Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7340 E. 2023/524 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Terekeye döndürme istemli tapu iptali ve tescil davasında, mirasçılardan bir kısmının duruşmalara katılmaması ve davanın mirasçıların tamamı tarafından takip edilmemesinin davanın tereke adına yürütülmesine engel olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye elbirliği mülkiyeti hükümlerinin uygulanması, davacıların bir kısmının duruşmalara katılmaması veya davanın mirasçıların tamamı tarafından takip edilmemesinin, davaya muvafakatleri bulunan diğer mirasçıların haklarını etkilemeyeceği ve davanın tereke adına yürütülmesine engel teşkil etmeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin bir kısım davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen Kabul - Kısmen Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Küre Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.12.2016 tarihli ve 2016/20 Esas – 2016/44 Karar sayılı kararın onanmasına ilişkin olan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.04.2021 tarihli ve 2021/2780 Esas - 2021/4152 Karar sayılı kararının düzeltilmesi, süresi içerisinde bir kısım davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar ... ve ... müşterek dava dilekçesinde; dava konusu 101 ada 154, 229, 257, 278, 297, 305, 323, 348, 355, 384, 403 ve 469 parsel sayılı taşınmazların murisleri olan dedeleri ...’den geldiğini, buna rağmen kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, 101 ada 355 ve 438 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların da aynı şekilde ... adına işlem gördüğünü ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

2. Davacılar ... ve ... 25.10.2011 tarihli müşterek ıslah dilekçesinde; dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliki olan ...’ın, murisleri ...’nin kardeşi olduğunu, dava konusu taşınmazlar ... ile ...’nin ortak malı olduğundan, taşınmazların yarı payının murisleri ...’ye ait olduğunu, ayrıca dava dilekçelerinde bahsi geçen 101 ada 438 parsel sayılı taşınmazın parsel numarasının doğrusunun 348 olduğunu, 101 ada 438 parsel sayılı taşınmazı dava konusu etmediklerini berlirterek, dava konusu taşınmazların yarı payının iptali ile ... mirasçıları olarak adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

3. Davacılar ... ve ... 23.02.2012 tarihli müşterek beyan dilekçelerinde; dava konusu taşınmazların davalı tarafla müşterek kök murisleri olan dedelerinin babası ...’ye ait olduğunu, taşınmazların murisleri ... ile davalıların murisleri ... tarafından birlikte kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında murisleri ...’in köyde olmamasını fırsat bilen ... mirasçılarının, taşınmazları murisleri ... adına yazdırdığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların yarı payının iptali ile muris ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde; davacıların murisi olan ...’nin amcası olduğunu, davacıların bugüne kadar hep İstanbul’da ikamet ettiğini, kendini bildi bileli köye gelip gittiklerini görmediğini, davacıların dava konusu taşınmazlarda haklarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların evveliyatı itibariyle davacı tarafla müşterek kök murisleri ...’ye ait olduğunu, ...’in ölümüyle geriye davacıların murisi olan ..., kendi murisi ... ve dava dışı ... ... ile ... ...’un kaldığını, davacıların murisinin çok küçük yaşta köyü terkettiğini ve yıllarca köye gelmediğini, kök murisin de 3 çocuğu arasında taşınmazlarını paylaştırdığını, dava konusu taşınmazların önce murisleri ... tarafından, onun ölümüyle de çocukları tarafından yıllardır kullanıldığını, bu süreçte davacıların murisinin bu taşınmazlardan hak talep etmediğini, kök muris ...’in oğlu olan amcaları ... ile halaları ...’nin taşınmazlardaki hakkını murisleri ...’e sattığını, bu durumda davacıların murisinin taşınmazlarda hakkının kalmadığını, bir an için taksimin geçersiz olduğu kabul edilse dahi, davacıların murisi ...’nin taşınmazlardaki payının ¼ değil ½ olacağını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı ... Vural 06.09.2011 tarihli duruşmada, davacıları tanımadığını, dava konusu taşınmazların kendilerine ait olduğunu, davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Küre Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.06.2014 tarihli ve 2011/27 Esas, 2014/52 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 101 ada 154 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacılara ait olduğu, diğer dava konusu taşınmazlar yönüyle ise, davacı tarafın iddiasını ispatladığı, davalı tarafın ise bu iddianın aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle;

Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 101 ada 154 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın, isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle ... mirasçıları adına tesciline,

