Logo

1. Hukuk Dairesi2022/754 E. 2022/2794 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis davası sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...’ın 200 ve 350 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak oğlu olan ...'a ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini ve işlem tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olmadığını ileri sürerek, taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde faizi ile birlikte tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, temlikin mal kaçırmak amaçlı olmadığını, akit tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olduğunu, ayrıca dava dışı taşınmazlarını satarak davacılara para verdiğini, davacı ...’ın mirastan feragat sözleşmesi ile hakkını aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; 21/11/2018 tarihli Adli Tıp raporuna göre mirasbırakanın akit tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, mirasbırakana davalının baktığı, mirasbırakanın maliki olduğu iki parça taşınmazını satıp satış bedelini çocukları arasında paylaştırdığı, terekesinde 10 dönüme yakın taşınmaz bıraktığı, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı, devredilen taşınmaz miktarının makul olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın maddi yardıma ihtiyacının olmadığını, tarla ve arsalarından kira geliri elde ettiğini, 2012 yılında satmış olduğu tarladan kendisine yetecek kadar birikmiş para geldiğini, davalının mirasbırakana ait tüm kira gelirlerini aldığını, kira gelirlerinin davalıya ödendiğine dair banka kayıtlarının celbi talep edilmesine rağmen Mahkemece bu taleplerinin dikkate alınmadığını, davalının mirasbıraskana baktığı kabul edilecek olsa dahi bakım karşılığını bu gelirler ile aldığını, ölünceye kadar bak sözleşmesinin mirasbırakanın mal varlığının büyük çoğunluğunu kapsayan iki taşınmaz için yapıldığını, terekedeki taşınmazların değer tespiti yaptırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin, dava değeri olan 629,467,00 TL üzerinden nispi olarak hesaplanması ve buna göre takdir edilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının vekalet ücreti ile ilgili kısmının kaldırılmasını, ve belirtilen değer üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine; davalının istinaf başvurusunun davanın niteliği gereği nispi harç ve vekalet ücretine tabi davalardan olduğu, davalı yararına dava değeri dikkate alınarak nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi gereğince kabulüne karar verilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614).

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1928 doğumlu olan mirasbırakan ...’ın 26/11/2015 tarihinde öldüğü, geride davacı çocukları Bayram ve Nazire ile davalı oğlu Şaban’nın mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın 04/08/2015 tarihinde maliki olduğu 803 m² yüzölçümlü bahçe vasıflı 200 ve 320 m² yüzölçümlü kerpiç ev vasıflı 350 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya temlik ettiği, 22/02/2012 ve 22/06/2015 tarihlerinde iki parça taşınmazını dava dışı kişilere devrettiği, terekesinde 9900 m² yüzölçümlü tarla vasıflı 76 parsel ile 67 m² yüzölçümlü samanlık vasıflı 353 parselin bulunduğu, dava konusu taşınmazların keşfen saptanan dava tarihindeki toplam değerinin 944.200,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. Yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığı, mirasbırakanın davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği taşınmazlar dışında temlik tarihinde üzerinde kayıtlı bulunan taşınmazların değerleri tespit edilmeden karar verildiği anlaşıldığından sözleşme tarihi itibariyle mirasbırakanın maliki ve paydaşı olduğu taşınmazların rayiç değerlerinin bilirkişi raporu ile saptanması, bu taşınmazlar ile ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazların temlik tarihi itibariyle değerleri esas alınarak yapılan devrin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, mirasbırakanın temliklerdeki amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile HMK'nın 371. maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.