Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7655 E. 2023/4879 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uyma şekli.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, Yargıtay’ın bozma kararına uyarak yaptığı incelemede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davalının temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1499 E., 2022/1539 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/803 E., 2021/541 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ... ’nın 4 parsel sayılı taşınmazdaki 12 numaralı bağımsız bölümünü davalı kızı ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın ölümünden çok uzun zaman sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, boşandıktan sonra annesinin yanına ona destek olmak için yerleştiğini, tüm bakım ve tedavilerinin tarafından yapıldığını, bir dönem mirasbırakanın yatalak dahi olduğunu, mirasbırakanla sözlü olarak ölünceye kadar bakım akdi yaptıklarını, devrin de bu amaçla yapıldığını, kaldı ki mirasbırakanın sağlığında diğer mirasçılara da mal paylaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2021 tarihli ve 2019/803 Esas, 2021/541 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın taşınmazı satmasını gerektirir bir nedeninin bulunmadığı, bedeller arası fahiş fark olduğu ve davalının görev sınırını aşıcı mahiyette bir bakımının olmadığı nazara alındığında işlemin bedelsiz ve muvazaalı yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2021 tarihli ve 2021/2090 Esas, 2021/1949 Karar sayılı kararıyla; kararın tebliğinden sonra süresi içinde yasaya uygun istinaf başvuru dilekçesi verilmediği, süre tutum dilekçesinin yasada düzenlenen haliyle istinaf dilekçesi olarak kabulüne imkan bulunmadığı, bu nedenle süresinde ve usulüne uygun başvuru bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345 ... 346/2 nci ve 352/1 ... maddeleri uyarınca istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 27.04.2022 tarihli ve 2022/847 Esas, 2022/3573 Karar sayılı kararıyla; ''... Her ne kadar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345 ... maddesi uyarınca istinaf süresi kararın tebliği ile başlıyor ise de tarafların kararın tebliğinden önce istinaf yoluna başvurmalarında yasal bir engel bulunmamaktadır. Ne var ki aynı Kanun'un 355 ... maddesi gereği inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır ve Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık görülen hallerde incelemeyi re'sen yapar. Somut olayda da, davacı süre tutum dilekçesi vermekle istinaf iradesini ortaya koymuş ve gerekli harçları yatırmıştır. Hal böyle olunca, istinaf isteğinin süresinde olduğu ancak istinaf nedenlerinin bildirilmediği gözetilerek kamu düzenine aykırılık yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde istinaf isteğinin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir..'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2022/1499 Esas, 2022/1539 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında ve karara esas yargılamada kamu düzenine aykırı bir hususun bulunmadığı, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın yasaya aykırı olduğunu, bozma üzerine bölge adliye mahkemesince dosyanın esasın incelenmeksizin bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verildiğini, dava konusu taşınmazın bakım karşılığı davalıya devredildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

2. 4721sayılı ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 81.891,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince muvazaanın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin "kararın usul ve yasaya aykırı olduğu" şeklindeki istinaf talebinin, dilekçenin kararın tebliğinden sonra verilmediği ve süre tutum dilekçenin istinaf dilekçesi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle reddine dair verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Dairemizce "...6100 sayılı HMK'nın 345. Gereğince istinaf süresi kararın tebliği ile başlıyor ise de; tarafların kararın tebliğinden önce istinaf yasa yoluna başvurmalarına yasal bir engel bulunmamaktadır. Ne var ki aynı Yasa'nın 355. maddesi gereğince inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır ve Bölge Adiye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık görülen hallerde incelemeyi re'sen yapar. Somut olayda davacı süre tutum dilekçesi vermekle istinaf iradesini ortaya koymuş gerekli harçları yatırmıştır. Hal böyle olunca, istinaf isteğinin ...süreden reddine karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmuştur.

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince, kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin kararında usul ve yasaya bir aykırılık tespit edilmediğine göre 6100 sayılı HMK'nın 353/b-1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesinin incelenen 12.07.2021 tarihli kararı kaldırılmadan, mahkemenin yerine geçerek ve infaz edilecek kararı ve tarafların kararın ferilerine ilişkin yükümlülüklerini değiştirecek şekilde işin esası hakkında kabule dair yeniden hüküm kurulmasının, ayrıca İlk Derece Mahkemesi kararında doğru yazılmış iken yeni kurulan hükümde davacıların soyadlarının "..." olarak yanlış yazılmasının kararın bozulmasını gerektirdiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyoruz.27.09.2023