Dava konusu 101 ada 229, 257, 278, 297, 305, 323, 348, 355, 384, 403 ve 469 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının yarı payının iptali ile iptal edilen bu payın isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle ... haricindeki ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar ... ve ... ile davalılardan ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Onama - Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli ve 2014/16009 Esas, 2015/7145 Karar sayılı kararıyla; “ Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, dava konusu taşınmazın tarafların müşterek kök murisi ... terekesine ait olmayıp davacıların miras bırakanı ...'ye ait olduğunun anlaşılmasına göre, dava konusu 101 ada 154 sayılı parsel yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu parsel hakkındaki hükmün onanmasına; dava konusu 101 ada 229, 257, 278, 297, 305, 323, 348, 355, 384, 403 ve 469 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı ...'ın temyiz itirazlarına gelince, mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek kök murisi ...'ten tarafların murisleri ... ile ...'a kaldığı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek kök murisi ...'den kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı ... tarafından, dava konusu taşınmazlardaki amcası ... ... ile halası ... ...'un miras paylarının, babası ... tarafından dosya kapsamına sundukları harici satış senetleri ile satın alındığının iddia edildiği, o halde taraflar arasındaki ihtilafın, dava konusu taşınmazlardaki ... mirasçılarından ... ... ile ... ...'a ait miras paylarının, davalıların miras bırakanı ... tarafından dosyada mevcut satış senetleri ile satın alınıp alınmadığı noktasında toplandığı, Mahkemece davalı ... tarafından sunulan satış senetlerinin, keşif sırasında fen bilirkişi marifetiyle dava konusu taşınmazlara uygulanarak sınırları belirlenmediği gibi, söz konusu satış senetlerinin tanıklarının da dinlenilmediği, hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için mahallinde 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve senet tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılması, dosya kapsamında mevcut satış senetlerinin yöntemince zemine uygulanması, sınırlarının belirlenmesi, dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığının denetlemeye elverişli kroki ve raporlar ile tespit edilmesi, taşınmazlardaki miras paylarının davalıların murisi ...'a satılıp satılmadığı hususlarının tek tek ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi kurulu, senet tanıkları ve taraf tanıklarından sorulup saptanmaya çalışılması, senetlerde imzası bulunan tanık ve köy ihtiyar heyeti üyelerinden, senetlerin nerede ve ne amaçla düzenlendiği hususlarında bilgi alınması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

C. Yargıtay Onama - Bozma Kararına Karşı Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtay onama - bozma kararına karşı süresi içerisinde davacılar ... ve ... tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

D. Kabul – Onama – Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.01.2016 tarihli ve 2015/16930 Esas, 2016/56 Karar sayılı kararıyla; “ Davacılar ... ve ... hükmü temyiz ettikleri halde sehven temyiz istemlerinin değerlendirilmediği anlaşıldığından, davacı tarafın karar düzeltme talebinin bu nedenle kabulü ile Dairenin 02.06.2005 tarih, 2014/16009 Esas, 2015/7145 sayılı ilamın ortadan kaldırılmasına karar verilerek temyiz istemlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, dava konusu taşınmazın tarafların müşterek kök murisi ... terekesine ait olmayıp davacıların murisi ...'ye ait olduğunun anlaşılmasına göre, dava konusu 101 ada 154 sayılı parsel yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu parsel hakkındaki hükmün onanmasına; dava konusu 101 ada 229, 257, 278, 297, 305, 323, 348, 355, 384, 403 ve 469 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı ... ile davacılar ... ve ...'nin temyiz itirazlarına gelince, mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek kök murisi ...'ten tarafların murisleri ... ve ...'a kaldığı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek kök murisi ...'den kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı ... tarafından, dava konusu taşınmazlardaki amcası ... ... ile halası ... ...'un miras paylarının, babası ... tarafından dosya kapsamına sundukları harici satış senetleri ile satın alındığının iddia edildiği, o halde taraflar arasındaki ihtilafın, dava konusu taşınmazlardaki ... mirasçılarından ... ... ile ... ...'a ait miras paylarının, davalıların miras bırakanı ... tarafından dosyada mevcut satış senetleri ile satın alınıp alınmadığı noktasında toplandığı, Mahkemece davalı ... tarafından sunulan satış senetlerinin, keşif sırasında fen bilirkişi marifetiyle dava konusu taşınmazlara uygulanarak sınırları belirlenmediği gibi, söz konusu satış senetlerinin tanıklarının da dinlenilmediği, hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için mahallinde 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve senet tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılması, dosya kapsamında mevcut satış senetlerinin yöntemince zemine uygulanması, sınırlarının belirlenmesi, dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığının denetlemeye elverişli kroki ve raporlar ile tespit edilmesi, taşınmazlardaki miras paylarının davalıların murisi ...'a satılıp satılmadığı hususlarının tek tek ve olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi kurulu, senet tanıkları ve taraf tanıklarından sorulup saptanmaya çalışılması, senetlerde imzası bulunan tanık ve köy ihtiyar heyeti üyelerinden, senetlerin nerede ve ne amaçla düzenlendiği hususlarında bilgi alınması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, taşınmazların toplam 18.900 pay kabul edilmek suretiyle payları oranında mirasçılar adına tesciline karar verildiği halde, mirasçılardan 945 pay sahibi ...'nin adının ve payının yazılmayarak hükmün infazında tereddüt yaratılmasına sebebiyet verilmesi dahi isabetsiz olup, davalı ... ile davacılar ... ve ...'nin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle 101 ada 229, 257, 278, 297, 305, 323, 348, 355, 384, 403, 469 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün bozulmasına” karar verilmiştir.

