Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7348 E. 2023/1885 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalıların cebir ve tehdit kullanarak davacıların taşınmazlarını haksız şekilde temlik aldıklarını iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalıların cebir ve tehdit kullanarak davacıların taşınmazlarını haksız şekilde temlik aldığına dair delilleri yeterli bulması ve davalı ...’in tapu siciline iyi niyetle dayanmaktan faydalanamaması gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekilleri tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 14.02.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ... vekili Avukat ..., diğer temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davalıların davacılara ait üç parça taşınmazı cebir ve tehdit ile temlik aldıklarını, çıkar amaçlı suç örgütü mensubu olan davalılar hakkında ceza soruşturması yapıldığını ileri sürerek 2708 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına, 6162 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına, 954 ada 41 parseldeki C1 blok 2. kat 6 no.lu meskenin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında davacı ...'in ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmiştir.

II.CEVAP

1.Davalılar ... ve ..., dava konusu taşınmazların iktisabı ile ilgili kesin kararın verilebilmesi için haklarında yapılan ceza soruşturmasının eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı ..., taşınmazı davalı ...'den tapu siciline güvenerek iyiniyetli olarak temlik aldığını, iktisabının korunması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı ...'ın oğlu ... ...'ın eski iş ortağı olan dava dışı ... ...'in, ortaklıktan dolayı ...'dan alacaklı olduğunu iddia ederek davalılar ... ve ... ile iş birliği yaptığı, ...'ı kendisini polis olarak tanıtan üç kişi tarafından bulunduğu yerden aldırarak, zorla Balıkesir tarafında bir bağ evine götürdükleri, alacakları olduğunu söyleyerek darp ettikleri, borcunu ödememesi halinde kendisini ve ailesini öldürecekleri tehdidinde bulundukları, cebir ve tehdit altında ...'ın babası ...'a, eniştesi ...'a (davacı) ve arkadaşı ...'e ait dava konusu taşınmazların davalılar ... ve ...'a satış suretiyle temlikini sağladıkları, taşınmaz devirlerinin adam kaçırma, cebir ve tehdit ile gerçekleşmiş olması nedeniyle hukuki sebepten yoksun, yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ikinci el konumunda bulunan davalı ... ...'ın satışı gerçekleştiren kişilerle ilişki içerisinde bulunduğu, yolsuz tescili bilen veya bilebilecek konumda olduğu, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili (duruşma istekli) temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davalılar ... ve ... vekili, ceza davası bekletici mesele yapılmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, eksik ve hatalı olan bilirkişi raporuna yaptıkları itirazın dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmazların cebir ve tehdit yolu ile değil, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak - vereceğe dayanarak davacılardan alacaklarını tahsile yönelik olarak tarafların özgür iradesi ile temlik alındığını, davacıların davalılara suç yüklemek suretiyle borçlarından kurtulma çabası içinde olduklarını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2- Davalı ... vekili, davacının soyut ve taraflı iddia ve beyanlarına itibar edilerek davalı ...'in TMK'nın 1023. Maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı kanaatine varıldığını, davalı ...'in hiçbir zaman İzmir'de ikamet etmediğini ve orada faaliyette bulunmadığını, davacı tarafından davalının ikametgah adresinin İzmir olarak gösterilmesinin davalının iyiniyetli üçüncü kişi olması sıfatının bertaraf edilmeye çalışıldığını gösterdiğini, dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğunu, davalı ...'in diğer davalılarla hiçbir nam altında ilişkisinin bulunmadığını, davalı ...'in emniyet ve savcılıktaki gerçeği yansıtmayan ifadelerine bağlı kalınarak, başkaca araştırma yapılmaksızın davalı ...'in yolsuz tescili bilen veya bilebilecek konumda olduğu sonucuna varıldığını, ceza yargılamasının sonucunun beklenmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, korkutma (ikrah) hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 37. maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nın 38. maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.

Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK madde 39) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.

2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni ... zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalıların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 816,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Temyiz edilen davacılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

29/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.