Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7532 E. 2024/252 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıya ait parsele bitişik taşınmazın bir kısmının davacıya ait olduğunu iddia edilmesi üzerine, satış senedinin kapsamı, tarafların zilyetlikleri ve harita ile hava fotoğraflarının değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, satış senedinin kapsamının belirlenmesi, hava fotoğraflarının ve haritaların doğru şekilde değerlendirilmesi, taraf tanıkları ve bilirkişi beyanlarının alınması hususunda eksik inceleme yapması, bozma kararına uygun şekilde araştırma ve inceleme yapmaması ve davayı aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/129 E., 2021/85 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı; ... Mahallesi'nde kain ... parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın davalı ... adına tescil edildiğini, ancak taşınmazın 18.05 m2 lik kısmının kendisi ve ... adına kayıtlı 136 ada 34 parsel sayılı taşınmaza ait olduğunu ileri sürerek tapusunun iptaliyle kendisine ait taşınmaza eklenmek suretiyle tescilini talep etmiş, yargılama sırasında ... davaya muvaffakat etmiştir .

II. CEVAP

Davalı; dava konusu yerin davacının dedesi...'dan 1983 yılında harici senet ile satın alındığını, bu senet doğrultusunda adına tescil edildiğini, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.

III. YARGILAMA SAFAHATİ VE MAHKEME KARARI

1-Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.09.2015 tarih, 2014/112 Esas, 2015/147 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın bitişiğindeki 34 parselin, öncesinde davacının dedesinin zilyetliğindeyken dava konusu 33 parsele tekabül eden kısmının 05.10.1983 tarihli köy senediyle davalının dedesi ...'a satıldığı, satış senedinde 33 ve 34 parseller arasında "güneye doğru 5 metre mesafe bırakılacağı" şeklinde düzenleme yapıldığı ve 41,73 m2 yüzölçümündeki kısmın 34 parselde olması gerekirken 33 parselde tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 133 ada 33 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 41,73 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

2-Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 26.06.2018 tarih, 2016/2293 Esas, 2018/4317 Karar sayılı kararıyla; davacının satış senedi ile 05.10.1983 tarihli anlaşma senedine dayandığı halde anlaşma senedinin dayanağı olan haritanın bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, senet kapsamının belirlenmediği, davacının talebinin18,05 m2 alana ilişkin olup, ıslah talebinde bulunulmadığı halde talep aşılarak 41,73 m2lik alanın davacıya verilmesine ve dava konusu taşınmazın 33 parsel sayılı taşınmaz olmasına rağmen infazda kuşku yaratacak şekilde kısa kararda 34 parselden söz edilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 136 ada 33 parsel ile davacıya ait olan 136 ada 34 parsel sayılı taşınmazların öncesinde davacının dedesi...'ın zilyedliğinde iken 33 parsel sayılı taşınmaza tekabül eden dava konusu kısmın 05.10.1983 tarihli köy senediyle davalının dedesi de olan ...'a sattığı, satış senedinde 33 ve 34 parseller arasında "güneye doğru 5 metre mesafe bırakılacağı" şeklinde düzenleme yapıldığı, 34 parsele tekabül eden kısmın davacıya verildiği, kadastro tespitinin 28.03.2006 tarihinde kesinleştiği, senede konu haritanın varlığına rastlanılmadığı, dosyaya kazandırılan 1982, 1992 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu edilen taşınmazın mevcut olan güncel sınırlarını o tarihte de koruduğu, kadastro tespitiyle uyuştuğu, zilyetlik şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin satış senedinde satışa konu alana dahil olmadığını, buranın ışıklık payı ve kapı girişi olduğunu, şartlı senedin içeriğinin 3091 sayılı Kanun'a göre verilen müdahalenin meni kararıyla uyuştuğunu, davalı ve babasının dava konusu yeri kendi alanına kattıklarını, satışa vakıf olmayan kişilerin dinlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.

2-Somut olayda; bozma kararından önce alınan fen bilirkişi raporunun, bozma kararından sonra alınan fen bilirkişi raporuyla uyumlu olmadığı, çelişkili olacak şekilde çekişme konusu alanların kroki üzerinde gösterilen konumlarının tamamen farklı olduğu, dosya içinde bulunan 3091 sayılı Kanun kapsamında yapılan soruşturmaya ilişkin evrak örnekleri getirtilmek suretiyle içeriğindeki beyanlar üzerinde durulmadığı, sözü edilen soruşturmaya konu taşınmazın dava konusu taşınmaza ait olup olmadığının incelenmediği anlaşılmıştır.

3- Doğru sonuca varılabilmesi için yeniden keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğünün sorulup saptanması, taraflara dosyada mevcut satış senedi ve 3091 sayılı Kanun kapsamındaki soruşturma evrakı getirtilerek soruşturmaya konu taşınmazın dava konusu taşınmaza ait olduğunun anlaşılması halinde taraflara beyanları hakkında diyeceklerinin sorulması, 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi uyarınca uyuşmazlığın aydınlatılmasını sağlanmalıdır.

4-Fen bilirkişisine dosya içerisinde mevcut bozma öncesi ve bozma sonrası raporlar arasındaki çelişki giderilecek şekilde çekişme konusu alanın taşınmazın hangi bölümüne ait olduğuna ilişkin yeni bir kroki düzenlettirilmesi; hâkimin davayı aydınlatma görevi bulunması nedeniyle soruşturma evrakında tanık olarak dinlenen kişilerin ifadelerine başvurulması, gerekmektedir.

5-Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasına aldırılan hava fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerdeki niteliğini ve kullanım şeklini açıklayan ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, çekişme konusu alanın yüzölçümünün küçük olmasının doğru tespit yapılması yönünden yanılgıya neden olabileceği de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

Değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

İstek halinde peşin alınan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.