E. Mahkemece Kabul- Onama - Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Küre Asliye Hukuk Mahkemesince kabul- onama - bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 22.12.2016 tarihli, 2016/20 Esas, 2016/44 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek kök murisi ...’den geldiği, davalı tarafça dosya arasına sunulan satış senetleri incelendiğinde, kök muris ...’nin kızı ... ...’un, 31.01.1972 tarihli harici satış senediyle, Küre ilçesi, ... köyünde bulunan, anne ve babasından gelen bilumum taşınmazlardaki hissesini 10.000 TL bedel mukabilinde kardeşi ...'a sattığı, yine kök muris ...’nin oğlu ... ...’nin, 05.01.1953 tarihli harici satış senediyle, Küre ilçesi, ... köyü, Ötürgeç mevkinde bulunan tarladaki babasından gelen hissesinin tamamını 300 TL bedel mukabilinde kardeşi ...'a sattığı, mahallinde yapılan keşif sonucunda bu senedin dava konusu 101 ada 403 parsel sayılı taşınmazı kapsadığının anlaşıldığı, bu durumda davacıların murisi ...’nin dava konusu taşınmazlarda ¼ payının bulunduğu, ... bir kısım mirasçılarının, 08.06.2016 tarihinde yapılan duruşma sonunda verilen “dosyanın işlemden kaldırılmasına” ilişkin ara karardan rücu edilmesine ilişkin olarak yaptıkları itirazların da reddine karar verilmiş olduğu gerekçesiyle;

Davacı ... ile ... mirasçılarından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...), ... ve ...'nin açmış oldukları davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,

Davacı ... ile ... mirasçısı ...'nin davasının kısmen kabulüne, dava konusu 101 ada 229, 257, 278, 297, 305, 323, 348, 355, 384, 403 ve 469 parsel sayılı taşınmazların her biri 75600 pay kabul edilmek suretiyle, her bir taşınmazın 972 payının iptali ile 567 payın davacı ... adına, 405 payın ise ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 74628 payın taşınmazların tapu maliki ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.

F. Kabul - Onama - Bozma Kararı Sonrası Mahkemece Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar ... ve ... ile ...’nin davacılar dışındaki tüm mirasçıları tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

G. Temyiz Nedenleri

Davacılar ... ve ... ile ...’nin davacılar dışındaki tüm mirasçıları müşterek temyiz dilekçelerinde özetle; Mahkemece ... ve ... dışındaki davacıların davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığını, eldeki davanın terekeye döndürme istemli olduğunu, davacılar ... ve Yüksek ... dışındaki tüm ... mirasçıları tarafından davaya muvafakat edildiğini, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli, 2014/16009 Esas, 2015/7145 Karar sayılı kararında da dava konusu taşınmazların davalı tarafla müşterek kök murisleri ...’den geldiğinin kabul edildiğini, davalı tarafça dayanılan senetlerin geçerli olmadığını, kaldı ki 05.01.1953 tarihli harici satış senedinin yalnızca dava konusu 101 ada 403 parsel sayılı taşınmazı kapsadığının Mahkemece de kabul edildiğini, dosya kapsamına göre davalarını kanıtladıklarını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

H. Onama Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.04.2021 tarihli ve 2021/2780 Esas, 2021/4152 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, bir kısım davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmış olmasında isabetsizlik bulunmadığı gibi, davanın esası yönünden de mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtay onama kararına karşı süresi içerisinde davacı ... ile ...’nin bir kısım mirasçıları vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.

