"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava dışı oğlu Abdullah’ın kendisinden hile ile aldığı boş senetleri bir tüccara emanet ettiğini, maliki olduğu 2, 4 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarını icra yolu ile satılmaması için kızı olan davalının telkini ile davalıya temlik ettiğini, senetlerin zayi olduğunu öğrendikten sonra davalıdan taşınmazların iadesini talep ettiğini, ancak davalının iadeye yanaşmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, iddia edilen hususların gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu 2 ve 9 parsel sayılı taşınmazların adına kayıtlı olmadığını, 4 parsel sayılı taşınmazın da davacı tarafından bağış yoluyla temlik edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ünye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/07/2021 tarihli ve 2021/70 E., 2021/222 K. sayılı kararıyla; dava konusu 2 ve 9 parsel sayılı taşınmazların davalı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan, 4 parsel sayılı taşınmazın herhangi bir zorlama ve baskı olmaksızın davacı tarafından davalıya bağış suretiyle temlik edildiği, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, davacının haciz tehdidine maruz kalmamak amacıyla taşınmazları davalıya devrettiğini, davalının 2019 yılında taşınmazları satacağını duyunca kandırıldığını anladığını, dosya kapsamında dinlenen tanıkların iddialarını doğruladığını, dava dışı çocuklarının da davalı ile işbirliği içinde olduklarını, amaçlarının ikinci eşine miras kalmasını engellemek olduğunu, davalının 2 ve 9 parsel sayılı taşınmazları kızı ...’ya temlik etmek suretiyle kaçırdığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının, geri çevrilmesine ve kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/10/2021 tarihli 2021/1734 E., 2021/2121 K. sayılı kararıyla; hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı mirasçısı ... vekili, müvekkilinin yargılama sırasında ölen davacının ikinci eşi olduğunu, davalı ve dava dışı kardeşlerinin müvekkilini mirastan mahrum bırakmak amacıyla aldıkları senetler vasıtasıyla korkutup kandırdıkları mirasbırakandan dava konusu taşınmazların temlikini sağladıklarını, dinlenen tanıkların iddialarını doğruladıklarını, dava açılmadan önce dava dışı ...’ya devredilen taşınmazlar ile ilgili talepleri olmadığını beyan etmelerine karşın hüküm konusu yapılarak aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.
Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.
Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.
İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nın 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır. Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.
3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, (V/3.2.) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı mirasçısı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.