihazırda anneleri ...'ye verilen hissenin diğerlerinden az olduğunu ve kendilerinin mağdur olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 14.07.2015 tarihli ve 2014/83 Esas, 2015/703 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın sınırlarının davacı tarafından net bir şekilde gösterilemediği, senette bulunan sınırların zemine uygulanması neticesinde davacının sadece bir sınır komşusunu belirterek talepte bulunduğu, davanın tam olarak ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.02.2020 tarihli ve 2016/15027 Esas, 2020/365 Karar sayılı ilamı ile; "...Tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olup mülkiyet ancak zilyetliğin devri ile alıcısına geçecektir. Davacı, delil olarak dayandığı senedin hudutlarını arz üzerinde tam olarak gösteremediği gibi taşınmaz üzerinde fiili bir zilyetliğinin de bulunmadığı anlaşıldığından, fiili zilyetlikle birleşmeyen senedin varlığı mülkiyetin kazanılmasına yeterli değildir. Ayrıca mahalli bilirkişi ve tanık olarak dinlenen tespit bilirkişilerinin beyanlarında, dava konusu yerin davalıların mirasbırakanı ...’e ait olduğu ifade edilmiştir. Buna göre davacı vekilinin hükme yönelen sair temyiz itirazları yerinde olmamakla birlikte, davalılardan ... ve ..., davacının davasını kabul ettiklerinden davacının talebine konu olup dosya arasında yer alan 13.04.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 3000 metrekarelik taşınmaz bölümünün ifraz edilerek, davayı kabul eden davalıların bu bölümdeki paylarının davacı adına; bakiye payın ise diğer davalılar ..., ... ve ... adlarına tesciline karar verilmesi gerekirken, kabul beyanın davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın 13.04.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.000 m2’lik bölümünün ifraz edilerek davalılar ... ve ... adına olan paylarının tapu kaydının iptali ile davacı adına, bakiye payın davalılar ..., ... ve ... adlarına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... ve ... ayrı ayrı sundukları temyiz dilekçelerinde; toplam yüzölçümü 58.349 m2 olan taşınmazda ... ve ... hissesine isabet eden miktarın 21.880,88’er m2, diğer davalıların hissesine isabet eden miktarın ise 14.587,25 m2 olduğunu, davanın kabulüne karar verilirken kalan payın diğer davalılar adına tesciline hükmedilmesi sonucunda ... ve ...'ın bu gayrimenkulde kalan 20.380,87’er m2’lik kısımlarının da diğer davalılara tesciline karar verilmesiyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini, kabul edilen dava sonucunda 3.000 m2’lik kısmın ... ve ... paylarından ayrılarak ... adına tesciline, kalan kısımdaki 20.380,87’şer m2’lik kısımların ... ve ..., 14.587,25 m2’lik kısmın ise diğer davalılar adına tescil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü v.d. maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi ile 308 inci v.d. maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden, çekişmeli 298 ada 19 parsel sayılı 58.349,61 metrekare yüz ölçümündeki bahçe vasıflı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 3/8 payının davalı ..., 2/8 payının davalı ..., 2/8 payının ise ... adına tespit edildiği, adı geçenlerin ... mirasçıları oldukları, taşınmazın 2014 yılında kamulaştırma nedeniyle ifrazı üzerine 674,48 metrekare yüz ölçümündeki 298 ada 33 parsel sayılı yol vasfındaki taşınmaz ile 57.675,13 metrekare yüz ölçümündeki 298 ada 32 parsel sayılı bahçe vasfındaki taşınmazların oluştuğu anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90'ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'dan ayrı ayrı alınmasına,

Karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...