B. Karar Düzeltme Nedenleri

Davacı ... ile ...’nin bir kısım mirasçıları vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; müvekkillerinin usuli müktesep haklarının ihlal edildiğini, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın davacılar ... ve ... ile davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, kararın Yargıtay 16. Hukuk Dairesince dava konusu 101 ada 154 parsel sayılı taşınmaz yönüyle onanmasına, dava konusu diğer taşınmazlar yönüyle ise araştırmaya yönelik olarak bozulmasına karar verildiğini ancak Yargıtay bozma ilamında ... mirasçılarının davaya muvafakat etmek suretiyle yargılama devam edemeyeceklerine dair bir değerlendirme yapılmadığını, bozma öncesi ve sonrası mahkeme dosyasının bir bütün olduğunu, bozma öncesi Mahkemece kabul gören muvafakatların, bozma sonrası kabul görmemesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki bozma sonrası tensip zaptının müvekkillerine usulsüz şekilde tebliğ edildiğini, eldeki dava terekeye döndürme istemli olup, müvekkillerinin murisi olan ...’nin tüm mirasçılarının davaya muvafakat ettiğini, davalı tarafın dayandığı satış senetlerinin geçersiz olduğunu, 05.01.1953 tarihli harici satış senedinde imza dahi bulunmadığını, söz konusu senedin geçerli olduğu kabul edilse dahi bu senedin yalnızca dava konusu 101 ada 403 parsel sayılı taşınmazı kapsadığının Mahkemece kabul edildiğini, müvekkilleri tarafından davanın kanıtlandığını ileri sürerek, onama kararının kaldırılarak kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 640. maddesi; “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan ... temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. Bir mirasçı ödemeden aciz hâlinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.”

b) TMK'nın 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin ..., ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

c) TMK'nın 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden ... topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Kastamonu ili, Küre ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 154 parsel sayılı 7.579,51 metrekare, 101 ada 229 parsel sayılı 998,16 metrekare, 101 ada 257 parsel sayılı 14.612,11 metrekare, 101 ada 278 parsel sayılı 3.505,07 metrekare, 101 ada 297 parsel sayılı 3.059,48 metrekare, 101 ada 305 parsel sayılı 277,19 metrekare, 101 ada 323 parsel sayılı 3.235,90 metrekare, 101 ada 348 parsel sayılı 1.073,73 metrekare, 101 ada 355 parsel sayılı 50,75 metrekare, 101 ada 384 parsel sayılı 293,07 metrekare, 101 ada 403 parsel sayılı 5.021,89 metrekare ve 101 ada 469 parsel sayılı 1.075,39 metrekare yüzölçümüneki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Dosya içeriğine, Mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı ... ile ...’nin bir kısım mirasçıları vekilinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan sair karar düzeltme istemi yerinde değildir. Ancak, davacılar ... ve ... müşterek dava dilekçeleri ile dava konusu taşınmazların murisleri ...’den geldiğini, buna rağmen taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazların adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişler, bilahare 25.10.2011 ve 23.02.2012 tarihli dilekçelerle taleplerini daraltarak, dava konusu taşınmazların davalı tarafla müşterek kök murisleri ...’den geldiğini, taşınmazların yarı payının ise ...’in oğlu olan murisleri ... ...’ye ait olduğunu ileri sürerek taşınmazların yarı payının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

... mirasçılarından ... ile ... 06.09.2011 tarihli ilk duruşmadaki beyanlarında; ...’nin çocukları olduklarını, dava konusu taşınmazların babaları ...’den kendilerine kaldığını, bu nedenle davaya muvafakat ettiklerini belirterek, davaya katılmak ve taşınmazlardaki babalarından kendilerine kalan payların adlarına tesciline karar verilmesini istemişler; bu sırada ...’nin davacılar ... ve ... dışındaki tüm mirasçıları tarafından noterde düzenlenmiş olan 02.09.2011, 18.10.2011, 20.10.2011 ve 21.11.2011 tarihli “muvafakatname” başlıklı belgelerle, “Küre Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/27 Esas sayılı dosyasında görülen davaya, ... ve ...’nin bizlerin adına katılmalarına ... ve muvafakat ederiz.” şeklinde beyanda bulunarak davaya muvafakat ettikleri ve yargılama sırasında bu belgeleri dosya arasına sundukları görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen hükmün temyizi üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince yukarıda açıklandığı şekilde, dava konusu 101 ada 154 parsel sayılı taşınmaz yönüyle onanmış, dava konusu diğer taşınmazlar yönüyle ise araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.

Bozma sonrası 08.06.2016 tarihinde yapılan ilk duruşmaya yalnızca davacılardan ... katılmış, duruşma sonunda Mahkemece ... haricindeki diğer ... mirasçıları yönüyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. ... mirasçılarından ... 21.06.2016 tarihli dilekçesiyle, 08.06.2016 tarihli duruşmada kendisi yönüyle de dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini belirterek, davanın yenilerek tarafına duruşma gün ve saatinin bildirilmesini istemiştir. 13.07.2016 tarihinde yapılan ikinci duruşmaya davacılar ... ve ... ile ... mirasçılarından ..., ... ve ... katılmış, adı geçenler duruşmadaki beyanlarında davaya devam etmek istediklerini, daha önce de zaten davaya muvafakat ettiklerini belirtmişlerdir. 07.09.2016 tarihinde yapılan üçüncü duruşmaya davacılar ... ve ... ile ... mirasçılarından ... ile ... katılmış, adı geçenler duruşmadaki beyanlarında, bozma sonrası Mahkemece 08.06.2016 tarihinde yapılan ilk duruşma sonunda, kendileri yönüyle dosyanın işlemden kaldırılmasına dair ara karar kurulduğunu belirterek, söz konusu ara karardan rücu edilmesine karar verilmesini istemişler; Mahkemece yapılan inceleme sonunda 08.06.2016 tarihinde yapılan duruşma sonunda verilen “dosyanın işlemden kaldırılmasına” ilişkin ara karardan rücu edilmesine ilişkin itirazların reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.

Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. Davacı tarafın murisi ...’nin ölüm tarihi itibariyle terekesinin TMK'nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve eldeki davanın terekeye döndürme istemli olduğu kuşkusuzdur. Davacılar ... ve ... dışındaki diğer ... mirasçıları tarafından eldeki davaya, “... ve ...’nin kendileri adına katılmalarına ... ve muvafakat ettiklerini” bildirir şekilde irade açıklamasında bulunulduğuna göre, davacılardan bir kısmının daha sonra duruşmalara gelmemesi veya davanın mirasçılardan bir kısmı tarafından takip edilmemesi, davanın tereke adına yürütülmesine engel oluşturmayacaktır.

Hal böyle olunca; eldeki davada aktif dava ehliyeti tamamlandığına ve eldeki dava davacılardan birisi tarafından karar tarihine kadar takip edildiğine göre, Mahkemece davacı ... ile ... mirasçılarından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...), ... ve ... yönüyle de işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, adı geçenler yönüyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerektiği halde sehven onandığı, 6100 sayılı Yasanın geçici HMK’nın 3/2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 440/III-3. maddesi hükmü uyarınca “davanın açılmamış sayılmasına” ilişkin kararlara karşı karar düzeltme yolu kapalı olsa da, Mahkemece davacı ... ile ... mirasçılarından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...), ... ve ...'nin açmış oldukları davanın açılmamış sayılmasına yönelik kararının maddi hataya dayalı olduğu anlaşıldığından, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.04.2021 tarihli ve 2021/2780 Esas, 2021/4152 Karar sayılı onama kararının davacı ... ile ...’nin az yukarıda adı geçen mirasçıları hakkında verilen karar yönüyle ortadan kaldırılmasına ve hükmün açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... ile ...’nin bir kısım mirasçıları vekilinin karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 440. maddesi uyarınca kabulüne, az yukarıda belirtilen gerekçelerle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.04.2021 tarihli ve 2021/2780 Esas, 2021/4152 Karar sayılı onama kararının, davacı ... ile ... mirasçılarından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...), ... ve ... hakkında verilen karar yönüyle ortadan kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

26.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.